Albino nedir? Albino hastalığının sebepleri nelerdir?
Albino bir deri hastalığı ve bu hastalığa yakalanan insan yada hayvan için çok zorlu yaşam koşulları olduğunu söyleyebiliriz. Bu yazımızda Albinizm nedir? Albino nedir? Albino hastalığının nedenleri nelerdir? sorularının cevabını bulabileceksiniz.
Albino nedir? Albino hastalığının sebepleri nelerdir?
Her gün etrafımızda bir çok albino hastası görmeniz mümkündür. Bazen yüzü, kirpikleri, saçları tamamı ile bembeyaz olan kişiler görmekteyiz. Bu kişilerin neden böyle olduğunu merak ettiğimizde ise “Albino” denilen hastalığa sahip olduklarını öğreniriz. Peki albino (akşınlık) hastalığı nedir? Albino hastalığının tedavisi var mıdır? Albino hastalığının sebepleri nelerdir?
Albino Nedir?
Halk arasında albino ya da akşınlık olarak bilinen hastalığın adı aslında Albinizmdir. Vücutta var olması gereken melanin maddesinin eksikliğinden veya vücutta bu maddenin hiç olmayışından dolayı ortaya çıkmaktadır. Melanin maddesi, vücuttaki deriye, kirpiklere, saçlara ve gözlere renk veren pigmentlerdir. Bu pigmentlerin eksikliği insanlarda görüldüğü gibi, hayvanlarda da görülmektedir. Yani hayvanlar üzerinde de albino hastalığının oluşması mümkündür.
Hayvanlarda oluşan albino hastalığında, doğa şartları çetin ve zorlu olduğu için, yaşama oranı ile hayatta kalma oranı oldukça düşük seviyededir. Tamamen beyaz olan bir hayvanın, avcı yırtıcılar tarafından fark edilip av konumuna düşmesi oldukça kolaydır. Kendi kendilerini kamufle ederek saklanma yetenekleri düşük olan bu hayvanların parlak derilerinden kurtulmak için yapabilecekleri bir şey ne yazık ki yoktur.
Albino olan hayvanların çok azı avlanma yaşlarına kadar hayatta kalabilmektedir. Çünkü yırtıcılar tarafından uzaktan çok rahat fark edilebilmektedirler. Derilerinin normal olmayışından ötürü kendilerini kamufle edememektedir. Tıpkı bir güneş damlası gibi parlayan tenlerinin bıraktığı mükemmelliyet etkisi yırtıcıların gözlerinden kalplerine akmaktadır. Sonra iştahlarını kabartmakta ve zaten yavru olan hayvanın kaçacak bir yeri kalmamaktadır.
Albino, genel olarak ele alındığında, vücuda renk veren melanin pigmentinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Ve sonuç olarak vücudun, saç, sakal gibi bölgelerinde beyaz bir renge sahip olmasına neden olmaktadır. Albino olan kişilerde, renk pigmentleri olmadığı veya az olduğundan dolayı, bu kişilerin genellikle güneş ışınlarından korunması gerektiği söylenebilir. Güneşten gelecek zararlı ışınların vücuda etkisi hızlı olacağından, uzun süre güneş altında kalmak, tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir.
Hayvanlardan ziyade, albino olan insanlar, değişik görünüşleri ile toplum içerisinde her zaman dikkat çekmekte ancak toplum tarafından yadırganma ve dışlanma gibi olumsuz etkilere mağruz kalmamaktadırlar. Albino kişilerin gözleri genellikle açık renkli olup, yansıyan ışığın kırmızı olması ile pembe renge bürünebilmektedir.
Melanin maddesi, derinin dışında hastanın göz rengini de etkilemektedir. Albino hastalarında göz rengi de farklıdır. Göz bebekleri pembe renkte olmaktadır. Gözlerini yansıyan ışık sayesinde kırmızı renkte görmemiz de mümkün olabilmektedir. Albino hastalığı taşıyan neredeyse tüm hastalarda astigmat problemi de görülmektedir.
Ayrıca derilerinde renk pigmentleri bulunmadığı ya da az bulunmasından dolayı güneşten gelen zararlı ışınlar direkt vücuda gider. Bu yüzden fazla güneş altında bulunmaları gerekmektedir.
Albino hastalığının genetik olduğunu söylemek oldukça mümkündür. Yani anne ve babanın bu hastalığı taşıyıcı olması gerekmektedir. Ancak yalnızca annede ya da babada albino hastalığının oluşu, çocuğun da albino olacağı anlamına gelmemektedir. Ama aile bireylerinden birisinde olmasının yanında, sülalede bu hastalık var ise çocukta olma ihtimali de gayet yüksektir. Üstelik yapılmış olan araştırmalar, albino hastalığının kızlarda daha çok görüldüğünü ortaya koymaktadır.
Albino Hastalığının Çeşitleri Nelerdir?
Albino hastalığının bilinen 8 adet çeşidi bulunmaktadır. Bunların içinden 6 tanesi tam olarak teşhis edilebilmektedir. Geriye kalan 2 çeşidin keşifleri yapılmış olmasına rağmen kesin olarak tanısı konulamamıştır. En sık görülen ve en çok bilinen ve teşhis edilen albino türleri ise; kısmi albino ve tam albinodur.
Kısmi Albino
Melanin maddesi; vücutta biraz olsun üretiliyor ise, kısmi albino oluşacaktır. Kısmi albinoda, vücudun bazı bölgelerinde beyaz nokta ve lekeler oluşmaktadır.
Tam Albino
Tam albinoda, vücut hiçbir şekilde melanin maddesi üretmemektedir. Bu durumda kişinin vücudu, kirpikleri ve saçları tamamen beyazlamaktadır.
Albino Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Hastalığın belirtileri incelendiğinde deride görülen renk değişimlerinin yanında, gözlerdeki değişimler de hastalığın belirtileri olarak ortaya çıkmaktadır. Albino hastalığı esas olarak göz doktorlarının muayeneleri ile belli olmaktadır. En temel albino hastalığı belirtisi ise gözün arka kısmındaki faveonun renksiz olmasıdır.
Gözün içerisinde renk olmaması sebebi ile albino hastaları, görme bozuklukları yaşamaktadırlar. Ve görme düzeyi de yüzde 5 ila yüzde 10 civarında olmaktadır. Yaş ile birlikte de görme bozuklukları gittikçe artmaktadır. Gözlerdeki astigmat, albino hastalarının yaşadığı en önemli sorundur.
Albino hastalığının en önemli diğer belirtisi ise, deri üzerinde meydana gelen beyazlıklardır. Beyazlıklar, parça parça lekeler halinde veya vücudun tamamında olabilmektedir. Albino hastalığı teşhisinin konulabilmesi için mutlaka genetik testlerin yapılması gerekmektedir. Bu testler ne yazık ki Türkiye’de yapılamamaktadır. Birçok laboratuvar bu sebeple, hastalığın teşhisini koyarken, yurt dışındaki laboratuvarlar ile beraber çalışarak ortaya koyabilmektedir.
Albino Hastalığının Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Albino hastalığının tedavisi için maalesef ki kesin bir yöntem bulunmamaktadır. Ama bu konudaki bilimsel çalışmalar tüm hızı ile sürdürülmektedir. Özellikle kısmi albino için şu ana kadar birçok farklı yöntemler denenmiş olup, herhangi bir kesin tedavi yöntemi bulunamamıştır.
Albino Hastalarının Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Nelerdir?
Genetik bir hastalık olan albino hastalığı deriyi etkilediği için bu hastaların derilerini korumaya oldukça özen göstermeleri gerekmektedir. Özellikle güneşli havalarda dışarı çıkmaları sakıncalı olmaktadır. Güneşin zararlı ışınları direkt olarak deriyi etkilediği için deri üzerinde kızarıklar ve güneş yanıkları oluşabilmektedir. Albino hastalığı olanlar dışarı çıkmadan önce mutlaka koruyucu kremler kullanmaya özen göstermelidirler. Güneşli havaların yanı sıra hava bulutlu dahi olsa koruyucu krem kullanmaları gerekmektedir.
Albino hastalarında deri içerisinde renk pigmentleri olmadığı için güneşin zararlı ışınlarından doğrudan etkilenirler. Bu ışınlar deri kanserine direkt olarak yol açmasa da albino hastalarının deri kanseri olma riski oldukça yüksektir. Bu nedenle dışarı çıkarken koruyucu kremler kullanarak şapka takmaları gerekir.
Albino hastalarının gözleri güneşten doğrudan etkilenir. Güneşli havalarda görme bozuklukları daha çok yaşanır. Bu nedenle güneşli havalarda dışarı çıkarken koyu renk camları olan güneş gözlükleri takmaları gerekir. Anne babaların albino hastalığı olan bebekleri için de güneş gözlükleri alarak kullanmaları gerekir.
Albino hastaları gözlerinde yaşadıkları sorunlar nedeniyle engelli bireyler olarak tanımlanmaktadırlar. Elektronik teleskop, teleskopik gözlük ve el dürbünleri albino hastalar için görme bozukluklarının iyileştirilmesi adına kullanılacak aletlerden bazılarıdır.
Akşınlarda (gerek insan, gerek hayvan) deri çok ince ve beyazımsı (ya da hafifçe pembe), kıllar (ya da tüyler) beyazdır. Gözlerin göz bebekleri pembe, ağ tabakadan yansıyan ışık kırmızı olmaktadır. Gözler ışığa duyarlıdır ve genellikle astigmattır. Akşınlık ender de olsa, zeka geriliği ya da bedensel gerilikle birlikte olabilmektedir.Derilerinde renk pigmentleri bulunmadığı ya da az bulunduğu için güneşten gelen zararlı ışınlar vücuda girmekte ve fazla güneş altında bulunmaları ölümlerine bile yol açabilmektedir.
Bu yazımızda sizler için albino hastalığının ne demek olduğunu, albino hastalığının sebeplerini, ne şekilde anlaşılarak ortaya çıktığını ve tedavi yollarını anlattık. Bu üzücü bir haber ancak maalesef henüz tedavisi bulunmamaktadır. Tıbbın ileri seviyelere geldiği günümüzde bu tip çözümsüz hastalıkların kalmaması, en büyük dileklerimizden biri olacaktır. Umarız herkes için faydalı bir makale olmuştur.