İnsan hafızasının sınırı var mı? Hafıza (Bellek) kapasitesi nasıl artar?
Hafıza (Bellek) yaşanan her anı, öğrenilen bilgileri, görülen her nesnenin, geçmişle ilişkilendirerek zihinde saklayabilen organik güce denir. Tıpkı kullandığımız akıllı telefon yada fotoğraf makinelerinin içindeki depolama üniteleri hafıza yada bellekler gibidir. Peki insan hafızası dijital cihazlarda ki gibi hafıza doldu uyarısı verebilir mi? Yazımızda Hafıza aşamalarından, Hafıza depolanması nasıl olur? Hafıza modelleri nelerdir? Hafızanın fizyolojisi ve bozuklukları nasıl oluşur? İnsan hafızasının sınırı var mı? Hafıza (Bellek) kapasitesi nasıl artar? gibi soruların cevabını bulabileceksiniz.
İnsan hafızasının sınırı var mı? Hafıza kapasitesi nasıl artar?
Hafıza (Bellek) hakkında dilerseniz bilimsel olarak nedir kısaca açıklayalım.
Bilim son yüzyıllarda hafıza konusu hakkında bir çok araştırma yapmakta. Hafıza Psikolojide, bilgiyi depolayıp, ardından saklama ve ardından geri çağırma yeteneği olarak görülmektedir. 20. yüzyıla girişte Hafıza konusu, daha çok algılama psikolojisinin (cognitive psychology) paradigması olarak görülmeye başlamış. 21. yüzyılın başlarından itibaren, hem nörolojik bilim dalı hemde algılama psikolojisinin ortak kümesinin içinde incelenmeye başlanmıştır.
Hafıza (Memory), incelenirken Duyusal Hafıza, Kısa süreli Hafıza ve Uzun süreli Hafıza olarak 3 aşama olduğu gözlemlenmiştir. Şimdi Hafıza Aşamalarına ve Modellerine kısaca bir göz gezdirelim.
Hafıza Aşamaları Nelerdir?
- Duyusal Hafıza: İnsan beyni bir nesneyi algılama süresi kişiden kişiye değişir. Kimi 200 milisaniye de algılarken, kimi 500 milisaniyede (Yarım saniye) algılar. Göz bir nesneyi algıladığı zaman bir kaç saniye içinde neye benzediği yada ezberlenme sürecine Duyusal Hafıza diyebiliriz. George Sperling, Duyusal Hafıza ile testler yapmış, 4 kolon 3 satır şeklinde yapılan tabloda 12 harf deneklere gösterilmiş. Önce harfler sorulmuş, hepsini söyleyen deneklere, ardından tablo kapatılarak harf sıraları sorulmuş. Deneklerin hepsi bu sıralamayı doğru bilememiş.
- Kısa Süreli Hafıza: Duyusal Hafıza ile alınan nesneler, bir kaç saniye hatta 1 dakikalara kadar geri çağrılma süresinde tekrar hatırlanabilir. Fakat kapasitesi sınırlıdır. George A. Miller, Bell laboratuvarlarında yaptığı deneyde kısa süreli hafızanın depolama kapasitesinin formülünün 7 (+ veya – ) 2 nesne yani ya 5 yada 9 nesne olduğunu belirlemiş. Fakat son araştırmalarda bunun ya 4 yada 5 olduğu gözlemlenmiş. Fakat gruplama yapılarak hafızanın kapasitesinin artacağını da görmüş. Bunu sizde bir örnekle yapabilirsiniz. USATURFASGMC harflerini sırayla saymakta zorlanırsınız belki ama gruplayarak USA, TUR, FAS, GMC olarak daha rahat ve tamamı hatırlanabilir. Herbert Simon, gruplamanın 3 ‘lü olarak yapılması, beyin için en iyi model olduğunu söylüyor. Bu yüzden ülke telefon kodları kolay ezberlenip, hatırlansın diye 3’lü grup şeklindedir.
- Uzun süreli hafıza: Bazen ömür boyu saklanabilecek kadar uzun sürebilen hafızadır. Bilimsel anlamda bu kadar uzun süre hafızada kalan bir nesne, semantik yani anlamsal şifreleme yaptığından kaynaklanıp, beynin hippocampus bölgesinde saklandığıdır. Uzun süreli hafıza, uyku içerisindeki REM döneminde gelişir. Bu yüzden uykusuzluk uzun süreli hatırlamaları engeller.
Hafızanın fizyolojisi nedir? Hafıza bozuklukları
Bilim insanları halen beynin hafıza mekanizması hakkında kesin bilgi sahibi değildir. Tüm insanlarda beyindeki hippocampus, amygdala, striatum veya mammilary yapılarının hafıza türlerinin belirlenmesinde etken olduğu düşünülmektedir. Mesela, Duyusal öğrenmede amygdala, Göreceli öğrenme konusunda da hippocampus etkilidir.
Fakat hafızanın nasıl zincirleme yaptığı ise halen bilim adamlarının merakındadır.
Bellek bozukluklarının başında Hafıza Kaybı yada Amnezi gelmektedir. Nörolojik Hastalıklardan, Demans ve Alzheimer gibi hafıza bozukluluğunun yanında algı bozukluğu olabiliyor. Kısa süreli hafıza kayıpları, tam olarak bir hastalık sayılmasa da, “Tongue Fenomeni” hastalığının başlangıcı olarak da görülebilir. Bir diğer hastalık ise Hafıza zedelenmesi hypothyroidism‘dir.
İlgili Link: Anlık gelen geçici Hafıza kaybının sebebi ve çözümü nedir?
İnsan beynin hafızası dolar mı?
İnsan beyni, dijital makinelerin bellekleri gibi dolmaları beklenemez. Hafıza kapasitesi hiç dolmaması, sınırsızca kaydetme özelliği hala bilimin en çok merak ettiği konulardandır.
Nörologlar, bunun için o kadar çok çalışma yaptılar ki!
Hafızasıyla inanılmaz başarılar sağlayarak, bilişsel yetenekleri gördüklerinde çok şaşırmışlardır.
İlk dikkat çeken 1993’te taksi şoförlüğü yapan Tom Morton, Lancashire bölgesindeki 16 bin Telefon numarasını hafızasında tutmuş, Britanya Olympia Telefon Santral bilgisayarını yenmişti.
Telefon numaralarını akılda bazı kimseler tutamazken, bazıları ise binlerce rakamı hatırlayabiliyor. Bunlardan biri 24 yaşında bir Çinli bir öğrenci. 2005 yılında Çao Lu adındaki Çinli, Matematikteki sonsuz olan Pi sayısının 67 bin 980 rakamını ezberleyerek dünya hafıza rekoru kırmıştı. Bazı zeki insanlar ise geçmişteki isim, tarih ve en karmaşık görselleri bile unutmuyor. Bazen kaza sonucu da hafıza rekorları kıranlar çıkıyor. Orlando Serrell adındaki bir öğrenci 10 yaşında iken kafasına Beysbol sopası ile başının sol kısmına aldığı darbe sonucu sayısız araba plakası ezberlediği, geçmişteki tarihlerin hangi güne denk geldiğini rahatça sayabilmekteydi.
Nasıl olur da beynin hafıza sınırlarını bu kadar rahatlıkla zorlanabiliyor? Neden hafızaları dolmuyor?
Bilim insanları hafızanın piramidal hücre adı verilen, 100 milyar sinir hücresi yada nöronlardan meydana geldiğini, bu hücrelerin sadece 1 milyar kadarının uzun dönemli hafızada görev aldığını söylüyor. Basit bir matematik yaparsak hafıza da , bir nöron 1 birim yer kaplasa, beyinde boş yer kalmıyor. Bunu daha basit şekilde anlatan Psikoloji profesörü Paul Reber, nöronların bir ağ şeklinde olduklarını ve diğer ağlarla iletişimde olduklarını, bu yüzden hafıza kapasitesinin boş kaldığını söylüyor.
O zaman hafıza şampiyonlarının hafıza kapasiteleri daha fazladır düşüncesi yanlış oluyor. Ezberleme konusunda beyinlerini kontrol etme becerisi kazandıkları için, farkında olmayan insana göre ise neredeyse eşit hafızaya sahip. Bunu dilerseniz bir örnekle pekiştirelim.
Nelson Dellis adında bir Amerikalının çok kötü bir hafızası vardı. Pratik yapmaya başlar ve aldığı kısa eğitimlerle normal insanın aklına gelemeyecek bir yeteneğe sahip oldu. Katıldığı hafıza müsabakasında ABD’nin hafıza şampiyonu oldu. Nelson Dellis, “Hafıza Sarayı” yöntemini kullanıyor. Tekniğini kendi şöyle anlatıyor; “Hatırlamak istediğim şeylerin kafamda görüntüsünü oluştururum. Hayalinde bir çıkış kapısı canladırıyorum ve hemen çıkışında bir masa var. Hayalinde ki görüntüleri ise masaya diziyorum. Her görüntü ile bir masayı ilişkileyip onlarla bağ kurarım. Böylece ezberledikleri nesneler kategorilenmiş olur ve istediğimde masadan alıyorum.” Nelson Dellis bu yeteneğin herkes de var olduğunu ekliyor. Nelson Dellis, hafıza geliştirmeye başlamadan önce 20 tane oyun kağıdını 20 dakika da ancak sırasıyla ezberlediğini, ama kendimi geliştirdikten sonra bunun 30 saniye sürdüğünü söylüyor. Ama bu tekniği geliştirmek için günde 5 saat çalıştığını da belirtiyor.
Matematikteki sonsuz olan Pi sayısının 67 bin 980 rakamını ezberleyen Çao Lu adındaki Çinlide aynı şekilde bir tekniği var.
İlgili Link: Beynin yaşlanmasını engellemenin altı yolu nedir?
Bağlantılı düşünme ile herkes Hafıza şampiyonu olabilir!
Hafıza kapasitesi o kadar çok geniş ki! Hafızama boş şeyler yerleştirmem çünkü yeni şeylere yer kalsın diyebiliriz. Halbu ki ne kadar yanlış bir düşünce. Aslında herkes doğru bir yöntemle Ayaklı Ansiklopedi olabilir.
Sydney Üniversitesi’nden Allen Snyder, eğer doğru yolla yapılırsa, hafıza geliştirmek için saatler ayırmaya gerek kalmayacağını da söylüyor. Bağlantılı düşünme ile bütünden parçaya değil, parçadan bütüne gidilmesi gerektiğini belirtiyor.
Allen Snyder, bunu bir örnekle açıklıyor. Yaptığı bir araştırma deneyinde, otomobil parçalarının olduğu bir alışveriş listesini deneklere ezberlemelerini istemiş. Fakat bu listeyi verirken o parçaların bir otomobil listesi olduğunu söylememişti. Denekler listeyi okurken otomobil parça listesi olduğu ile ilgili olduğunu söylüyorlardı. Yani beyin parçaları birleştirmişti. Duyuların beyne ilettikleri birçok veri aslında hemen bilincimize düşmüyor. Dahi insanlarda bu durum böyle değil. Onlar da bağlantılı düşünme devreye girmez, ayrıntılara kadar hatırlama becerileri vardır. Yani söyle açıklayalım, normal bir insan bulaşık süngeri, bulaşık makinesi deterjanı, lavoba açıcısı gibi listeyi hemen Mutfak ile çağrıştırmaya başlar. Yüksek zekalı yada dahilerde mutfak ile ilgili bir bağlantı söz konusu değildir. Onlarda her nesnenin üst bir bağlamı yoktur.
Bazı Demans hastaları daha önce sanatla uğraşmadığı halde harika resimler çizebiliyor. Otizmde ve üstün zekalılık hastalık durumlarında da harika ezberlemeler görülmekte. Kafasının sol kısmına aldığı darbe ile hafızasındaki büyük değişiklik, beynin hangi bölgesinin bu konuda aktif olduğunun da ip ucunu veriyor. Sol kulağın üzeri, ön şakak lobu bu konuda ilk araştırılacak bölgelerden biri. Boksörlerin da ilerleyen zamanlarda hafıza kayıplarına uğraması, Kafa topu ile çok atış yapan futbolcular da bu kısımlara aldığı darbelerden dolayı olabilir.
Okumadan Geçme: Topa kafa atılması hafıza kaybını tetikliyor!
Veri indirme hızı mı?
Allen Snyder’e göre, beynin bu bölgesine alınan darbenin bazı nöral işlevlerinde engelleme oluşturduğunu söylüyor. Fakat diğer bilim insanları aynı fikirde değil.
Nortwestern Üniversitesi’nden Dr. Reber’e göre İnsan beyninin hafıza kapasitesi, hafıza alanı ile ilgili değil, düşünüldüğünde istenen verinin hemen bilince gelme hızı olduğunu söylüyor. Ona göre beyne gelen nesne hızı, hafızaya kaydetme hızından çok büyük olması gerekmektedir. Yani siz bir kelimeyi Google’dan aradığınızda, eğer internet bağlantınız yavaşsa mesela 10 megabit ile çekeceğiniz veriler, 100 megabitle internete bağlanan biri ile aynı olamaz. Peki ya Google neden hızlı? Oda aranılan kelime öbekleri ile ilşkilendirdiği siteleri, çok hızlı bir database ile çeker. Milyarlarca kelime olduğunu düşünürsek, Google serverlerinin sonuçları ne kadar hızlı verdiği aşikardır.
Hafıza ile ilgili neler okuyabilir? Hangi filmleri izleyebiliriz?
Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’in yazdığı, Bellek Funes (Funes el memorioso) adlı kısa öyküde, gördüğünü hiç unutmayan, geçmişindeki anıları tek tek hatırlayan Funes’i anlatmaktadır.
Yazar Marcel Proust, romanları hafıza sorunları ile ilgilidir.
1999 yılı yapımlı Tuhaf Günler (Strange Days), hafıza hakkında izleyebileceğiniz aksiyon ve bilimkurgu kategorilerinde iyi bir filmdir.
2001 yılı yapımlı Akıl Defteri (Memento) filminde anterograd amnezi olan bir kişinin, karısına tecavüz edip, öldüren bir suçluyu ararken yaşadığı kısa hafıza sorunlarını anlatmaktadır
2004 yapımlı Sil Baştan filmi, dram ve bilimkurgu kategorilerinde izleyeceğiniz eski filmlerdendir.
2015 yapımlı Ben Kingsley’in Self/Less filmi son zamanlarda çekilen en iyi Hafıza ile ilgili filmlerden biridir.