Soğuk havalarda bizi bekleyen çifte bela: Covid-19 ve Grip
Havaların soğumasıyla beraber Covid-19 pandemisinde artış yada ikinci dalga olabilir diyor bilim insanları. Ama kesin olarak bildiğimiz, havalar soğumaya başlayınca Grip her zaman kapımızdadır. Aynı semptomları gösteren Covid-19 ve Grip hastalıklarının beraber yapabilecekleri saldırı, insanoğluna çok büyük zarar verebilir yada vermez. Yazımızda Çifte bela: Covid-19 ve Grip ile ilgili yapılan araştırmalar ve bilim insanlarının görüşlerini ele alacağız. Covid-19 ve Grip benzer mi? Covid-19 ve Grip birleşebilir mi? Covid-19 ve Grip virüslerinden nasıl korunmalıyız? Koronavirüs-grip çarpışması olabilir mi? Sürü bağışıklığı toplumu kurtarabilir mi? sorularının cevabı için okumaya devam ediniz.
Covid-19 ve Grip benzer mi? Covid-19 ve Grip birleşebilir mi?
Sonbaharın ve ardından kışın gelmesiyle grip mevsimi başlar. COVID-19 ve gribin ortak yapacağı bir saldırıdan insanoğlu kendini nasıl koruyacak sorusunun cevabı bilim insanlarını endişelendiriyor. Covid-19 ile eskiden daha iyi temizlik kurallarına uyuyoruz ve hatta sosyal mesafe ve maskemiz de var. Belki bu tedbirler grip mevsiminde, çifte beladan kurtulmamıza neden olabilir. Hatta salgın bile yaza kalmadan durabilir. Bu en güzel senaryomuz.
Birde diğer kötü senaryo tarafından bakalım. Dünya bu iki Covid-19 ve Grip salgın hastalıklarıyla mücadele etme krizine girebilir. Ve bu ikili dünya tarihinde görülmemiş maddi ve manevi hasar bırakabilir.
Koronavirüs pandemi sürecinde herkezin ortak olarak, bu virüsün etkisi ne kadar da daha sürer, belirsizlik konusunda hemfikirler. Acaba 2. Korona vakası yada 2. dalga gelebilir mi, gelirse ne yapacağız? soruları da herkezin ortak sorusu.
Fakat aşı gelişmeleri iyiye doğru gidiyor. Eğer korona aşısı tam anlamıyla hayatımıza girerse, grip mevsimi ihtimalle daha güzenli geçer diye temenni ediliyor. Unutmamalı ki Dünya son 100 yılda 4 büyük salgın geçirdi. Bunu atlatabilecek mi?
En kötü senaryo
COVID-19 ile gribin üstüste gelmesi epidemiyologları ve sağlık politikalarını belirleyenleri de kaçınılmaz olarak ilgilendiriyor. Dünya iki salgın hastalıkla baş etmek zorunda kalabilir. Ve bu ikili Covid-19 ve Grip, şimdiye dek emsalsiz bir zarara uğratabilirler.
Harvard Üniversitesi’nden epidemiyolog Marc Lipsitch, “En kötü senaryoya göre bu ikisi hızla yayılacak ve çok şiddetli bir salgına yol açacak. Teşhis zorlaşacak ve sağlık sisteminin üzerine kaldıramayacağı kadar ağır bir yük bindirecek”
Daha iyimser bir senaryo
Marc Lipsitch ve diğer enfeksiyon hastalıkları uzmanları aynı zamanda daha iyimser bir geleceğin de söz konusu olabileceğini işaret ediyor. Bu, virüslerin yollarının kesişmesine bağlı. İnsanların COVID-19’un eğrisini düzleştirmek için benimsediği hijyen, mesafe ve maske gibi alışkanlıkları gribin etkisini de azaltabilir.
“Bu koşullarda bir öngörüde bulunmak zor” diye konuşan Chicago Üniversitesi’nden epidemiyolog Sarah Cobey, “Birkaç aylık bir süre içinde insan davranışları hakkında bir öngörüde bulunmak ve sağlık politikalarının nasıl bir yol izleyeceğini kestirmek gerçekten çok zor” diyor.
Columbia Üniversitesi’nden epidemiyolog Jeffrey Shaman bu belirsizliği şöyle açıklıyor: “Mevsimsel gel-gitler insanları yanıltabilir ve alınan önlemleri gevşetebilirler. Ve salgın hastalıklar bizi hazırlıksız yakalayabilir. Önceki 100 yıl boyunca dünya 4 önemli grip pandemisi yaşadı. Birincisi 1918’de H1N1, ikincisi 1957’de H2N2, üçüncüsü 1968’de H3N2 , dördüncüsü 2009’da H1N1. Bütün bu salgınlarda sonbahar ve erken kış mevsiminde ölümcül bir ikinci dalga yaşandı. COVID-19’da da aynı şey olabilir. Bu durumda koronavirüs ve grip virüsünün aynı anda etkinleşmesi son derece olası.”
Covid-19 ve Grip benzer mi?
Yeni koronavirüs ve grip virüslerinin yol açtığı semptomların bazıları benzerlikler gösterse de ateş, öksürük ve yorgunluk bu benzerlikler çoğunlukla yüzeysel. Bu virüsler vücudumuza girmek için hücreler üzerindeki farklı reseptörlerden yaralanır. Sonuçta SARS-CoV-2 bir yoldan giriş yaparken, grip virüsü başka kapıdan içeri sızar.
Nisan ayında JAMA’da yayımlanan ve 1.200 hasta üzerinde yürütülen bir çalışmada COVID-19 tanısı konmuş her 5 hastadan bir tanesinin başka bir solunum yolu virüsü ile de enfekte olduğu ortaya çıkmıştı. Hong Kong Üniversitesi’nden epidemiyolog Ben Cowling tipik olarak aynı anda enfekte olma riskinin çok düşük olduğunu, ancak iki virüs aynı anda dolaşımda iken riskin artabileceğine dikkat çekiyor.
Cowling ve bazı diğer epidemiyolglar virüslerin birbiri ile etkileşime geçmesi ve birbirine müdahale etmelerinin koronavirüs-grip çarpışmasının şiddetini azaltabileceğini öngörüyor. Onlarca yıl boyunca salgınları izleyen bu kişiler, solunum yollarını tutan virüslerin yol açtığı salgınların genellikle aynı zaman diliminde pik noktalarına ulaşmadıklarını tespit etmiş bulunuyor.
Bunun nedeni tam olarak bilinmiyor olsa da geçen yıl Proccedings of the National Academy of Sciences’da yayımlanan bir çalışma, farklı virüslere yönelik vücudun gösterdiği geçici bağışıklık tepkisindeki alevlenmelerin gelecekteki epidemilerin rotasını değiştirdiğini öne sürüyor. Örneğin soğuk algınlığına yol açan rhinovirüs, Avrupa’da 2009 influenza pandemisinin gelişini geciktirmiş olabilir.
Koronavirüs-grip çarpışması olmasında insan davranışları belirleyici
Koronavirüs-grip çarpışmasının çok şiddetli olmama olasılığının bir başka nedeni de daha çok insan davranışlarıyla ilgili. Hem COVID-19 hem de grip havaya saçılan solunum yolu damlacıklarıyla yayılır. Dolayısıyla birini önlemek için alınan önlemlerin benzerleri, diğerini de engelleyebilir.
Nisan ayında Lancet’de yayımlanan bir çalışmada Cowling, Hong Kong’ta koronavirüsü durdurmak için alınan önlemlerin grip hastalığında ani düşüşlere yol açtığını belirtiyordu. ABD’de ise COVID-19’un küresel bir pandemi olarak ilan edilmesinden birkaç hafta sonra grip vakalarında ani düşüşler yaşanmıştı.
Sonuçta 2019-2020 grip sezonu 6 hafta önce sona ermiş oldu. Ne var ki ABD’de seyahat ve diğer önlemler gevşetilir gevşetilmez, insanların davranışlarındaki rehavet anında koronavirüsün yayılma hızını artırdı. Bu rehavet grip virüsünün de yayılmasını hızlandırabilir. Örneğin Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) başkanı Robert Redfield aynı anda iki salgına da maruz kalabilecekleri yönünde bir öngörüde bulundu.
Şimdi hem siyasiler, hem de sağlık yetkilileri federal hükümetin hastanelerin kapasitelerinin ikili bir salgına karşı artırmaları yönünde uyarıyor.
Güney Yarıküre’den gelen ipuçları
Ne var ki Güney Yarıküre’den gelen ipuçları en kötü senaryonun gerçekleşmeyeceği yönünde umut veriyor. Kuzey Yarıküre’deki bilim insanları kuzeyin grip mevsimini nasıl geçireceği ile ilk bilgileri genellikle güneyden alır. Ekvator’un altındaki ülkelerde grip mevsimi yılın ortalarına denk gelir. Bu yıl güzel haberler gelmekte: Güney Yarıküre’de grip mevsimi hafif geçmekte.
Örneğin Avustralya’da Ocak ve Şubat aylarında başlayan grip mevsimi Mart’ın sonlarına doğru neredeyse tamamen ortadan kalkmış durumda.
Güney Afrika’dan ve Şili’den gelen haberler daha da iç açıcı. Yaz aylarının başlarında neredeyse hiç grip vakası görülmemiş. Grip testi olanlarda pozitif çıkanların oranı %0.06’da kalmış. Oysa aynı dönemlerde bu ülkelerde 2017, 2018 ve 2019’da pozitif oranı %13.7 dolaylarında seyrediyordu.
Kuzey Yarıküre için öngörüler
CDCD’nin eski başkanı Tom Frieden, bu yıl grip mevsimi Kuzey Yarıküre’de daha hafif geçeceğini öngörüyor. Bunun nedenini Frieden şöyle açıklıyor: “Dünya üzerinde yolculuk hızının çok azalmış olması gribi azaltacak. Ancak COVID-19 bir tehdit olmayı sürdürüyor. Eğer COVID’in gripten daha bulaşıcı olduğunu düşünmüyorsanız Güney Afrika ve Şile’ye bakın. Bu iki ülkede COVID orman yangını gibi yayılırken, grip neredeyse hiç yok.”
Sürü bağışıklığı yüzde 42 ila 52 arasına ulaşırsa virüs çoğalamıyor
Brezilya’nın Manaus kentini kasıp kavuran COVID-19, bahar aylarının sonlarına doğru 2 milyon nüfuslu kentte normal ölüm oranlarının 4.5 katına çıkmasına yol açmıştı. Hastane ve mezarlıklar doldu taştı. Toplu mezarlıklar açılmak zorunda kalındı.
Derken sosyal mesafe önlemlerinde gevşemeye karşın vaka ve ölüm oranlarında düzenli bir şekilde düşüşler başladı. Bu eğilimi değerlendiren bilim insanları Manaus’ta sürü bağışıklığı eşiğinin aşılmış olduğunu ileri sürdüler. Bilim insanları halen COVID-19 için bu eşiğin ne olduğunu keşfetmeye çalışıyor. Bölgeden bölgeye değişiklik göstermesi normal karşılansa da Manaus bu alanda bazı ipuçları sunuyor.
21 Eylül 2020’de medRxiv.org’da yayımlalan bir raporda dönemsel kan bağışlarını inceleyen bilim insanları popülasyonun %44-52’sinin enfekte olmasıyla sürü bağışıklığının kazanıldığını öne sürdüler. Kan bağışları popülasyondan random örnekler alınarak elde edilmemişti. Yine de koronavirüse maruz kalmış ve antikor geliştirmiş popülasyon oranlarının ölçülmesinin yolunu açıyordu.
Bilim insanları 2020 yılının Şubat ile Ağustos ayları arasında 800-1.000 kan bağışını incelediler. Bilim insanları Nisan ayında %4.8 olan antikor oluşumunun Haziran ayında %51.8’e ulaştğını saptadılar. Zaman içinde vaka ve ölüm sayılarının düşüş çizgisinin devap edip etmeyeceği izlenmeye devam ediyor.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Alpay Azap da Ankara’nın bir ilçesi için sürü bağışıklığı gerçekleşti diye açıklama yapmıştı. Bireylerin büyük bir kısmının bağışıklığa sahip olduğu bir popülasyonda, bu tür insanların hastalık bulaşmasına katkıda bulunma olasılığı düşüktür, enfeksiyon zincirlerinin bozulma olasılığı daha yüksektir, bu da hastalığın yayılmasını durdurur veya yavaşlatır. Tabii bu süre içinde ölenlerin sayısı da fazladır ve artar.
Ayrıca bakınız
- Gençler ve çocuklar COVID-19’u nasıl hafif atlatıyor?
- Covid-19’u durdurmak için önce burundan korunmaya başlanmalı
- Obezite hastaları Covid-19 hastalığına neden hemen yakalanıyor?
- Bazıları koronavirüsü farkına varmadan nasıl hafif atlatıyor?
- Lejyoner hastalığı Covid-19 pandemisiyle artabilir mi?
- Covid-19’a karşı Bakır Maske