Gerçek yaşınızı biliyor musunuz? Kronolojik yaş mı biyolojik yaş mı?
Gerçek yaşınızı biliyor musunuz? Doğum tarihinden şu andaki tarihi çıkardıktan sonra sonucuna yaş diyoruz. Peki bu yaş gerçek yaşınız mı? İşin doğrusu kimse gerçek yaşını bilmiyor. Bu yazımızda yaşlılık ile ilgili bir çok bildiğiniz şeyin yanlış olduğunu göreceksiniz. Neden yaşlanırız? Yaşlanmanın sebepleri nelerdir? Biyolojik yaş nedir? Biyolojik yaş nasıl hesaplanır? Organ yaşı nedir? Organların yaşı neden birbirinden farklı? Yaşlanmayı yavaşlatmak mümkün mü? Yaşlanmayı tersine çevirecek yöntemler nelerdir? Görüntü ile yaşlanma arasındaki ilişki nedir? Erken yaşlanma hastalıkların mı habercisi? Yaşlanma testi var mı? sorularının cevabını bulabileceksiniz.
Gerçek yaşınızı biliyor musunuz? Kronolojik yaş mı biyolojik yaş mı?
Yaşadığımız yılları sayarak hesapladığımız kronolojik yaşımız biyolojik yaşımızla uyum içinde değil. Biyolojik yaşımızın daha doğru bir ölçüm olduğunu öne süren bilim insanları, şimdi biyolojik yaşımızı hangi yöntem ile hesaplayabileceğimizi araştırıyor.
İşin zor kısmı, vücudumuzdaki organların ve dokuların biyolojik yaşlarının farklı olması..
Yaş tuhaf bir kavramdır. Yaşımızı hesaplamak için doğduğumuzdan bugüne geçen yılları sayarız. Bu kronolojik yaşımızdır. Ancak bu şekilde, yalnızca geçen zamanı ölçmüş oluruz. Bir de biyolojik yaşımız vardır. O da vücudumuzdaki hücrelerin diğer insanlara kıyasla ne oranda bozulmakta olduğunu ifade eder. Ve bu ikisi her zaman aynı olmak zorunda değil.
Çevremizde yaşına göre çok daha genç gösteren insanların olduğunu görüyoruz. Veya bunun tam tersi de olabiliyor. Hatta bir insanın vücudunun her parçası aynı hızda yaşlanmıyor.
Kronolojik yaş ile biyolojik yaş arasındaki tuhaf ilişkiyi araştıran bilim insanları, bu iki ölçümüm birbirine niçin ayak uyduramadığını araştırıyor.
Son yıllarda biyolojik yaşın, sağlık durumumuz ve daha kaç yıl yaşayabileceğimiz ile ilgili bir tahminde bulunmak için daha güvenilir bir gösterge olduğu düşünülüyor (tabii doğal felaketleri, hastalık salgınlarını ve modern yaşamın yol açtığı kazaları saymıyoruz).
Yaşlanma hızımızı yakından izleyerek hangi hastalıklara yakalanacağımızı ve bu şekilde bu hastalıklardan nasıl korunabileceğimizi de öngörebiliriz. Hatta bazı uzmanlara göre yaşlanma sürecini yavaşlatmak veya tersine çevirmek de olası.
Örneğin bazı kadınlarda yumurtalıklar zamanından önce yaşlanmaya başlar. Oysa yüzlerine baktığınızda bu kadınlar kronolojik yaşından daha küçük gösteriyor olabilir.
Neden yaşlanırız? Yaşlanmanın sebepleri
Newcastle Üniversitesi Yaşlanma Enstitüsü’nden Thomas Kirkwood, yaşlanmayı şöyle tanımlıyor: Üreme yeteneğinde azalma ve ölüm riski artışının eşlik ettiği yavaş yavaş ilerleyen fonksiyon kaybı. İlginç olan, bu tanımın tüm türler için geçerli olmamasıdır.
Bilimsel adı Turritopsis dohrnii olan bir denizanası türü, larva konumuna yavaş yavaş geri döner ve yeniden yetişkin hale gelir. Bu sonsuza dek böyle devam eder. Bu yüzden buna “ölümsüz denizanası” adı verilir.
Ne var ki insanlar böyle bir lükse sahip değil. En fazla kabul gören yaşlanma kuramı Bilim camiasında en fazla kabul gören yaşlanma kuramı telomer kuramıdır. Buna göre kromozomların ucunda yer alan, herhangi bir genetik bilgi taşımayan,
hücre bölünmesi sırasında kromozomların aşınmasını önleyen telomerler, her hücre bölünmesinde bir parça eksilir ve hücre yaşlandıkça kısalır.
Bunlar tükenince hücre kuruyup büzülür ve ölür. Ancak son yıllarda yepyeni bir görüş popülerlik kazanmaya başladı.
Bu yeni kurama göre yaşlanma şöyle tanımlanır: Hücreler sürekli olarak bölündükçe DNA’larda ortaya çıkan hataları onarmaya çalışan vücudumuzun ne yoğunlukta enerji kullandığı ile ilgili bir süreç.
Kirkwood, “Bu sürecin sonsuza dek devam etmesi evrimsel açıdan anlamsızdır.
Gerçekten de bazı hayvan çalışmalarında yaşam süresini etkileyen genlerin, hücrelerin onarım mekanizmalarını etkileyerek çalıştığını keşfettik. Bozulmalar ve kusurlar hücre ve dokularda ufak ufak birikim yapar ve insanı ölüme götürür” diyor.
Biyolojik yaş hesaplama
Biyolojik yaşın ölçümü o kadar kolay olmaz. Çünkü hücresel yaşlanmayı nasıl ölçerseniz ölçün ortaya net bir sonuç çıkmaz. Kirkwood’a göre bunun nedeni biyolojik süreçlerin çok çeşitli olması ve birbiri ile etkileşim içinde çalışması.
Ne var ki çok sayıda araştırmacı bu zorluğa meydan okuyor. North Carolina’daki Duke Üniversitesi’nden Daniel Belsky, hücresel yaşlanmaya işaret eden 18 farklı belirteci inceledi.
Tansiyon ve kalp-damar işlevleri de bu belirteçlere dahildi. 1000 yetişkin üzerinde sürdürülen deneyde bazılarının kronolojik yaşlarına göre fazla hızlı, bazılarının da çok yavaş yaşlandığı gözlemlendi.
Örneğin 38 yaşındaki bir deneğin biyolojik yaşının 28 olduğu görülürken, 25 yaşındaki başka birinin biyolojik yaşı 40 dolayındaydı. İnsanları ölünceye kadar izlemek pratikte olanaksız olduğu için Belsky’nin ekibi, deneklere fiziksel ve zihinsel testler uyguladılar.
Ve sonuçta biyolojik yaşı kronolojik yaşının ilerisinde olanların bu testlerde daha başarısız olduğunu tespit ettiler.
King’s College London’dan James Timmons ve meslektaşları yaşlanmayla ilgili 150 genin ne gibi sonuçlara yol açtığı inceledi. Sonuçta biyolojik yaşın, kronolojik yaşa göre Alzheimer ve osteoporoz gibi bazı hastalık riskleriyle daha fazla bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Biyolojik yaşı ölçen alternatif yöntemler
Biyolojik yaşı ölçmenin başka yolları da var. Bu yollardan biri glikan adı verilen ve vücuttaki moleküllere bağlanan kompleks karbonhidratların incelenmesi. Bu bağlanma sürecine glikozilasyonadı veriliyor.
Hırvatistan’daki Zagreb Üniversitesi’nden Gordan Louc ve meslektaşları glikozilasyonun kronolojik yaş tahmininde nasıl bir rol oynadığını araştırdı.
Louc, 5117 kişinin incelendiği araştırmasında glikan yaşının vücuttaki enflamasyon miktarını yansıttığını söylüyor: “Uzun süren enflamasyon hücre bozulmasını hızlandıracağı için, hızlanmış glikan yaşı sağlığınızın risk altında olduğunu belirten bir erken uyarı sinyalidir” diyor.
Gerçek yaşı ölçen bir diğer alternatif unsur da tüm hücrelerde bulunan “epinegenetik saat”. Epigenetik, metil grup adı verilen kimyasal sürecin (metilasyon) sonucunda genlerin açılıp kapanmasını sağlar.
Kişinin gerçek yaşını ölçmek için zaman içinde bu metilasyon modellerinde meydana gelen değişiklikler incelenebilir. Bu tekniğin “babası” Los Angeles’teki Kaliforniya Üniversitesi’nden Steve Horvat’tır.
2011 yılında Horvat ve meslektaşları kronolojik yaşı 5 yıllık bir aralık içinde tahmin edebildiler.
Organ yaşı nedir? Organların yaşı neden birbirinden farklı?
Horvat kronolojik yaş ile epigenetik saat arasındaki farklılarla da ilgileniyor. Ve bu farkın özellikle kanser dokusunda ortaya çıktığına dikkat çekiyor.
San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden Trey Ideker ve ekibi böbrek, meme, deri kanseri dokusunun epigenetik yaşının kişinin kronolojik yaşından % 40 oranında daha yaşlı olduğunu ortaya çıkarttı.
Horvath ve ekibinin son yürüttüğü bir araştırmada 21 yaşındaki sağlıklı bir kadının meme dokusunun 17 yıl daha yaşlı olduğu anlaşıldı.
Bu farklılık yaş ilerledikçe azalıyor. Örneğin 55 yaşındaki bir kadının meme dokusu 8 yıl daha yaşlı olabiliyor. Horvath bu bilgileri bir uyarı mesajı olarak kullanmak istiyor: “Bir kadının vücudundaki herhangi bir organ kronolojik yaşından yaşlı ise kanser açısından daha yakından kontrol altında tutulması gerekir.”
Epigenetik saat, yalnızca hastalıkların yakın takip altında tutulmasından başka ne kadar yaşayacağımız konusunda da fi kir verebiliyor. Şu anda daha net olmasa da epigenetik saat ile ölüm zamanı arasında yakın bir ilişki olduğu tahmin ediliyor.
Eğer epigenetik saat bizi hızla ölüme götürüyorsa bunu yavaşlatmanın bir yolu yok mu?
Horvath bu amaçla bir cins kök hücre olan iPSC (induced pluripotent stem cell) hücrelerini inceledi. iPSC’ler yetişkin hücrelerdir ve manipülasyonla embriyonik evreye geri döndürülüp herhangi bir hücre tipine dönüştürülebilir. İşin ilginç yanı iPSC hücrelerinin yaşının “0” olması. Normal vücut hücrelerinin kök hücrelere dönüştürülmesi “müthiş bir gençleştirme operasyonu”dur diye konuşan
Horvath, “Tüm vücut hücrelerinin iPSC’lere dönüştürülmesini istemezsiniz. Ancak kullanışlı bir strateji olarak yaşlanma sürecine müdahalede kullanılabilir. Bilim kurgu olarak algılanabilecek bu strateji, aslında beklenilenden daha erken bir evrede gündeme gelebilir” diyor.
Görüntü ile yaşlanma arasındaki ilişki
2015’te Şanghay’daki Çin Bilimler Akademisi’nden Jing Dong Jackie Han ve meslektaşları 17 ve 77 yaşları arasındaki 300 kişinin yüzlerinin üç boyutlu görüntülerini incelediler.
Ve yaşlarını tahmin etmek için bir algoritma geliştirdiler. Bu algoritmayı yeni yüzler üzerinde kullandıkları zaman aynı yıl doğan insanların “yüz yaşlarının” ortalama 6 yıl gibi büyük farklılıklar gösterdiğini gördüler. Ve bu farkın 40 yaşından sonra arttığını saptadılar.
“Vücuttaki bazı moleküler değişiklikler yüzünüze yansıyor” diye konuşan Han, “Örneğin kötü kolesterol olarak bilinen düşük yoğunluklu kolesterolün (LDL) yüksekliği gözaltında torbalar, şişkin yanaklar olarak ortaya çıkabilir” diyor.
Gözlerin altındaki siyah halkalar böbreklerin doğru çalışmamasından veya dolaşım sistemindeki aksaklıklardan kaynaklanabilir. Bu bulgular şu mesajı veriyor:
- Erkek ve kadın arasında iki belirgin fark var. Erkek yaşlandıkça burunları dışarı doğru daha fazla çıkıntı yaparken, kadınların yüzü bir tür kolesterolün birikimine bağlı olarak, özellikle yanaklar ve göz altlarında daha “etli” bir görüntüye sahip olur.
- Eğer kronolojik yaşımızdan büyük gösteriyorsak, bunun altında mutlaka bir hastalık yatıyordur.
Bilim insanları vücudun ne kadar iyi ya da kötü yaşlandığını ölçen bir test buldular
2015 yılının sonlarında Londra’daki King’s College’ta yapılan çalışmada “biyolojik yaş”ın, doğum tarihini kullanmaktan daha yararlı olduğunu açıkladılar.
Gen Biyolojisi adındaki bilim dergisinde yayımlanan çalışmada yaşlanma sürecinin stabil olarak ilerlediği görülmekte. Bunun insandaki 150 geni birbirleriyle kıyaslama sonucunda gördüklerini açıkladılar.
25 ile 65 yaş arasındaki deneklerden 54 binden fazla geni incelenerek, sıkı bir çalışma ile 150 gene kadar düşürüldü. Bu genlerin yaşlanma süreci incelendi ve insanın hemen hemen ne kadar yaşayabileceği tahmin edilebilir olabileceği de ortaya çıktı.
King’s College’tan Prof. Jamie Timmons , “Dokularımızın hepsinde sağlıklı yaşlanma işaretleri olduğu ve bu işaretlerin yaşam süresini ve bilişsel zayıflama ile ilgili birçok konuda ipucu verdiğini, bu testle bireyin 40 yaş sonrası yaşlanırken ne kadar sağlıklı olabileceğine dair bir rehber oluşturulabilir” dedi.
Araştırma ekibine göre “yaş” ve “sağlığın” iki farklı olgu olduğunu özellikle altını çiziyor.
Bütün günü koltukta geçiren birinin sağlığı kötü olabilse de, vücudunun yaşlanma hızını etkilemeyeceği söyleniyor. Testler sonucunda da gelecek yıllar içinde katılan deneklerin ölüm tahminleri bile yapıldı.
Prof. Timmons, Kiminin ölme olasılığı oladığını görürken, kiminin ölme ihtimalinin yüzde 45 olduğunu tahmin edebildiklerini açıkladı. Bu test ile biyolojik yaşları daha genç olan kişilerin öldükten sonra organ bağışı yapabilmesi sağlanabilecek.
Kronolojik yaş organlar için gerçek yaşı göstermemekte olduğu buradan da anlaşılıyor.
Yaşlanmayı yavaşlatmak mümkün mü? Yaşlanmayı tersine çevirecek yöntemler
Bir diğer umut verici strateji de kan kök hücrelerinin dondurularak, yaşlanınca bağışıklık sistemini güçlendirmek üzere yeniden kullanmak. Bu uygulamaların ana hedefi hastalıkları kontrol altında tutmak.
Örneğin kalbinin gerçek yaşını öğrenen bir kişinin kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski belirgin ölçüde azaltılabiliyor.
Bu arada yaşam şeklinde değişiklikler yapılarak da biyolojik yaşın düşürülebilmesi ve yaşam süresinin uzatılmasına ilişkin plasebo kontrollü deneyler yapılmış olmasa da, Horvath, obez kişilerde karaciğerin epigenetik saatinin normal kilolulara göre daha hızlı çalıştığını keşfetmiş bulunuyor.
Tam tersi bol bol balık ve sebze tüketen, alkol alımını aşırıya vardırmayan kişilerde bu saat daha yavaş çalışıyor. Bu arada egzersizin de biyolojik yaşı düşürdüğünü unutmamak gerekiyor.
Yaşlanmayı tersine çevirecek yöntemlerin bulunmasına daha çok zaman var.
Buna karşın hastalıklara karşı direnç kazanmanın, hatta ölümü geciktirmenin tek yolunun biyolojik yaşı düşürmek olduğu biliniyor.
Dolayısıyla yaşın bir rakam değil, farklı rakamlardan oluşan bir bileşen olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Ayrıca Bakınız
- Yaşlılık ne zaman başlar? Yaşlanmanın faydaları nelerdir?
- Yaşlanmayı önlemek ve ömrü uzatmak mümkün mü? Bilim ne diyor?
- Beynin yaşlanmasını engellemenin altı yolu
- Gerçek yaş nasıl tespit edilir?
Kaynaklar ve Dış Bağlantılar
- New Scientist, 1 Temmuz 2017
- http://www.medicaldaily.com/human-bodys-chronological-and-biological-age-may-differ-why-your-breast-tissues-are-326884
- https://www.scienceforsport.com/chronological-biological-technical/
- http://healthandhealingonline.com/rejuvenation-biological-versus-chronological-age