Fahri Korutürk Kimdir? Fahri Korutürk’ün Askeri ve Siyasi Hayatı
Türkiye’nin Cumhurbaşkanları, Türkiye tarihinde her zaman için önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bu yazımızda Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki cumhurbaşkanlarının altıncısı olan Fahri Korutürk kimdir? Bu yazımızda Fahri Korutürk’ün siyasi yaşamı nasıldır? Fahri Korutürk nerelidir? Fahri Korutürk ne zaman ölmüştür? sorularının cevaplarını bulabilirsiniz.
Fahri Korutürk Kimdir? Askeri ve Siyasi Hayatı
Erzincanlı ünlüler listesinde bulunan, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı sıralamasında asker kökenli bir başka cumhurbaşkanı olan Fahri Korutürk ile ilgili geniş bilgileri bu yazımızda bulabileceksiniz.
13 Ağustos 1903 yılında İstanbul’da doğan Fahri Sabit Korutürk aslen Erzincan Kemahlıdır. Babası eski askerlerden Erzincanlı Osman Sabit Efendi, annesi Nesrin Hanım’ı küçük yaşta kaybetti. Babasının ikinci evliliğini yaptığı üvey annesi Nuriye Hanım tarafından büyütülmüştür. 1944 yılında eski milletvekili olan Salah Cimcoz’un kızı Emel Hanım ile evlenmiş ve devlet işleri ile özel yaşantılarını titizlikle ayıran Korutürk çiftinin 2 erkek çocuğu ve 1 kızı olmuştur.
Fahri Korutürk’ün Ailesi ve Okul Yılları
Oğullarından Osman Korutürk ve Salah Korutürk diplomatlık görevlerinde bulunmuş, ayrıca gelini Zergin Korutürk de büyükelçidir. Almanya, İngilizce ve İtalyanca dillerini çok iyi konuşurdu. Askeri eğitim hayatı Bahriye Mektebi’yle 1916 yılında başlayıp, Deniz Harp Okulu’nu 1923 yılında Güverte Mühendis (teğmen) rütbesi ile mezun olmasıyla devam etmiştir. Mezun olduktan sonra Hamidiye ve Yavuz ismindeki gemilerde de eğitim görmüştür. 1931 yılında Deniz Harp Okulu’na girmiş, 3 yıllık öğreniminin ardından Kurmay Subay olarak mezun olmuştur.
Fahri Korutürk Soyadını Nasıl Almıştır?
Kurmay Subayı Fahri Sabit Bey, Cumhuriyetin ilk döneminde Ankara Ulus’taki en meşhur restoranlarından Karpiç’te yemek yemektedir. Bu sırada restorana Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk gelir. Sivil giyimli Fahri Bey’in Türk olduğunu anlayan Atatürk, kendisine soyadını sorar.
Soyadı Kanununun çıkmış olmasına rağmen kendisine henüz bir soyadı alamamıştır. Henüz soyadını alamadığını söyleyen Fahri Bey’e, memlekette yapılan inkılapların korunması ve devamını Türk gençliğine emanet ettiğini söyleyerek, kendisine Korutürk soyadını vermeyi önerir. Fahri Bey büyük bir şükranla bu soyadını taşıyacağını söyleyerek kabul eder.
Kurmay Subay rütbesiyle çeşitli görevlerde bulunmuş, Roma ve Berlin’de Deniz Ataşeliği görevlerinden sonra Berlin’e tekrar atandığında Stockholm Kara Ataşeliği görevlerini birlikte sürdürmüştür.
Mühendis subay ve diplomatlık görevlerinin kendisine katkısıyla ve bu görevler sonucu gösterdiği başarıların neticesinde Montrö Boğazlar Konferansı’na askeri uzman olarak katılmıştır. 1940’ların ikinci yarısında amiralliğe yükselen Korutürk, Deniz Kuvvetleri’nde İstanbul Deniz Komutanlığı ve Denizaltı Filosu komutanlığı gibi üst düzey görevlerde bulunmuştur.
3 yıl sonra Tümamiral rütbesini alarak Harp Filosu Komutanlığı, Deniz Eğitim Komutanlığı, Genel Kurmay İstihbarat Başkanlığı görevlerini yerine getirmiştir. Oramiralliğe yükselerek Deniz Kuvvetleri görevini 1958 yılında devralmıştır. 60 Askeri Darbesi sonrasında, 2 Temmuz tarihinde emekliliğe ayrılarak önce Moskova ardından Madrid’e Büyükelçi olarak atanmıştır. Darbe sonucu Milli Birlik Komitesi tarafından 2 Ağustos 1960 yılında Türk Ordusundan 275 general ve 7 bin subay görevlerinden sevk edilerek emekliye ayrılmıştı.
Dışişleri ve Korutürk Ataması
Dışişlerinin en önemli görev yerlerinden biri olan Moskova’ya seçkin diplomatlar atanırdı. Fahri Korutürk’ün atandığı dönem, soğuk savaşın en sert dönemlerine denk gelmişti. Rus gizli servisi KGB tarafından büyükelçiliklere yerleştirilen dinleme cihazları böcekler ve diplomatlarla arkadaş olmaları için güzel kadınları kullanıyorlardı. Ardından 1964’te Madrid’e atanan Korutürk, 1965 yılında asıl mesleğinin Büyükelçilik olmadığını gerekçe göstererek görevinden istifa ederek İstanbul’a dönmüştür.
Dürüstlüğü ile bilinen Fahri Korutürk’ün en belirgin özelliklerinden biri de dakik olmasıydı. Söylenenlere göre Endonezya Büyükelçiliği yaptığı dönemde, Endonezya Cumhurbaşkanının Rusya ziyareti sırasında, ülkesinin Moskova Büyükelçiliğinde verdiği davete bir saat geç kalması üzerine görevinden istifa etti. Korutürk’ün bu davranışı dönemin SSCB Devlet Başkanı Kruşçev’i çok şaşırmıştı.
Fahri Korutürk Nasıl Cumhurbaşkanı Seçilmiştir?
Madrid Büyükelçiliğinden sonra Ankara’ya dönen Fahri Korutürk 1968 yılında ise Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından Cumhuriyet Senatosu senatörlüğüne getirilmiştir. Burada Kontenjan Senatörleri Grup Başkanlığı’nı sürdürmüştür. Nihayetinde, tarih 6 Nisan 1973’ü gösterdiğinde olaylı bir sürecin ardından Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin altıncı Cumhurbaşkanı olan Fahri Korutürk bir diğer asker kökenli Cumhurbaşkanlarından birisi olmuştur.
Korutürk’ün Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesi birtakım olaylardan sonra gerçekleşmiştir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler, Cumhurbaşkanlığına kendisinin geçeceği teveccühleri ışığında görevinden istifa ederek Sunay formülü uygulanmış ve kontenjan senatörlüğüne getirilmiştir. Başlangıçta CHP’den bir grubun desteğini alsa da daha sonra CHP tarafsız kalmış, AP ve DP ise Tekin Arıburun ve Ferruh Bozbeyli’yi aday göstermiştir.
Altı tur süren seçimlerden bir sonuç alınamayınca siyasi partiler Sunay’ın görev süresini iki yıl uzatan bir tasarı hazırlasa da bu değişiklik TBMM tarafından kabul edilmemiştir. Tekrar aday arama sürecine giren siyasi partiler Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhittin Taylan’ın ismini ön plana çıkarmış ancak Cevdet Sunay’ın Taylan’ın kontenjan senatörlüğüne atanma talebini reddetmesi üzerine, emekli Oramiral olan kontenjan senatörü üyesi Fahri Korutürk siyasi partilerin üzerinde uzlaştığı isim olmuştur.
6 Nisan 1973’te Meclis’in ve siyasi partilerin kararlılığıyla, askerlerin meclis etrafında gövde gösterilerinde bulunmuş olmasına rağmen on beş tur sonucunda 557 oyun 365’ini alarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu turda, Faruk Gürler’e 87, Ferruh Bozbeyli’ye 51 ve Tekin Arıburun’a 17 oy çıkmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’e Yazılan Mektup
Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ertesi gün, 38 yıl önce Karpiç Restoranında karşılaştığı ve soyadını aldığı Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük saygı ve sevgi ile Anıtkabir’de ziyaret ederek, anı defterine şu satırları yazmıştır;
“Ulu Önder Atatürk,
38 yıl önce daha çok genç bir subaydı ve bana; ‘Biz bu memlekette Cumhuriyeti kurduk. Bir takım inkılaplar getirdik ve onları gençliğe emanet ettik. Bütün bunları gençlik koruyacaktır. Onlardan biri sensin! Sana, Korutürk soyadını veriyorum.’ demiştin. Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığım ilk gün olan bugünde, kulaklarımda ve kalbimde duymakta olduğum o müstesna sesinin ve sözlerinin idraki içinde, huzurunda saygı ile eğilmekteyim.”
Fahri Korutürk’ün Cumhurbaşkanı olması, Meclis’in kararlılığı ve iradesinin yanı sıra ‘Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı için bir geçiş makamı olmamalı’ fikrini desteklemiştir. Fahri Korutürk’ün Cumhurbaşkanlığı dönemi, Türkiye’nin çalkantılı günlerine rastlamıştır. Zira siyasi istikrarsızlığın yaşandığı (koalisyonlar dönemi), sağ sol tartışmalarının giderek tırmandığı, I. ve II. Kıbrıs Harekatları, ekonomik bunalımın arttığı, Yunanistan’la kıta sahanlığı ve hava hattı sorunlarının doğması, Kanlı 1 Mayıs gösterileri (1977) gibi olaylar meydana gelmiştir. Her ne kadar siyasi istikrarsızlık yaşansa da Cumhurbaşkanı Korutürk’ün bu koalisyonların bir araya gelmesinde önemli katkıları olmuştur (Laik – Dinci ve Milliyetçi Cephe hükümetlerinin kurulması).
Emel Korutürk’ün Sanata Olan Sevgisi
Askeriyede önemli rütbelerle ve büyükelçilik görevlerinin akabinde 1973 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ne 6. Cumhurbaşkanı seçilmesine istinaden First Lady olan Emel Korutürk’ün Türkiye’nin gelişimine önemli katkıda bulunan sanatsal faaliyetleri olmuştur. Fahri Korutürk eşiyle birlikte, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin kurulmasına da destek olmuştur. Özel sanat galerilerinin açılmasına ön ayak olmuş, Çankaya Köşkü’nde sanatçılara resepsiyon vermiştir. Emel Korutürk sanatsever bir babanın kızı olarak 1915 yılında dünyaya geldi. Ailenin dördüncü çocuğu olan Emel Hanım’ın çocukluk dönemi İstanbul’un Moda semtinde geçmiştir. Babasının Malta’daki sürgün döneminde, Dame de Sion’da başlayan lise öğrenimini Lozan’da tamamladı.
Türkiye’ye dönüşünde Güzel Sanatlar Akademisi’ni 1936 yılında bitirdi. Sanata saygısı çok büyük olan Emel Hanım’ın Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde ve birçok sanat galerisinde bulunan sayısız tablosu olmasına rağmen kendisine ressam sıfatıyla hitap edilmesine izin vermemiştir. Yaptığı sayısız tablolardan çoğunu dostları ve akrabalarına hediye etmiştir. Emel Hanım’ın sanatsal kişiliğinin yanında sosyal olaylara ilgisi de vardı. 1978 yılı hareketli dönemde kadınların sosyal hakları için kendisiyle görüşmek isteyen “Devrimci Kadın Dernekleri Federasyonu” nun talebini kabul etmiş ve Çankaya köşkünde ağırladığı yönetim kurulu üyelerine kadınların taleplerine yanıt verebilmek için elinden geleni yapacağı sözünü vermiştir.
Fahri Korutürk’ün Ölümü
1980’in Nisan ayında görevinden ayrılan Korutürk, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’ne değin senatörlük görevine devam etmiştir. 12 Ekim 1987’de vefat etmiştir.