DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Bel çevresinde yağlanma erken ölümün habercisi

Bel çevresinde yağlanma erken ölümün habercisi

Sağlıklı bir vücut için yağ oranını Vücut Kitle Endeksine göre belirleyebiliriz. Ama sadece yağ oranını bilmek de yetmiyor. Çünkü depolan yağ vücudun hangi bölgesinde ise ona göre bir tehlike sinyali var demektir. Son tıbbi araştırmalar, Bel çevresinde yağlanma erken ölümün habercisi diyor. 


Bel çevresinde yağlanma erken ölümün habercisi

Bel çevresinde aşırı yağ birikiminin sağlığa zarar verebileceği, Tip 2 şeker hastalığı ve kalp rahatsızlıklarına yakalanma olasılığını arttırabileceği biliniyor. Ancak kısa süre önce yapılan bir araştırma, kilosu ne olursa olsun, bel çevresi yağları ile erken ölüm arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre, bel çevresindeki her 10 santimetrelik artış erken ölüm olasılığını yüzde 11 arttırıyor. 2,5 milyon kişinin 3 ila 24 yıl arasında izlendiği verileri içeren 72 çalışmayı gözden geçiren araştırmacılar, insanlarda doğal yağ birikiminin olduğu bölgelere odaklanarak, bu verileri bel-kalça oranı, bel-uyluk oranı ve bel ile kalça çevresi ölçüleriyle birlikte değerlendirdiler.

Bulgular çarpıcı: Merkezi şişmanlık (karın çevresinde depolanan aşırı yağ), erken ölüm riskinin daha yüksek olmasıyla ilişkiliyken, daha büyük kalçalar ve uyluklardaki yağlanma daha düşük ölüm riski içeriyor.

Vücut kitle indeksi (BMI), insanların ağırlığını değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan basit bir ölçü. Ancak yağı kastan ayırt etmediği ve vücut yağının nerede depolandığını bize söylemediği için güvenilirliği sıklıkla eleştiriliyor. Bu yüzden bu son araştırma son derece önemli. Araştırmaya göre, bel çevresindeki her 10 cm’lik artış, yüzde 11 daha yüksek ölüm riski ile ilişkilendirilirken, bel-kalça oranı, bel-boy oranı ve bel uyluk oranında her 0.1 birimlik artış yaklaşık yüzde 20 daha yüksek riskle ilişkilendirildi.

Ancak, beldeki yağlanmanın aksine; kalça ve uyluk çevresindeki artış , ölüm riskinin daha düşük olmasıyla ilişkilendirildi. Örneğin, kalça çevresindeki her 10 cm artış, tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin yüzde 10 daha düşük olmasıyla ilişkilendirilirken, uyluk çevresindeki her 5 cm artış % 18 daha düşük riskle ilişkilendirildi.

Araştırmacılar, bu ilişkilerin vücut kitle indeksini hesapladıktan sonra önemli kaldığını belirtiyorlar, bu da genel obeziteden bağımsız olarak abdominal yağ birikiminin daha yüksek bir riskle ilişkili olduğunu gösteriyor.


İç organlara karşı deri altı yağı

Bedenin biçimi yağın nerede toplandığına göre değişir. Örneğin, “elma biçimindeki” insanların bel çevresinde yağ birikimi daha fazladır ve genelde bu kişilerin organlarında da yağlanmaya tanık olunur. Bedenleri “armut biçiminde” olanların kalçaları genelde daha geniştir ve yağlanma derinin hemen altında olup,
bedendeki yayılımı daha düzenlidir.

Bu farklı yağ depoları farklı fizyolojik özelliklere ve gen ifadelerine sahiptirler. Deri altı yağının insüline daha dirençli olduğu ve bu nedenle Tip 2 şeker hastalığı açısından daha yüksek risk taşıdığı düşünülür. Bel çevresindeki yağlanma, kalça ve uyluklara kıyasla, stres hormonlarına tepki olarak kanda daha fazla trigliserit salımına neden olur.

Kandaki yüksek trigliserit düzeyleriyle yüksek kalp hastalıkları riski arasında bir bağlantı vardır. İç organlardaki yağlanmanın deri altındaki yağlanmadan daha zararlı olduğuna inanılması bundandır.

Öte yandan, kalça ve uyluktaki deri altı yağı kandaki trigliseritleri alıp güvenli bir biçimde depolamayı daha iyi başarabildiğinden, yağın kaslarda ve karaciğerde birikip hastalığa yol açmasını önleyebilir. Deri altı yağ dokusu yağların yakılmasında uzmanlaşmış “bej” hücrelerini bile oluşturabilir. Bu yüzden deri altı yağının daha güvenli olduğuna dahası, metabolik hastalıklara karşı koruyucu bir etki yarattığına inanılır.

Kimi insanlarda deri altı yağ depoları (ya da yeni yağ hücreleri üretme yetisi) başkalarından daha kısa sürede tükenir. Bu da, daha az güvenli iç organ depolarında daha fazla miktarda yağın birikmesi anlamına gelir.



Ayrıca bakınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.