Kadınlar erkeklerden neden daha fazla yaşar? Bilim ne diyor?
Yapılan araştırmalara göre, erkekler dünyaya geldikleri andan itibaren, toplam nüfusun yarısına göre yapılan oranda daha erken yaşama veda edecekleri kesinlikle söylenebilir. Bunun nedeni ise cinsiyetlerinin erkek oluşudur. Hesaplamalara göre erkekler, kadınlara oranla 3 yaş erken ölüyor. Bu yazımızda Kadınlar erkeklerden neden daha fazla yaşar? Kadınların uzun yaşama sebebi hayat tarzları mı? Kadınların erkeklerden daha uzun yaşama sebebi genetik mi? yoksa hormonlar mı? Uzun yaşamın sırrı nedir? sorularının cevabını bilimsel olarak açıklamaya çalışacağız.
Kadınlar erkeklerden neden daha fazla yaşar? Bilim ne diyor?
Yazımızı başlamadan önce erkeklerin bunun sebebinin kadınların çok fazla konuşup tabiri caizse dırdır yaptıklarından dolayı olduklarını söyleyeceklerdir. Tabi bu işin şakası.
Bilim insanları 10 seneden fazla Erkek ve Kadın yaşam sürelerini araştırırken, karşılarına ilginç bir sonuç çıktı. Erkekler nerede yaşarlarsa yaşasın, hangi ırktan olursa olsun, ortalamalara bakıldığında kadınlardan 3 yaş daha erken öldükleri gözlemlendi.
Peki bunun nedeni neydi? Acaba bu bir lanet mi? Kadınların yaşam sırrı nedir? Bilim bunu nasıl açıklayacak?
Bilim insanları bunu araştırmak, yanıtını verebilmek için şimdilerde yoğun çalışmalar başladı.
İlk akla gelen ise Erkeklerin, Kadınlara göre daha ağır işlerde çalışmasıydı. Toprağı eken, biçen erkek, madenlerde çalışan erkek, inşaat işlerinde de çalışan erkek, çok fazla efor harcıyor. Yıllar sonra bedenin erken yaşlanıp, çökmesi görülebiliyor. Ama kadınlarda ev işlerinde yaptığı zorlu mücadeleyi dikkate alırsak, aranan nedenin bu olmadığı belli.
Eski yıllardan beri Kadın ve Erkek çalışma koşulları aynı olduğu dönemlere bakıldığında, sonuç gene aynıydı. Uzun yaşayan insanların ülkesi olarak İsveç’e baktığımızda, 1800’lü yıllarda kadınların ortalama yaşam süresi 33, erkeklerin ise 31’di. Şimdi ise İsveç Kadınlarının ortalama yaşam süresi 83,5 iken, erkeklerde 79,5 olduğu gözlemlendi. Aradaki 220 senelik fark olmasına rağmen Kadınlar Erkeklere göre yüzde 5 daha uzun süre yaşamış.
Bu sonuç ciddi bir şekilde bilimsel olarak açıklanmasına ihtiyacı var. Uzmanlar akıllarına gelen 3 ana başlık altında incelemeye koyuldular.
Kadınların Erkeklere göre daha fazla yaşamasının sebebi Yaşam tarzı mı?
Yaşam tarzı, hayat standartları hemen hemen her ülke de Kadının Erkekten daha fazla yaşadığını gösteriyor. Uzmanlar bu konuda Rusya’yı örnek gösteriyor. Alkol ve sigara tüketimi Rus Erkekler, Kadınlara göre daha fazla. Yaşam uzunluğuna bakıldığında Rus erkekleri, kadınlara göre 13 yıl daha az yaşıyor.
Erkeklerin kendi bedenlerine daha kötü davranması sonucu, ölümcül hastalıklara yakalanma riski hayli fazla. Uyuşturucu, sigara, alkol ve obezite oranlarına bakıldığında erkekler kadınlara oranla hayli fazla. Nedeni belki bu olabilir diyebiliriz. Ama bilim bu konuda tatmin olmuyor. Bu işin genetik boyutuna bakmak için bir dizi araştırma başlıyor.
Kadınların Erkeklere göre daha fazla yaşamasının sebebi Genetik kodlama mı?
İnsan ömrünün ne yaparsa yapsın bir miadı bulunuyor. Sonsuz yaşam diye bir söylem, uzmanlara göre pekte mümkün değil. Çünkü insan vücudunun bir bitme noktası var. Bu bitme noktası, bir hedefe ulaşmaya çalışan bir araç gibi düşünebilirsiniz. Araçla trafik kurallarına uyup, hız sınırlarını aşmadan varacağınız süre, kuralsız ve hız sabiti olmadan gidilen süreden daha azdır. Eğer sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürerseniz, bitme noktasına o kadar çok geç varır, aksine ne kadar çok sağlıksız ve dengesiz yaşanırsa, bitme noktasına o kadar çok erken ulaşacağınız anlamına gelir. Tabi burada hesapta olmayan en önemli faktörlerden biri de genetik kodlamadır.
İnsana genetik olarak en çok benzeyen, Goril, Şempanze, Orangutan, Gibon gibi primatlara bakıldığında da dişiler, erkeklere göre daha uzun yaşıyor.
İnsanda da durum böyle. Bakıldığında onların yaşam tarzları hem doğal hem de sağlıksız beslenmiyorlar.
Uzmanlar sosyal yaşam ve hayat tarzının uzun yaşamda etkisini dışlamıyor ama asıl insanı yaşlandıran sebebin Biyolojik bir neden olduğunu söylüyor.
O zaman genetik kodlamalara bir bakalım.
İnsanda her hücrenin bir DNA’sı var. Genetik kodlamanın organik molekülleri DNA’nın içindeki kromozomlarda bir çok aktif işleyiş var. Kromozomlar çifttir. Erkeklere bakıldığında Kromozomlar X ve Y olarak farklı çiftte, Kadınlara bakıldığında ise X ve X aynı tip kromozom çiftlerine sahiptir. Bilim dünyası bu araştırma da gördüğü fark ise, iki X kromozomu olan kadınlar, her genin bir kopyasının yedeğini tutar. Böylece yaşayacağı sorunda bu kopya genler devreye girer. Ama erkekte durum böyle değil. Herhangi bir sorunda gen yedeği olmadığı için, hücrelerin arızaları çoğalır ve hastalıklara karşı daha zor bir dönem geçirir.
Fakat daha da ilginç bir bilgi paylaşacağız. “Tempolu Koşan Kadın Kalbi” daha önce bunu belki de hiç duymadınız. kadınların adet dönemlerinin ikinci aşamasında, kalp atış hızlarında artış olduğunu ve bu ritim artışının sanki tempolu koşmaya benzetilmektedir. Yani Kadınların genetiklerin de kalp ve damar hastalıklarına, erkeklerden daha sonra yakalanmasının açıklamasından biri de budur.
Bakmadan Geçme: Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor?
Ayrıca boy olarak uzun olmak da uzun yaşam için dezavantajdır. Boy uzadıkça hücre sayısı artar. Fazla hücre olması, hücrelerdeki mutasyonun daha çok oluşacağı ihtimalini artırır. Birde beden olarak da irilik eklenirse enerji harcaması artacak ve oluşan atıklar vücudun daha çok deforme olmasına neden olacak. Erkeklerin boylarının uzun olması ve gövdelerinin de kadınlara göre daha büyük olması, uzun dönemde daha çok yıpranacağını göstermektedir.
Kadınların Erkeklere göre daha fazla yaşamasının sebebi Hormonlar mı?
Erkek ve hormon deyince ilk akla gelen testosteron hormonudur. Erkekte fazla kıl olmasının yada saç dökülmesinin, sesin kalınlaşmasını sağlayan bu hormondur.
Koreli bilim adamı Han-Nam Park, 19. asırda kralların yaşam şeklini incelerken farklı bir bulguya rastlıyor. Sarayda ergenlik öncesi hadım edilen 81 hizmetlinin ortalama yaşının 70 olduğunu görürken, kralların 50 yaşını zar zor yakaladıklarını görmüş.
Hadım edilmiş erkekler üzerine başka araştırmalar yapılmış ama Han-Nam Park’ın bulduğu gibi çok yaş farkları yokmuş. Fakat testisleri alınan erkeklerin normal erkeklere göre daha fazla yaşadığı söylenebilir.
Bunla ilgili Londra’daki UCL Üniversitesi görevlilerinden David Gem, testosteronun ergenliğe kadar çok faal çalıştığını söylüyor ve ona göre testosteron erkekte bu dönemde ciddi hasar verdiğini ekliyor. Bu düşünceyi destekleyen bir araştırma da var. ABD’de 20. asırda akıl hastanesinde kalan erkekleri kısırlaştırma işlemi zorunlu olarak yapılıyordu. Buradaki hastaların 15 yaşından küçük olanlara da yapıldı. Görülen o ki yıllar sonra 15 yaşından önce kısırlaştırılan erkekler, kısırlaştırılmış erişkin erkeklere göre daha uzun yaşamışlardı.
Testosteron hormonu kısa zamanda vücudun gücünü arttırsa da, meydana getirdiği değişikliklerden dolayı, ilerleyen yaşlarda, kalp hastalıkları, enfeksiyonlar ve kanser gibi sorunlarına zemin hazırlıyor.
Fakat Kadınlarda durum böyle mi?
Tabi ki hayır. Genetik olarak ciddi olarak özel bir kodlaması olması, fizyolojik olarak da onun gerçekten özel olduğunu gösteriyor. Kadınlardaki cinsiyet hormonu östrojen’dir. Ama erkeklik hormonu gibi salgılandıkça sorun olmuyor. Aksine tam bir Antioksidan gibi çalışıyor. Oksijenin yanması sonucu ortaya çıkan serseri mayınlar Serbest Radikaller, eksik kalmış elektronlarını sağlam hücrelerden almaya çalışmak üzere taciz ederler. Eğer bu işlem olursa hastalıkların zemini başlar. Ama Antioksidanlar, Serbest Radikalleri arar ve onların sağlam hücrelere zarar vermeden, eksik kalan elektronlarını yapışarak tamamlar. Ne kadar ilginç değil mi? Kadınların hormonları doğal olarak bir koruma sağlıyor.
Okumadan Geçme : Antioksidan nedir? Antioksidanların yararları nelerdir?
Hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışma bu olayın doğruluğunu da ispatlıyor. Östrojen salgılayan Yumurtalıkları alınan deneğin, hücre tamirlerini yeterince yapamadıkları gözlemlendi. Normal yumurtalığı olan hayvanlara göre de daha az yaşadığı görüldü.
Bilim neden Yaradılış bakımından Kadınlara kıyak geçercesine üstünlük sağladığını ise çok anlamlı bir nedene bağlıyor. Kadınların nesli devam ettirmesi için kendi bedeninin sağlam ve güçlü olması gerekiyor. Çünkü ana rahminde gelişen çocuk bir kordon vasıtasıyla anneden beslenmekte. Anne bu durumda Babaya göre güçlü olmalı. Demek ki kodlamayı yapan, her şeyi çok ince şekilde tasarladığı görülmekte.
Erkekler tarafından bakıldığında durum o kadar da kötü olmaması gerekir. Çünkü her Erkeği dünyaya getiren bir Kadın olduğunu unutmamak gerekir.