Son 12 ayda Almanya ile yaşadığımız siyasi krizlerin sebepleri nelerdir?
Türkiye ve Almanya uzun yıllardan beri yaşanmayan diplomatik ilişkiler ne olduysa birden sarsılmaya başladı. Son 12 ayda Almanya ile yaşadığımız siyasi krizlerin sebepleri nelerdir? Bunun nedenlerini başlıklar altında inceleyeceğiz.
Son 12 ayda Almanya ile yaşadığımız siyasi krizlerin sebepleri nelerdir?
Türkiye ve Almanya ile yaşanan krizlerin başlangıcı olarak sayılan dönemin miladı, 15 Temmuz 2016 sonrasında darbe girişimi sonrası yaşanan bir dizi olayla başlıyor. İki taraftan hükümet yetkililerinin karşılıklı açıklamalarıyla gerginlik kimi zaman daha çok tırmanıyor. Başbakan Binali Yıldırım en son yaptığı AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) grup toplantısı konuşmasında ilişkilerin gerilediğini kabul etmişti ve bu tür açıklamalar yapmıştı.
Türkiye ve Almanya arasında tartışmalara konu olan son yıllarda önemli başlıkları sıralayarak anlatacağız.
1. Alman Meclisinde 1915 Soykırım Olayları ile ilgili tasarının geçmesi
2016 yılının Haziran ayında 1915 Ermeni Soykırım olarak değerlendiren tasarının Alman meclisinde onaylanması krize neden olmuştu.
2. TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı’nın Gözaltına Alınması
2016 yılının 8 Aralık günü TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı Köln kentine yaptığı seyahat sırasında otel lobisinde, içinde pasaport ve kimliklerinin bulunduğu çantasının çalındığını ve karakola gerekli şikayeti yapı Türkiye’ye dönerken havalimanında Alman polisince göz altında tutulduğunu ve kötü muamele gördüğünü söyledi.
Ayşe Nur Bahçekapılı Konsolosluktan geçici belge almış ama belgede vize ile ilgili gerekli bilgiler olmadığını söyleyen Köln/Bonn Havalimanı polislerinin bağlı olduğu Sankt Augustin Federal Polis Merkezi’nden Basın Sözcüsü Başkomiser Jens Flören, kötü muamelenin olmadığını ve kesinlikle göz altı değil sadece eksik bilgileri düzeltmek için misafir gibi bekletildiğini söylemişti.
Jens Flören, “Bir kişi sınıra gelerek diplomatik pasaportunun olduğunu söylerse, Söz konusu kişi kim olursa olsun ve bunu polislere kanıtlayamazsa yani belge bulundurmazsa, polisler de bu kişiye inanmaz. Doğal olarak, mesleki gereklilik adına incelemek zorundadır. Polislerimiz bundan dolayı inceleme yaptı ve Büyükelçilik onaylar onaylamaz, şahsın seyahatine de hemen izin verilmiştir. Bu olay havalanında herkese uygulanan rutin denetlemedir, herkes için geçerlidir” demişti.
Ardından Dışişleri Bakanlığı aynı şekilde karşılık vereceğiz demişti. Olayın ardından Almanya’ya dönmeye çalışan devlet görevlilerini havalaalanın da bekleterek, uçaklarını kaçırmalarına sebep olan cevap verilmiş oldu. Fakat ardından bir haber de Almanya’dan geldi. 14 Kişilik bir Türk Kafilesi Havaalanında göz altına alınmıştı. Acaba tekrar mı kriz başlıyacak denmişti. Manşetler atıldı gündem yapıldı ama gerçek gün yüzüne çıktı. Aslında kafile iltica etmek için gitmişti.
Daha önceki yazımızda bunu detaylı bir şekilde yazmıştık. Dilerseniz alt linkten erişebilirsiniz.
İlgili Link: Almanya 14 Türk vatandaşı neden beklettiğini açıkladı: İltica başvurusu
3. Almanya’nın iltica taleplerine olumlu yanıt vermesi
Başbakan Binali Yıldırım en son yaptığı grup toplantısı konuşmasında, hükümetin darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen yapılanması ile bağlantılı kişilerin Almanya’ya yaptığı iltica taleplerine olumlu yanıt verilmesine tepki gösterdi.
Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi ile devlet televizyonları WDR ve NDR, Almanya’nın diplomatik pasaportu olan Türk vatandaşlarının iltica talebine olumlu yanıt verdiğine dair yayınlar yapmıştı.
Medyada çıkan haberlerde 414 askeri personelin, diplomatın, hakimin, üst düzey yetkilinin ve aile üyelerinin iltica başvurusunda bulunduğu öne sürüldü.
Alman İçişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, diplomatik pasaportlu bazı Türk vatandaşlarının iltica başvurularının kabul edildiğini doğruladı, ancak sayı vermedi.
Federal Göç ve Mülteci Dairesi’nin iltica talepleriyle ilgili kararlarını önce cevap vermedi ve beklemeye aldı. Aralarında diğer ülkelerden ve Almanya’da görev yapan NATO’da görev yapan rütbeli askerler, diplomat ve kamu görevlileri olduğu söylendi. Acele etmeyen Almanya süreci beklemeye aldı.
Fakat Türkiye’de hukuk işlemediğini düşünmeye başladılar. düşünmelerinin sebeplerinden biri de Türk ve Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel’in ajan olarak tutuklanıp, mahkeme de direk terörist olarak lanse edilmesi, Alman makamları yargılama sürecinden rahatsız oldu. Ardından Mayıs sonunda yaptığı açıklama ile iltica eden Türk Vatandaşlarına, Alman vatandaşlığına geçiş süreci başlamış oldu.
Bu karar sonrası Türkiye ve Almanya arasındaki kriz daha da büyüyecek gibi gözüküyor.
4. İncirlik Hava Üssündeki Alman Askerlerini ziyaret etmek isteyen Alman vekillerine giriş izni verilmedi
Türkiye’nin İncirlik Askeri Hava Üssü’nü ziyaret etmek isteyen Alman vekillere izin vermemesi Almanya’nın tepkisini çeken bir başka konu oldu. İncirlik Üssünde yaklaşık 250’ye yakın Alman Askeri personel bulunuyor. Bu askerler Suriye’de gözetim yapan Tornado jetlerinin bakımlarını ve İŞİD’e karşı savaşan güçlerin uçak yakıtlarını doldurmakdan sorumlu.
2016 yılının Haziran ayında 1915 Ermeni Soykırım olarak değerlendiren tasarının Alman meclisinde onaylanması krize neden olmuştu. İncirlik Üssüne ziyaret o tasarı sonrası zaten izin verilmiyordu.
2016 Eylül ayında G 20 zirvesinde Merkel ile Erdoğan’ın görüşmesinde dile getirilmişti. Erdoğan bu ziyarete yeşil ışık yakmıştı. 2016 Ekiminde de İncirlik Üssüne Alman vekiller girebilmişti.
2017 Mayıs ayında İncirlik Üssü’ne alınmayan vekiller tekrar yeni bir kriz kapısı açtı. Bunun üzerine Almanya Başbakanı Angela Merkel, karar üzerine yaptığı açıklamada bunun ‘kabul edilemez’ olduğunu belirterek, “İncirlik Üssü’ne alternatif yerler baktıklarını, bunun içinde en iyi yerin Ürdün olacağını açıkladı.
Haziran 2017 itibari ile iki ülke Dışişleri Bakanlıkları görüşme yapacaklardı. Fakat iş yoğunluğu söylenerek iptal edildi. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye’nin Alman milletvekili heyetinin İncirlik askeri üssünü ziyaret etmesine izin vermemesinden dolayı Alman askerlerinin Türkiye’de başka bir üsse nakledileceğini açıkladı. Başbakan Binali Yıldırım’da, Gabriel ile ikili görüşmesini program yoğunluğu sebebiyle iptal etti.
Ankara’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesi sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Gabriel, “Türkiye iç siyasi nedenlerden ötürü Alman milletvekillerinin hepsinin ziyaretlerini onaylamadı” dedi.
Alman ordusunun ülke dışındaki görevlerinde parlamentonun karar aldığını belirten Gabriel, “Türkiye bu durumda İncirlik’teki Alman askerlerini başka yere taşımamız gerektiğini anlamalı. Alman Parlamentosu, İncirlik’teki askerler için başka bir yer bulunması konusunu hükümete soracak” dedi.
Almanlar İncirlik’ten çekiliyor!
7 Haziran 2017 tarihinde İncirlik anlaşmazlığı bugün Alman Bakanlar Kurulu’nda ele alındı. Bakanlar Kurulu, askerlerin İncirlik’ten çekilmesi konusunda karar aldı.
DW Türkçe’nin aktardığına göre Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’in Alman askeri birliğini İncirlik’ten çekme planı Bakanlar Kurulu’nda kabul edildi. Alman askerlerinin Federal Meclis kararıyla İncirlik’e gönderilmiş olmasına rağmen kararda üs ismi geçmediğinden son kararın parlamento değil hükümet tarafından alınmasının yeterli olacağı belirtilmekteydi. Ancak hükümetin Alman silahlı kuvvetlerinin ‘parlamento ordusu’ olması nedeniyle parlamentoyu karara ortak etmesi de ihtimal dâhilinde bulunuyor.
Federal Meclis’in silahlı kuvvetler raportörü Hans-Peter Bartels, karar öncesi yaptığı açıklamada, İncirlik ile ilgili kararın parlamentonun yetkilerini ilgilendirmesi bakımından karara milletvekillerinin de katılması gerektiğini söyledi. Alman Yeşiller Partisi’nin meclis grup başkanı Anton Hofreiter ve Sol Parti grup başkanı Dietmar Bartsch da gazetelere verdikleri demeçte son sözün parlamentoda söylenmesi gerektiğini ifade etti.
Alman parlamentosu, Alman askerlerinin İncirlik hava üssünden çekilmesini onayladı
22 Haziran 2017 itibari ile Parlamento yaptığı bir açıklamayla Alman askerlerini Ürdün’deki bir hava üssüne yönlendirme kararı aldıklarını açıkladı.
Türkiye’nin Alman milletvekillerine İncirlik askeri üssünü ziyaret etme izni vermemesi üzerine, Almanya’da bakanlar kurulu 7 Haziran’da, askerlerin üsten çekilmesi yönünde karar almıştı.
İncirlik’te bulunan 6 adet Tornado keşif uçağı ve bir adet tanker de Ürdün’deki üsse taşınacak.
5. Deniz Yücel’in tutuklanması
Hem Alman hem de Türk vatandaşlığı bulunan Alman Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in Şubat ayında tutuklanması, Almanya Başbakanı Merkel başta olmak üzere Alman hükümeti yetkilileri tepki gösteriyor.
Deniz Yücel, hacker grubu RedHack’in Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait olduğu e-mailler ile ilgili bir haber yapmıştı. Bu haberi yaptığından dolayı Vatan Caddesinde sorgulamaya çekildiğini söyleyen Deniz Yücel’in avukatı Veysel Ok, Deutsche Welle Türkçe’ye yaptığı açıklamada sorulan soruların bundan olduğunu söyledi. Avukat “Terör örgütü üyeliğiyle suçlanma ihtimali olduğunu söyleyebiliriz” demişti. Ardından çıkarılan mahkemede tutuklanıp cezaevine gönderilmişti.
Terörist suçlaması yapılan Deniz Yücel, Alman yetkililere göre verilen cezanın ölçüsüz ve orantısız olduğunu söylüyor. Merkel ise daha sert ifadeler kullandı. Alman Hükümetinin gücünün yettiği her şeyi yapacağını dile getirdi.
Yücel’in tutuklanmasının ardından Almanya’daki bazı siyasetçiler ise daha başka yaptırımlar almanın peşinde. Bunlardan biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’ya girmesinin yasaklanmasını ve Türk hükümeti yetkililerinin Almanya’da düzenleyeceği toplantıların iptal edilmesini teklif etti.
Bunun üzerine iki ülke arasında yeni bir diplomatik kriz doğdu.
6. Referandum toplantılarına izin verilmemesi
Deniz Yücel’in tutuklanmasının ardından başlayan tartışmaların üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Almanya’nın Gaggenau kentinde, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından ve 16 Nisan’da düzenlenen anayasa değişikliği referandumu ile ilgili düzenlenmesi planlanan toplantısı iptal edildi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin de Köln kentine bağlı Frechen’de yapacağı bir toplantı iptal edildi.
Adalet Bakanı Bozdağ ise gideceği referandum konuşmasının iptal edilmesini kınayarak sert tepki gösterdi. Almanya’ya planladığı, Alman İçişleri Bakanı ile görüşmesini iptal ettiğini açıkladı.
Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Bizimle çalışmak istiyorsanız bize nasıl davranacağınızı öğrenmek zorundasınız. Bu yöntemle bu işler olmaz, böyle devam etmez. Biz de karşılığını veririz. Hiç çekinmeden her türlü karşılığını veririz. O zaman gerisini siz düşünürsünüz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise çok farklı bir yorum yaptı. “Sizin şu andaki uygulamalarınız geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil, bunu böyle biliniz” dedi.
Erdoğan’ın sözlerine karşın Almanya Başbakanı Merkel ise”Bu tür söylemlerin Nazilerin insanlığa karşı işlediği suçları önemsizleştirmeye yarar” diyerek yanıt verdi.
7. Türkiye’nin Avrupa Birliği görüşmeleri
Her ne kadar Türkiye ve Almanya mülteci anlaşması kapsamında sıkı bir işbirliği içinde çalışsa da ikili ilişkilerdeki çalkantılı dönem, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) sürecine de yansıyor.
Mülteci anlaşması kapsamında Ekim 2016’da devreye girmesi beklenen vize serbestisliği uygulamasının henüz gerçekleşmemesi tartışmalı bir durum ortaya çıkıyor.
Yaşanan gerilimlerin üzerine Alman yetkililer ise Türkiye’nin AB’ye üye olma olasılığından uzak olduğunu dile getiriyor.
En son Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik görüşmesinin “gerçekçi” bir söylem dışı olduğunu belirterek, “Günümüzde Türkiye’nin AB üyeliğine girmesinin hiç olmadığı kadar uzak olduğunu” söyledi.
8. Almanya, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın ABD’de tutuklanma kararı çıkan Korumalarını ve Miting yapmasını istemiyor!
16 Mayıs 2017 yılında ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump ile tarihin en kısa toplantısı 20 dakika sürmüştü. Konuşma sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korumaları ve ABD’deki protestocular ile kavga çıkmıştı. ABD polisi kavgaya karışan korumalar hakkında suç duyurusunda bulundu ve eğer ülkeye bir daha girmeleri halinde tutuklanacağı açıklandı.
Aynı olaylar ve gerginlik istenmediğini açıklayan Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, o korumaların gelmesini istememişti.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, 7 ile 8 Temmuz 2017 tarihlerinde Hamburg’da yapılacak G20 zirvesi için ülkelerine gelecek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’da kamuya açık alanlarda miting yapmak için başvuruda bulunduğunu söylemiş ve bunun uygun olmayacağını belirtmişti.
Reuters’a konuşan ve benzer açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bir sözcüsü de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen G20 dışında bir konuşma yapma talebini reddettiklerini açıklamıştı.
Almanya’daki koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin başkanı Martin Schulz’da Türkiye’de muhalifleri ve gazetecileri cezaevine atan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da etkinlik düzenlemesini istemiyorum” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise yaptığı açıklamada, “Benim bakanlarıma izin vermiyorlar. Benim video-konferansla meydan mitingine katılmamı engelliyorlar. Ama Cemil Bayık’ı Kandil’den oraya bağlıyorlar, konuşmasını yapıyor. Bunların teröre yardım ve yataklıktan yargılanması gerekiyor” diyerek tepki göstermişti.
9. Büyükada’da Uluslararası Af Örgütü toplantısına baskın yapılıp, terör suçu ile tutuklandı.
2017 Haziran ayında 10 insan hakları savunucusu İstanbul Büyükada’da yaptıkları toplantıdan sonra kaldıkları otelde gözaltına alınmış, yaklaşık iki hafta sonra mahkemeye çıkarılmışlardı. Aktivistlerden Steudtner dahil altısı tutuklanmış, dördünün adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tutuklama ile ilgili 15 Temmuz darbesinin gizli toplantısı deyip olayı savundu.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Steudtner ve tutuklanan diğer aktivistlerle “dayanışma içinde” olacaklarını söyledi.
Merkel, “Alman hükümeti salıverilmesi için her düzeyde, yapabileceği her şeyi yapacaktır” dedi.
Tutuklanan isimler arasında Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Direktörü İdil Eser de bulunuyor.
Öte yandan, tutuklanan Alman vatandaşı Peter Steudtner’in partneri Magdalena Freudenschuss Reuters haber ajansına konuştu.
“Peter’ın Türkiye’yle hiçbir özel ilişkisi yoktu. Türkiye uzmanı bile değildi” diye açıklayan Magdalena Freudenschuss, ekibe insan hakları eğitimlerinde destek olmak amacıyla Peter Steudtner’in Büyükada’daki toplantıya katıldığını söyledi.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Steudtner’in tutuklanmasının ardından “İlişkilere böyle devam edemeyiz. Ankara’daki sorumluların politikaları sonuçsuz kalmayacak” demişti.
Gabriel’in açıklamalarına yanıt veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise, “Bu açıklamaların yaklaşmakta olan Almanya seçimlerine yönelik iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz” diye konuşmuştu.
Almanya Gümrük Birliği kozunu çıkarttı!
31 .07. 2017 tarihli Reuters haber ajansı, Almanya’nın Avrupa Komisyonu’ndan, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çalışmalarını askıya almasını istediğini bildirdi.
Haber ajansının ulaştığını kaydettiği taslak metinde, Gümrük Birliği’nin güncellemesi çalışmalarının Ankara’ya “yanlış mesaj” göndereceği belirtiliyor.
Metinde ayrıca Avrupa Komisyonu’ndan, “hukukun üstünlüğüne saygı duyması” için Türkiye’ye ekonomik baskı yapması da isteniyor.
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’nin (AB) yürütme organı. Almanya ise AB’nin en büyük üyesi.
Alman makamların kaleme aldığı metinde Türkiye’ye verilen katılım öncesi yardımda, demokrasi ve hukukun desteklemesinin hedef alınması talep ediliyor.
Ayrıca ihtiyaç duyulduğu takdirde Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’ye mali yardımı durdurmayı gündemine alması gerektiği belirtiliyor.
Metinde, “Komisyon’dan Türkiye’ye yaptığı katılım öncesi yardımları daha anlamlı yöne kaydırmasını bekliyor” ifadesi kullanılıyor.
Almanya’da çalışan bir işçi olarak, bu durumların gerçekten iş ve sosyal hayatında olumsuz etkiler bıraktığını söylemek isterim.
Son 12 ayda Almanya ile kriz meselelerinin iyi analiz ettiniz. Çok belirsiz bir duruma doğru gidiyor. Almanya Türkiye ilişkilerinin uzun yıllar iyileşeceğini tahmin etmiyorum. Hayırlısı olsun diyorum, burada ki huzurumuz bozulmasını da istemiyoruz, mutluyuz açıkçası.