Tuz nedir? Hangi tuz yararlıdır? Tuzu azaltmak için 10 pratik yol
Bir çok sağlık uzmanı un, tuz, şekerden oluşan 3 beyazdan uzak durulmasını söylemektedir. Un ve şekerin genetiği değiştirilmiş olduğunu biliyoruz ve bunun ciddi zararları var. Ama Tuz saten organik bir ürün. Tuz vücut için hem gerekli hemde neden zararlı deniliyor? Bu yazımızda Tuz nedir? Hangi tuz yararlıdır? Tuzun tarihçesi nedir? Tuz çeşitleri nelerdir? Tuz nasıl çıkartılır? Tuz nasıl elde edilir? Deniz tuzu mu kaya tuzu mu sağlıklı? Kaya tuzu neden tüketilmeli? sorularının cevabını verip aynı zamanda hayatınıza sağlık katacak, tuzu azaltmak için 10 pratik önerimiz olacak.
Tuz nedir? Hangi tuz yararlıdır? Tuzu azaltmak için 10 pratik yol
Tuz, kimya biliminde, bir asitle bir bazın tepkime sonucunda oluşan maddeye denir. Asitteki pozitif yüklü iyonlar, bazdaki negatif iyonlarla nötrleşme ile tuz ve su ortaya çıkar.Çözelti halinde yada eriyen bir tuz iyonlarına ayrışabildiğinden elektriği iletmesi normaldir. Tuz aynı zamanda sodyum klorür yani NaCl yada yemek tuzu olarak da bilinmektedir. NaCl, NH4Cl, Na2SO4, Na2CO3, Na3PO4 ve Ca3(PO4)2 birer normal tuzdur.
Bu yazımız da NaCl yada yemek tuzundan bahsedeceğiz.
Tuz Nedir? (yemek tuzu yada sofra tuzu)
Doğal yapıda bulunan sodyum klorür (NaCl) kimyasal bileşiğine yemek tuzu yada sofra tuzu diyoruz. Tuz genelde yiyeceklerin bozulmaması için antik çağlardan beri kullanılmaktadır.
Temel gıdalardan biri olan tuz sadece yemeklerde değil, dericilik, kimya sanayisi, hayvancılık sektöründe de kullanılmaktadır.
Tuz ülkemizde doğal olarak asırlarca yetecek durumda yer altı kaynağımız vardır. Ayrıntılara geçmeden önce dilerseniz önce Tuzun bir geçmişine kısaca bakalım.
Tuzun Tarihçesi
İnsanlık tarihinde büyük öneme sahip olan tuz, antik uygarlıklar olan Sümer ve Babiller’de et ve balığın kokmaması,uzun süre saklanması amacıyla kullanıldığı görülmektedir. Tuzun tarihini yazan Kurlansky, tuzu ilk kullanan medeniyetin Milattan önce 2000 tarihine dayanan kaynaklara göre Çin olduğunu yazmıştır. Mısır kaynaklarında nil nehri suyunu buharlaştırıp buradan elde ettikleri deniz tuzunu kullandıkları görülmektedir.
Tuz tarihte Beyaz Altın olarak geçmektedir. Özellikle yemeklerde kullanılması ile değeri daha çok anlaşılmıştır. Tuzun geçmişte, ülkeler arası ödemelerde para yerine bir nevi değiş tokuş malzemesi olarak da görülmüştür. Hatta Roma medeniyetinde lejyoner denen askerlere ödenen ücret olarak tuz kullanılıyordu.
Orta çağ Avrupa’sında tuz gerçekten pahalı bir üründü. Bunun nedeni üretilmesi ağır ve taşıma maliyetinin fazla oluşuydu. Anadolu’da tuz ile ilgili Hititler döneminde bilgiler bulunmuştur.
Marketlerde ve bakkallarda yemeğin tadını değiştiren en güçlü madde olan iyotlu tuz ürünlerinin nasıl üretildiklerini biliyor musunuz?
Tuz çeşitleri nelerdir? Tuz nasıl çıkartılır? Tuz nasıl elde edilir?
Yemek tuzu (ince taneli), Yemek tuzu (iri taneli), Deniz tuzu (ince taneli), Deniz tuzu (iri taneli), Himalaya tuzu (iri taneli), Himalaya tuzu Salz (ince taneli) olmak üzere 6 tip tuz çeşidi vardır. Türkiye’de bu tip tuz çeşitlerinin hepsi üretilmektedir. Himalaya dedikleri tuz bilinen Kaya tuzudur.
Şimdi bu tuzları nasıl çıkarıldıklarına bir bakalım.
Tuz elde etmenin 5 yolu vardır. Denizden, göllerden, kayalardan, tava ve vakkum yöntemleri tuz üretilebilir.
Tuz üretimi için en şanslı ülkelerden biride Türkiye’dir. Türkiye’de tuz üretiminin en çok olduğu yol, göl tuzu yataklarıdır. Özellikle bilinen Tuz gölü ve sonrasında 2013 yılında yaklaşık ülkenin 1000 senelik tuzunu karşılayabilecek, 1 milyar tonluk kaya tuzu kaynağı Nevşehir’in Gülşehir ilçesi Tuzköy beldesinde bulunmuştur.
1. Deniz yada gölden tuz elde etme
Deniz suyundan tuz üretme, en eski tuz elde etme yöntemlerinden olup, Türkiye’de 1863 yılından beri Çamaltı Tuzlasında yapılmaktadır. Yöntem şöyledir; Önce deniz suyu derin olmayan küçük havuzlara alınır.Güneş ışığı ile bu su buharlaşır. Kalan iyon kristalleri katmanlar oluşturarak kristalleşir. Denizden çıktığınızda vücudunuzda oluşan tuzlarla bu yöntem aynı yolu işlemektedir. Burada oluşan tuz katmanlarından işimize yarayan yemek tuzu dediğimiz Sodyum klorür tabakası en üsttedir. Fakat toplanma durumunda diğer tuz çeşitleri ile karıştırılarak yapıldığı için saf deniz tuzu pek görülmez. Deniz suyundan elde edilen tuzlarda, saflık derecesi yüzde yüz yemek tuzu neredeyse yoktur diyebiliriz. Bu yüzden sağlık uzmanları deniz suyundan elde edilen yemek tuzunu önermemektedir. Dünya ve Türkiye’de tuz ihtiyacının neredeyse yüzde 20’si bu yolla üretilir.
2. Kaya tuzu elde etme
Pembe şeklinde Himalaya tuzu diye size sattıkları tuzun Himalayalardan geldiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Aslında o Türkiye’de çıkarılabilen Kaya tuzudur. Çankırı, Gülşehir, Tepesidelik, Sekili, Kağızman ve Tuzluca’da pembe, kahverengi, beyaz, turuncu ve sarı renklerde kaya tuzu çıkarılabilir. Kaya tuzu yataklarına delik açılır. Bu delikler 5 metreyi bulur ve içine doldurulan patlayıcılar ile patlatılır. Çözelti madenciliği denilen bu yolla içeriye su basılarak sondajla çekilir. Tuz suda erir ve dışarıya çıkarılır. Vakum ve tava denen yöntemlerle tuz tekrar katı hale getirilir.
Kaya tuzu bazende tabaka halinde kesilerek fabrikalara taşınır ve orada paketlenerek satılır hale gelir. İncelik yada kalınlık burada belirlenir.
3. Tava yöntemi ile tuz elde etme
Tava yöntemi biraz kimyasal işlerle yapılmakta. Tuzlu su bir tahta kaba alınır ve içine kireç atılır. Atılan kireç, magnezyum sülfatı dibe çöktürerek buharlaştırır. Çöken magnezyum sülfatı alınır ve tavanın içine alınan tuz ısı ile işlem görür. Hesaplamalara göre 75 derece ile 100 m²’lik bir tavada 1200 kilo kaba tuz, 80 derecede 3 bin kilo orta ürün ve 95 derecede 700 kilo ince tuz elde edilmektedir.
4. Vakum yöntemi ile tuz elde etme
Bilinen en eski ve zorluk derecesi yüksek olan bir yoldur. Türkiye’de bu yöntem hala kullanılır. Kaya tuzunun ham hali fabrikaya gelir. Burada öğütülmeye başlar. Yıkanma kazanlarına alınır ve 2 yada 3 kere su ile banyo yapılır. Burada ham tuzun 4’te 1 çöpe gider.Yıkanmış tuz kazanlara alınır ve santrifüjleme işlemi 15 dk sürerek, nemin yüzde 99’u atılması sağlanır. Nemi alınan tuz, 180 ila 200 derece aralığında yüksek sıcaklıklarda kurutmaya alınır. Artık tuzun hiç nemi kalmamıştır diyebiliriz. Eleme işlemi yapılır ince, kaba ve iri olmak üzere 3 şekilde gruplanır. Kaba tuz genelde 100 kiloluk çuvallarla yemek tuzu olarak toptan satılır. Bazen içine onbinde 5 oranında potasyum iyodür eklenerek, 1 kiloluk paketler yapılabilir. Bu tip tuzlar guatr hastaları için hazırlanır.
Okumadan Geçme: Besinlerin en tehlikelisi: Şeker | Şekerin verdiği inanılmaz zararlar nelerdir?
Hangi tuz yararlıdır?
Tuzların nasıl elde edildiğini az çok anlattık. Sofralara gelen tuz fabrikada üretim esnasında içinde iyot eksik olur. Tiroid büyümesi dediğimiz GUATR hastalığı için iyotlu sofra tuzu iyi gelirken, diğer kronik dejeneratif ve nörodejeneratif hastalıkların önünü almaya yeterli ve etkili olamamıştır.
Fabrikasyon olarak işlenmiş ve paketlenmiş satılan tuzlarda ise zaten İYOT yoktur. Bu nedenlerle, örneğin 1971 ve 2001 yılları arasında ABD’de İYOT alınımının %50 oranında azaldığı bildirilmiştir. Aynı süre içinde kronik hastalıkların görülme oranın da çok hızlı bir şekilde artmıştır.
Sofra tuzu, bembeyaz yapılarak, akışkan hale getirilerek fabrikalarda üretilen, rafine olmuş sodyum-klorürden (NaCl) başka bir şey değildir. Ayrıca akışkanlığını sağlamak için, yani topaklanmayı önlemek amacıyla, fabrikalarda içine alüminyum minerali de eklenmektedir. Alüminyumun Alzheimer hastalığı riskini artırdığı da bilimsel olarak senelerden beri gösterilmiştir.
Bütün canlı organizmaların sağlıklı ve düzenli bir biçimde çalışmaları ve fonksiyonlarını yerine getirmeleri için birçok doğal, rafine edilmemiş, yani hiçbir şekilde işlem görmemiş minerallerin bir arada ve dengeli bir şekilde organizmaya girmesi şarttır.
2015 yılından sonra çok konuşulan çıkışlar yapan hatta doktorluktan men edilme cezası ile karşı karşıya kalmasına rağmen konuşan Prof. Canan Karatay, hayatı mahfeden un, şeker, tuz üçlüsünü şiddetle destekliyor. Çünkü genetiği ile oynanmış buğdayın içindeki yaralı kısımlarının da alınması ile arta kalan beyaz un ve içine konulan kimyasal maddelerin kanserojen olduğunu söylemişti. Besinlerin en tehlikelisi olarak tabir ettiği beyaz zehir dediği Şeker ise un kadar tehlikeli olduğunu ve kaçmak gerektiğini, hayatımızdan çıkarmamızı öneriyor. Fakat tuz konusunda daha temkinli.
Sofra tuzu olarak bilinen rafine olmuş sodyum klorüre (NaCl) eklenmiş olan iyot miktarı, toksik halojenlerin vücuttan atılması için vücudumuzda yeterli düzeylere erişememektedir. Zaten zararlı denilerek yıllardır tuza karşı halkımız temkinli ve korkudan da olsa az tuz tüketmekte.
Yukarıda bahsettiğimiz Kaya tuzunu, Tuz olarak görmediğini, onun bir mineral olduğunu ve insanın vücudundaki 92 mineralin 84’ünü içerdiğinden bahseden Prof. Canan Karatay, “Kaya tuzunu kontrol edildiğinde, istenilen ölçülerde kullanmasının bir sorun çıkarmayacağını belirtiyor. Çünkü tuz olmadığı için bütün vücudu dengeler.
İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, kaya tuzunun içinde insanların en çok ihtiyaç duyduğu kalsiyum, potasyum, magnezyum, manganez, bakır, çinko, selenyum ve iyot gibi minerallerin olduğunu söylemektedir.
Kaya tuzu ile ağız gargarası da yapılabilir. Hatta cilt ph dengesi içinde banyo suyuna katılabilir ve yıkanılabilir.
Kaya tuzundan yapılabilen bir gece lambası, negatif iyonlar yaydığı için etraftaki pozitif iyonları yer. Ortamda radyasyon yani elektromanyetik alanın yayılmasını engeller. Solunum daha iyi olur ve nefes açılır. Öksürük ve bronşite iyi gelir, tansiyon ve kan dolaşımı rahatlar. Böylece daha dinç bir vücuda sahip olunur.
Bakmadan Geçme: Sakızın içindeki katkı maddelerinin zararlarını biliyor musunuz?
Tuz zararlıdır ama Kaya tuzu değil!
Sofra tuzu iyotsuz olduğu sürece zararlı olduğu bilindiği için artık içine iyot desteği yapılıyor. Bazılarında da deniz tuzu denilmekte. Fakat ne olursa olsun fabrikasyon sürecinde katkı maddeli hale geliyor. Bunun için evde kesinlikle kullanılmasına gerek olmayan sofra tuzu yerine aslında tuz tadında ama tuz olmayan halite minerali diye bilinen Kristal Kaya Tuzu doğada aşırı miktarda bulunan son derece önemli bir doğal minerali kullanmalıyız.
Kaya tuzu kristali, insan organizmasında bulunması gerekli olan 92 mineral ve elementten 84 adedini dengeli bir olarak içerir. Fabrikadan çıkmamıştır. Dolayısıyla rafine edilmemiştir, katkı maddeleri katılmamıştır ve de çevresel kirlenmeye uğramamış olan kristallerdir.
Suya ne kadar ihtiyacımız varsa tuza da o kadar ihtiyacımız vardır. Tuz eksikliği olan vücutta açlık hissi erken başlar. Bu yüzden tuz kullanımını iyi bilmek gerekir. Aşırı tüketmemek içinde size bazı ipuçları vereceğiz.
Hayatınıza sağlık katmak için sofra tuzunu azaltmak için 10 pratik yol
Bu anlatacağımız öneriler, sofra tuzu kullananlar içindir. Genelde ucuz olduğundan bu ürün kullanılıyor. Özellikle büfe, lokanta gibi yemek üreten yerlerinde bir numaralı tercihi. Yemeğin lezzetini artırmak ve daha çok yedirmek için bir ara “Çin tuzu” bile kullanılmakta. Bu yüzden dışarıda yemek yemeyi çok aza indirmeli. Evinizde kesinlikle kaya tuzuna geçmeniz daha önemlidir.
Fakat genede sofra tuzu kullanıyorsanız aşağıdaki önerilerle bu alışkanlığınızdan vazgeçebilirsiniz.
- Yemek masasında tuzluk olmamalı.
- Ekmek alırken tuzsuz olanını seçin. Olmaz sa ekmek tüketimini daha da düşürün. Her öğünde 1 dilim gibi yada günde toplam 2 dilim.
- Tuzun eksikliğini hissetirmeyecek ve yemeğin tadını etkileyecek gıdalara yönelin. Mesela çorba için kırmızı biber yada karabiber ve limon sıkılabilir. Salatalarda kimyon, sirke, nane, kekik gibi bir çok baharat, soğan, sarımsak gibi tercihler olabilir.
- Yemek pişirirken tuzu çok az atmak gerekir. Dışarıda yenilen yemeklerde tuz kullanmamaya onun yerine baharatlara yönelin.
- Gün içinde tuz tüketmiyorum diyorsunuz ama kahvaltıda tüketilen peynir, zeytin, sucuk, salam, sosis, ekmek, dışarıda alabileceğiniz simit, börek, poğaça önemli tuz alımı kaynaklarıdır. Peynir alacaksanız az tuzlu olmalarına özen gösterin. Eğer çok tuzlu bir peynir alıyorsanız, suyun içinde bekleterek tuzdan arındırabilirsiniz. Eğer tuz olmayan bir peynir düşünüyorsanız, tuzsuz lor peyniri tam size göre.
- Makarna, çörek, mantı, simit, kuru pasta, pizza gibi hamurdan elde edilen tüm gıdaları giderek tüketimini azaltmalı ki bu kaynaklar gün içinde fazla tuz almanıza sebep olur.
- Dışarıda yemek yerken özellikle ızgara türü gıdalara yönelmeli. Ekmek ve türü içeren tüm gıdaların tuz kaynağı olduğunu unutmayın. Salata yiyorsanız kesinlikle yağ ve tuz dökülmeden isteyiniz. Yemek sonrası hamur tatlıları yerine meyve yemeyi tercih edin.
- Hazır katkı maddeli satılan ürünler çok tehlikelidir. Mesela cips, kraker, mısır gevreği, patlamış mısır, kek, ketçap, mayonez, bisküviler, tuzlu fıstık, kavrulmuş kuru yemişler, hazır çorbalar, et ve tavuk suyu tabletleri, yufka, milföy, konserve ürünleri gibi daha bir çok ambalajlı ürünlerin bir tuz deposu olduğunu unutmayın. Ben tuz kullanmıyorum yada yemeklere de atmıyorum deseniz de bu tip gıdaları tüketmeniz tuz alımınızı tavan yaptıracaktır.
- Evde yapacağınız tuzlu kurabiyeleri tuz koymadan yaptığınız takdirde ne kadar sevimsiz olduklarını anlayabilirsiniz. Bunun için unla yapılan her ürünün tuz olmadan pekte tadı olmaz. Tuzu azaltmak, hamur işleri ve hazır katkı maddeli gıdaların tüketimini azaltmak ile aynı şeydir.
- Yemeklere atılan tuzun tadını baskılayan tatlandırıcılardan dolayı insanlar tuzun yetersiz olduğunu düşünerek daha fazla tuz atar. Genelde yağ ve şekerin fazla kullanımı gıdalardaki tuzun tadının alınmasını engeller. Bu sadece evde yapılan değil, tüm dışarıdan alınan gıdaların bir çoğunda içindeki tuz miktarı söylenmemektedir. Bu yüzden kesinlikle alışkanlıklarınızdan vazgeçmeniz gerekecek.
Ayrıca Bakınız
- Uzun ve sağlıklı bir yaşam için formül: Yavaş ve Az yemek | Bilimsel Sonuç
- Sağlıklı beslenme nedir? Sağlıklı beslenmenin 12 altın kuralı
- Dedeler sağlıklı beslenirse torunlarda sağlıklı olur
- Fazla yemek neden zararlıdır? Tokluk neden hastalık yapar?
- Günlük ekmek tüketimi ne kadar olmalı? Hangi ekmekler yararlı?
- Neden Kristal Kaya tuzuna ihtiyacımız var? Sofra tuzu zararlı mı?
Kaynaklar ve Dış Bağlantılar
-
- Mark Kurlansky, Çeviren Ali Çakıroğlu, Tuz-İnsanlığın Tuzlu Tarihi, Aykırı Yayınları, 1.Baskı, ISBN 9758337572
- Elinor Goetze, Jonny Behm,Die Kunst zu würzen. Heimeran Verlag, München 1956
- Aliminyum, Alzheimer Hastalığında etkisi var. http://theconversation.com/does-aluminium-cause-alzheimers-and-breast-cancer-8799
- Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay | Gerçek Tıbbın 10 şifresi