Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri
Zeki hayvanlar grubunun içine giren denizlerin gizemli yaratıkları kafadan bacaklılardan Ahtapotların çok ilginç özellikleri ve yaşamı hakkında geniş bir yazı hazırladık. Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri nelerdir? Ahtapotların her kolu nasıl ayrı ayrı çalışabiliyor? Ahtapotlar kendilerini nasıl savunur? Mürekkep balığı ile Ahtapot aynı türden mi? Ahtapotlar renk değiştirir mi? Ahtapotlar neden mürekkep salar? Ahtapotlar zehirli mi? Ahtapotlar nasıl ürer? sorularının cevabını bulabileceksiniz.
Denizlerin zeki ve gizemli yaratığı Ahtapotların bilinmeyen özellikleri
Kafadan bacaklılar yani Cephalopodlar gerek tür çeşitliliği ve bollukları gerekse besin kalitesi açısından denizlerde balıklardan sonra en yoğun işletilen grubu oluştururlar.
Mürekkep balığı, kalamar, ahtapot (octopus), notilus (sedefli deniz helezonu) en çok bilinen kafadan bacaklılardır.
Deniz canlıları içinde, yüzgeçleri olmayan, beyinleri gelişmiş zeki hayvanlar içinde Ahtapotlar, özellikle bir anda renk ve şekil değiştirmesi ile ünlüdür.
1 metreye ulaşan boylarıyla, kısa ve yuvarlak yapıda olan Ahtapotlar, gelişmiş 2 göze sahiptir. Mantolarının üzerinde yüzgeci olmayıp, boşluklarında bulunan solungaçlarıyla solunum yapar.
Manto tüm iç organları koruyan bir yapıdadır. Mantonun içerisinde Ahtapotlar da ikişer böbrek, solungaç bulunmaktadır. Kimilerine göre 3 kalp kimileri ise 3 parçalı kalbi olduğunu söylenmektedir. Ahtapotun en önemli savunma mekanizması olan mürekkep kesesi de bu bölümde bulunmaktadır. Solungaç lamelleri 7-11 sıralıdır. Erkeklerin 1.ve 2. çift dorsal kollardaki vantuz boyları, diğerlerine oranla oldukça iri olabilmektedir.
Başlarının çevresinde 8 uzun güçlü bacakları vardır. Erkeklerde bu kollardan birisi cinsel organ olarak görev yapar. Bu değişikliğe hektokotil olarak isimlendirilir.
Ahtapotu ters çevirip bakıldığında tam ortada kuş gagasını andıran sert, koyu renkli ve kesici ağzı görülür.
Ahtoputun yumurtaları ise sanki üzüm salkımı gibi bir görüntü oluşturur. Dış çevresi kapsülle korunarak bir taşa yada dibe bağlı şekilde durur. Ahtapot bu yumurtaları canı pahasına korur. Çıkan yumurtadan minik ahtapotlar, aynı annelerine benzerler. Yavrular minik olmasına rağmen tıpkı büyükleri gibi, sinir sistemlerindeki kasılmayla seri şekilde renk değiştirme ve bulunduğu ortama ayak uydurma becerisine sahiptir.
Deri altındaki kromatofor hücreleri sayesinde ortama çok iyi uyabilmektedir. Renk değişimi çok kısa sürede beyaz, gri-sarı veya benekli olmakla birlikte, çıkıntılı bir yapıya dönüşebilmektedir.
Ahtapotlar tekne üzerinden, ‘ahtapot salası’ denilen bir oltayla yada zıpkınla yakalanmaya çalışılır. Oltanın üzerinde ses çıkartan metal, plastik ve rengarenk sahte balıklar bulunmaktadır.
Ege ve Akdeniz mutfağında çokça salata, kızartma ve yahnisi yer almaktadır.
Ahtapotların özellikleri
Ahtapotlar savunma stratejileri, oyunculukları ve kamuflaj yetenekleri ile kuşkusuz denizlerin en zeki yaratıkları arasında. Her zeki canlı gibi onlar da farklı kişilikler sergiler
Bir okyanus canlısı olan ahtapot kafadan bacaklıdır. Soğana benzer bir kafası, sekiz kolu ve üç kalbi vardır. Kanı, demir yerine bakır içeren mavi renkli protein nedeniyle, mavidir. Saldırı anında kendini korumak için mürekkep fışkırtır, kemiği olmadığı için daracık yerlere girip çıkabilir. Çok da zekidir, araç gereç kullanabildiği gözlenmiştir.
Ahtapot (octopus) Yunanca’da “sekiz kollu” anlamına gelir. Bu kollar, ahtapotun aynı anda birbirinden farklı işler yapabilmesini sağlar; sanki her bir kolun kendi aklı vardır.
Hatta sinir hücrelerinin üçte ikisi kafasında değil, kollarındadır. Dokunma duyusu mükemmeldir. Kollarında bulunan vantuzlar sayesinde dokunduğu şeyin tadını alabilir.
Derisi dokusu ve rengi saniyeler içinde değişir
Kaliforniya Üniversitesi biyoloji profesörü Roy Caldwell’e göre kollarında bulunan çok miktarda sinir hücresi ahtapotun hareketlerini ve dış görünüşünü belirliyor.
Mesela insan, eklemlerinden dolayı yeterince esnek değildir ve hareketleri kısıtlıdır. Oysa sinir hücreleri sayesinde ahtapotun hiçbir sınırı yoktur ve birkaç saniye içinde derisinin dokusunu ve rengini değiştirebilir.
1980’lerden beri ahtapotları araştıran Lethbrigde Üniversitesi psikoloji profesörü Jennifer Mather ise, ahtapotların sinir hücrelerinin bir kısmının plan yapmaya yaradığını düşünüyor. Bu düşüncesi, sıcak denizlerde yaşayan ve açılmış hindistan cevizi kabuklarını zırh gibi kullanmak üzere taşıyan Coconut ahtapot (Amphioctopus marginatus) ile ilgili gözlemlere dayanıyor.
Burada önemli olan, ahtapotun kabukları bulduğu gibi içine yerleşmesi değil, onları bir yerden başka bir yere taşıması ve ihtiyaç duyduğunda kullanması.
Ahtapotun kollarında çift sıra vantuz bulunur ve mürekkep kesesi mevcuttur. Mürekkep tehlike anında manto içerisine alınan suyun sifon tarafından dışarıya verilmesi sırasında sifonun yarattığı tazyikli su ile karıştırılır ve ortama bırakılır.
Ahtapotun yaydığı mürekkep ortamın görüş özelliğini kısıtlamakla birlikte, alkoloid içeriği ile düşmanın koku alma organlarını kısa süre etkisiz hale getirme özelliğine sahiptir. Dünya denizlerinde ılıman ve tropik bölgelerde dağılım gösterirler.
Türkiye’de Ahtapot, Akdeniz, Ege ve Marmara’da yoğun olarak bulunurlar.
Ahtapotlar nasıl ürer?
Kıyısal bentik bir canlı olan Ahtapot (Octopus vulgaris) 0 ile 200 m derinliklere kadar bir yayılım gösterir ve üreme amaçlı mevsimsel göç yaparlar.
Eşeyli üreme gösteren bu türde çiftleşme esnasında erkek dişiye yaklaşarak, dişinin ağız üzerine oturduğu bir sırada hektokotilize olmuş kolunu dişinin manto boşluğuna uzatarak spermlerini bırakır. Dişiler spermleri 10 ay muhafaza edebilmektedirler. Hatta erginleşmemiş dişilerde spermleri muhafaza ederek ergin birey olduklarında kullanabilmektedirler.
Döllenme gerçekleştiğinde dişiler yumurtlamak için güvenli bir yuva bulurlar. Çünkü yumurtaların rahatsız edilmeyecek sağlam bir yuvaya bırakılması gerekmektedir. 12-13 cm manto boyuna sahip bir dişi ahtapot 130 bin ile 250 bin arasında bentik yumurta üretebilmektedir. Bu sayı bazen 400 bine de çıkabilir.
Döllenen yumurtalar ovaryumdan salgılanan iki sıvı ile birlikte ovaryumdan atılır. Dişi ahtapot bu yumurtaları güvenli bulduğu yuvanın tavanına yapıştırır. Daha sonra yuvanın güvenliğini sağlamak için tüm çatlak, delik ve yarıkları topladığı küçük taş ve kabuklarla kapatır. Çoğu zaman yuvanın ana girişi de aralarında su akımının geçebileceği büyük taşlarla kapatılır.
Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra anne genellikle ölür ve yavrular yuvayı terk eder. Yavrular yumurtadan çıkış sonrası pelajik ortamda bulunup 40 günün sonunda bentik bölgeye yerleşirler. Yumurtadan çıkan yavruların gelişme oranı incelendiğinde ilk gün 0.1 gr ile 0.25 gr ağırlığa sahip bireylerin 90 gün sonunda 39 gr ağırlığa ulaştığı, 135 gün sonunda 5 cm manto büyüklüğünde olduğu ve 12-15 ay sonunda erkek bireylerin 2.5 kg, dişi bireylerin 2 kg’a ulaştığı tespit edilmiştir.
Ahtapotun beyni var mı?
Ahtapot ve mürekkep balığı gibi kafadan bacaklıların sinir hücreleri yoğun bir küme gibidir ve merkezi bir beyin işlevi görür. Yumuşakçalar arasında benzersiz olan bir diğer özellik ise bu merkezde bulunan iki bölgenin bellek olarak evrilmiş olmasıdır. Yani, beyinlerinde, öğrenmeye yarayan bölümler vardır. Bu, insanlarda da olan bir özellik, fakat beyin yapımız çok farklı.
Tropikal mercan resifleri, dünyadaki en karmaşık canlı ortamıdır; birbirinden tümüyle farklı olaylara sahne olur. Bu ortamlarda barınan çok sayıda yırtıcının değişik avlanma yolları mevcuttur. Böyle bir ortamda yaşıyorsanız ve eğer bir zırhınız da yoksa hayatta kalmak için aklınızı kullanmanız gerekir.
İşte aklını kullanacak şekilde evrimleşen ahtapot, yırtıcılara av olmaktan kendini kurtarabilmiş.
Ahtapotlar oyunu sever
Lethbrigde Üniversitesi psikoloji profesörü Jennifer Mather ve biyolog Roland Anderson, birlikte yürüttükleri bir çalışmada, 8 adet Kuzey Pasifik dev ahtapotunu (Enteroctopus dofleini) ayrı haznelere yerleştirdi. Her haznede yüzen bir ilaç şişesi vardı.
İlk önce ilaç şişesini ağızlarına götürdüler ama sonra suyu hareket ettirerek şişeyle oynamaya başladılar. Şişe haznenin diğer ucuna gidip geliyordu. Mather’in gözlemine göre, ahtapotlar, canı sıkılan çocuklar gibi top sektiriyordu.
Bir anlamda, toptan kurtulmaya değil, onunla ne yapılabileceğini anlamaya çalışıyorlardı.
Ahtapotlar zeki hayvanlar
Zeki hayvanlar, kişilik özellikleri gösterme eğilimindedir ve belirgin uzun süreli davranışsal özellikleri vardır. Mesela, Caldwell’in laboratuvarındaki bir Pasifik ahtapotu, ne zaman Caldwell cama yaklaşsa mürekkep fışkırtıyor. Bunu diğer laboratuvar çalışanlarına genelde yapmıyor.
Aynı türden olan diğer ahtapotlarla ise bu olay yaşanmıyor. Mürekkep fışkırtmak bir savunma mekanizması olduğuna göre, Caldwell bu durumu şöyle açıklıyor: “Ahtapot beni çevresinde görmek istemiyor!”
Peki, bu ahtapotun zekâsına dair bir işaret mi?
Caldwell’e göre, rahatsız oluşunun bir göstergesi. Mather’in ise farklı bir yorumu var. Sinir sistemi ne kadar karmaşıksa, kişilik özellikleri o kadar farklılaşıyor. Bir hayvan ne kadar zekiyse, çevresinde gördüğü çeşitliliği kullanma biçimi farklılaşıyor.
Ahtapotlar yiyeceklerini dokunarak tadıyor
2020 yeni bir araştırmaya göre ahtapotlar avla- rını yemeden önce kollarıyla dokunarak tadabiliyorlar. Ahtapot kolları, dokunma ve tat sinyalleri- nin sinirsel olarak işleyen hücrelere sahip vantuzlarla kaplıdır.
Zeki Ahtapotların genellikle oyuk ve yarıklarda neredeyse karanlıkta avlandıklarını belirten araştırmacılar, bu tatma işlevinin bir hayvanın yemek için uygun mu yoksa zehirli mi olduğunu belirlemeye imkan verdiğini ifade ediyor.
Harvard Üniversitesi’nden araştırmacıların çalışmasında ahtapotların vantuzları mikroskobik olarak ve moleküler düzeyde incelendi ve tipi bazılarının dokunmaya, diğerlerinin sudaki kimyasalların “tadına” tepki verdiğini tespit etti. Ayrıca, vantuzlardaki hücrelerin duyu hücrelerine (reseptör) benzer yapıda olduğu görüldü.
Vantuzlardaki tat ve dokunma reseptörleri- nin ne kadar hassas ol- duklarını test etmek için hücrelerin elektriksel aktivitesini ölçen araştırmacılar, hücrelerin klorokin gibi suda çözünür kimyasalların yanı sıra kimi potansiyel avların salgıladığı zehirler gibi suda iyi çözünmeyen kimyasallara da tepki verdiğini belirledi.(https://www.newscientist.com/article/2258515-octopuses-taste-their-food-when-they-touch-it-with-their-arms/)
Ayrıca Bakınız
- Dünyanın en az uyuyan memeli hayvanı Filler olduğu tespit edildi
- Zeki bir hayvan: Her gün dükkandan cips aşıran Martı: Steven Seagull
- Dünyanın en hızlı dövüş tekniklerine sahip hayvanlar
- Dünyanın en tehlikeli ve öldürücü hayvanları hangileridir?
- Dünyanın en hızlı koşan hayvanı Çitaların nesli tükenmekte!
Kaynaklar ve Dış Bağlantılar
- https://www.livescience.com/60168-how-smart-are-octopuses.html
- https://www.livescience.com/55478-octopus-facts.html
- https://www.scientificamerican.com/article/are-octopuses-smart