İnsan evrimi günümüzde de devam ediyor mu?
Bilim, insan evrimi konusunda araştırmalara devam ediyor. Eğer evrim varsa bunun devam etmesi gerekir. İnsanların evrimi günümüzde de sürüyor mu? sorusunun cevabı yazımızda.
İnsan evrimi günümüzde de devam ediyor mu?
Evrim süreci genelde çok sayıda kuşağı kapsadığı için bu soruya kesin bir yanıt vermek güç. Ne var ki, genetik ile ilgili iki yeni araştırma DNA’da son birkaç bin yıldır etkili olan değişiklikleri gözler önüne seriyor. Araştırmalar insanın atası ile ilgili evrimi kabul etmeyenlerin kafasını karıştırıyor.
Zürih Üniversitesi’nden Irina Morozova, “Çok kısa bir süre içinde insan genomları çok ciddi değişikliklerden geçti. Bu değişikliklerde insan uygarlığının etkili olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Her iki araştırmada da, seleksiyon (seçilim) adı verilen, kimi DNA dizilimlerinin başkalarına tercih edildiği değişikliklerle ilgili kanıtların izi sürüldü. Morozova ve arkadaşları 5500 ile 3000 yıl öncesine uzanan 150 Avrupalının genomları ile onların soyundan gelen 305 modern Avrupalının genomlarını karşılaştırdılar.
Bu işlem araştırmacıların son 6000 yıl içinde Avrupalılar üzerinde etkili olan çeşitli süreçleri belirlemelerine olanak tanıdı. Araştırmacılar zaman içinde insan bedeninin karbonhidratları metabolize etme biçiminde birtakım değişiklikler meydana geldiğine tanık oldular.
Tarıma geçişe tam uyum yok
Morozova bu değişikliklerin toplumların tarıma geçmeleriyle birlikte yaşandığına, tarımla birlikte insanların et ağırlıklı beslenen avcı- toplayıcı bir toplumdan nişasta ve şekerlerin daha ağırlıkta olduğu bir beslenme biçimine geçtiklerine dikkat çekiyor.
İnsan metabolizmasının günümüzde de evrilmeyi sürdürdüğüne ve bu sürecin binlerce yıl sürebileceğine inanan Morozova, “Görünüşe bakılırsa, henüz bu duruma tam anlamıyla uyum sağlamamışız gibi bir durum söz konusu” diyor.
Bağışıklık sisteminde değişiklikler
Araştırmada bağışıklık sisteminin çeşitli açılardan evrimsel değişikliklere uğradığı yönünde kanıtlar da elde edildi. Söz konusu değişikliklerin ne işe yaradığı tam olarak bilinmese de, araştırmacılar bunların yaklaşık 6000 yıl önce insanların çok daha kalabalık ortamlarda yaşamaya ve canlı hayvan sürüleriyle daha çok zaman harcamaya başlamalarıyla
birlikte karşı karşıya kaldıkları yeni hastalıklara verdikleri tepkilerin bir sonucu olabileceğine inanıyorlar.
Ancak araştırmada iki sürecin aynı zaman diliminde çok az evrimsel değişimden geçtiği de görülüyor. Bu iki süreç
- Yumurta hücrelerinin oluşum biçimi
- Beyinde öğrenmeye yardımcı olan, yaygın olarak yararlanılan sinirsel yolaklar arasındaki bağlantıların güçlendirilmesi.
Morozova, her iki sürecin de değişime karşı koruma altına alınmış olduklarını öne sürüyor.
İkinci araştırmada da Kopenhag Üniversitesi’nden Fernando Racimo ve arkadaşları modern insan genomlarındaki seçilimini belirlemek amacıyla yeni bir yöntem geliştirdiler.
Racimo ve arkadaşları ten ve göz rengiyle ilintili olan SLC45A2 adlı bir gen varyantının ilk Avrupalı topluluklarda çok daha yaygın duruma geldiğine tanık oldular. Bu da, son 10 bin yılda ortaya çıktığı düşünülen, daha soluk tenin evrilmesinde söz konusu genin etkili olduğuna işaret ediyor.
Araştırmacılar genetik geçmişleri Avrupalıların geçmişleri kadar iyi incelenmemiş olan Doğu Asyalı topluluklarda, oldukça yakın bir geçmişte evrilen çok sayıda geni de belirlediler. Racimo, birçoğu bağışıklık sistemiyle ilgili olan bu genlerin bedenin yeni tehlikeler karşısında tepki vermesini öğrenmesiyle bağlantılı olduklarına dikkat çekiyor.