DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Ayna nöronlar nedir? Beyin neden ve nasıl taklit yapar?

Ayna nöronlar nedir? Beyin neden ve nasıl taklit yapar?

Bir futbolcu gol attığında onun gibi sevinmek, bir yarışta ipi göğüsleyen sporcunun geçmesi gibi kazanmak, yemek yerken karşınızdaki birinin ekşi bir tada verilen tepki gibi, esneme, gülme, korkma gibi yüz mimiklerini yapmak, insan hatta bir hayvanın çektiği acıya tepki verirsiniz değil mi? Bu verilen tüm tepkimeler beyinde yaşanan taklitlemeden kaynaklanır. Peki beyin neden taklit yapar? Neden yapar? Neden tüm hareketleri taklit yapmaz? Esnemenin nedeni mi? Empati nasıl kurulur? Ayna nöronlar başka hangi süreçlerde rol alıyor? soruların cevapları yazımızda.


Ayna nöronlar ve taklitçi beynimiz

Biz taklitçiyiz; en azından beynimiz öyle. Bir de bu taklit huyumuzu iyiye, doğruya doğru kullanabilmeyi başarsak.

Neden olmasın?

Öncelikle işe taklit özelliğimizi bize kazandıran ayna nöronları tanımakla başlayalım

Bizim beynimiz taklitçi. Bunu da ayna nöronlar aracılığı ile yapıyor. Ayna nöronların keşfi, 1980’lere dayanıyor.

Yapılan ilk çalışmalarda maymunlar denek olarak kullanılıyor. Maymunun muz yerken beyninde oluşan elektriklenmelerle, bir kişi maymunun karşısında muz yediğinde maymunun beyninde oluşan elektriklenmeler birbirinin eşdeğeri olunca bununla ilgili araştırmalar sürdürülüyor.

Ve varılan sonuçta, kişilerin duyular vasıtasıyla elde ettikleri verileri ayna nöronlar aracılığıyla sakladıkları saptanıyor.

Kısaca ifade etmek gerekirse, bir hareketi kendimiz yaptığımızda ve o hareketi yapanı gözlemlediğimizde ateşlenen nöronlar benzeşiyor.

Sanki bir sanal gerçeklik simülasyonu gibi.


Beyin neden ve nasıl taklit yapar?

1980 yılından 1990 yılına dek araştırma yapan nörofizyolojist Giacomo Rizzolatti ve ekibi, ventral premotor kortekslerine elektrotlar yerleştirilen 3 makak’ın el ve vücut hareketlerini izlemeye aldılar.

Deneyde maymun makaklar insanları taklit etmeye başlamıştı. Beynin F5 bölgesinde bazı nöronların taklit yaptığı görüldü. Araştırma o zamanlar bilim dergilerine gönderilse de yayımlanmadı.

Deneyler devam etti ve sadece F5 bölgesi değil, beynin Broca bölgesinde de taklit yapma etkinliği olduğu anlaşıldı.

2005 yılında Marco Iacoboni ve onu destekleyen bilim insanları bunun beynindeki taklitçi nöronlar olduğunu ve ona Ayna nöronlar demeye başladı.

Makaklardan sonra bataklık serçesi kuş türünde de benzer hareketlerin varlığı görüldü. Melospiza georgiana türü olan kuşun ses algılama ve şarkı söylemekte çok iyi oldukları da bilinmekte. Beyinlerindeki HVC bölgesine gönderilen elektrotların daha aktif çalıştıkları görüldü. Ötme ve ses algılamaları buradaki ayna nöronlardan kaynaklı olduğu desteklenmeye başladı.

 

Makak maymunu ve bataklık serçesi

Makak maymunu ve bataklık serçesi

Peki insanlar nasıl taklit yapar?

Bu araştırmaların en tazesi 2010 yılında yapıldı. Roy Mukamel ve ekibi 21 insan üzerinde bazı nöronların diğer nöronlardan daha hızlı tepkime verdikleri kaydedildi.

21 kişinin beyindeki medial duvarında (içerisinde singulat korteks, SMA ve ön-SMA bulunduruyor) ve medial temporal lobuna (içerisinde amigdala, hipokampüs, parahipokampalgirus ve entorinal korteks bulunduruyor) elektrotlar ile gözlem yapılmaya başlandı.

Önceki araştırmalarda bu bölgeler de ayna nöron ilişkisi rastlanmamıştı. İnsanlarda sadece bir bölgede değil, bir çok bölge de ayna nöronlar olduğu böylece ispatlanmış da oldu. İnsan doğumu sonrası 1 yaşından sonra gelişen ayna nöronlar, çevreye tepki vermeye başlıyor.

Bebeklerde gülme ve şaşırma karşı tepkimeye karşı gelişiyor.


Ayna nöronlar başka hangi süreçlerde rol alıyor?

Peki bu bizim günlük hayatımızda yaşadığımız hangi olayları daha anlaşılabilir kılıyor?

Bunlara örnek olarak, acı çeken bir insanla direkt olarak empati kurma yeteneği ayna nöronlarla anlatılabilir.

Beynimizdeki bazı bölgelerin karşı insanın çektiği acıya karşılık (ön insula, ön singulat korteks, inferior frontal korteks gibi) daha fazla hareketlilik gözleniyor.

Empati göstererek karşımızdaki kişinin üzüntüsünü, sevincini anlamamızı daha olanaklı hale getiriyor.

Ayna nöronlarının bir diğer faktörü tıpkı maymun ve kuşlarda görülen motor taklit fonksiyonunu devreye sokuyor.  Mesela bilinçli yapılmayan esneme, iğrenme, gülme gibi örnekler söylenebilir.

Motor taklit insana hem savunma hemde anlama fonksiyonlarını harekete geçiriyor.

Hatta izlediğimiz bir filmde oyuncuların canlandırdığı duygular bize de geçiyor ve benzer hislerle çıkıyoruz sinemalardan.

Bunun yanı sıra, bilimsel veriler empati göstermeyi başaran kişilerde ayna nöron aktivitesinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Bu da sosyal bir varlık olarak diğer kişileri anlayabilme becerimizi yükseltiyor.

Elbette ayna nöronların sürü psikolojisi oluşumunda da etkisi var. Birbirimizden etkilenmemiz büyük kitlelere  uyarlandığında, benzer davranışların türemesi de normal hale geliyor. Hele de miting, maç gibi ortamlar bu sonucu doğurmak için ideal yerler.

Şimdi diyeceksiniz ki neden her hareketi taklit edemiyoruz?

Gözlemlerde bulunan iki bilim insanı Christian Keysers ve Valeria Gazzola, karşılıklı iki insanın birbirini gözlemlediğinde  birincil motor korteksin bazı durumlarda kapalı olduğunu söylüyor. Bazen ayna nöronların gönderdiği uyarıları beyin, motor nöronlar tarafından  herhangi bir eyleme dönüşmesine izin vermeye biliyor.

İlginç olan bir araştırma ise 2008 yılında Ian Dinstain ve Iacaboni tarafından ayna nöronların otizm hastalığı ile ilişkili olabileceği. Araştırmalarda otizm harici insanlarda ayna nöronlar ile motor nöronlar arasında bulunan güçlü bir bağ var. Bundan dolayı motor nöronlar otizmli insanlarda kısıtlı çalışıyor.

Cecilia Heyes’in “Ayna Nöronlar Nerden Geldi?” isimli makalesinde, ayna nöronların öğrenme, bilgileri diğer nesillere aktarma gibi işlerde kullanıldığını anlatıyor.


Esneme ve gülmenin bulaşıcılığı

Esnemenin ve gülmenin bulaşıcılığını düşündüğümüzde bu, aslında hiç de yabancısı olmadığımız bir kavram.

İşte perdenin arkasında yer alan bu işin mimarları da ayna nöronlar.

Tarihe, şöyle bir 75000 yıl öncesine baktığımızda, ayna nöronların insanlık tarihinin şekillenmesinde ne denli önemli işlevleri olduğuna da tanık oluyoruz.

Alet ve ateş kullanımı, barınma yeri inşa etmeleri ve diğer yaşamsal gereksinimlerini karşılamaları hep ayna nöronlar sayesinde hızla yayılıyor.

İşte bütün bunlar ayna nöronların varlığını somut bir şekilde ortaya koyan kanıtlar.


Beyni taklit yaptırarak neleri değiştirebiliriz?

Bir de bunu spor ve benzeri etkinliklerde birbirimizden öğrenme süreçlerinin çok önemli ve değerli olduğu alanlarda uygulayacak olursak acaba durum ne olur?

Benim de içinde bulunduğum zihin çalışmalarına baktığımda, biz sıklıkla sporcuları gelişimlerini sağlamak için video ya da spor müsabakalarını izlemeye yönlendiriyoruz.

İzledikleri videolar genellikle ulaşmak istedikleri daha yüksek başarı ve performans seviyesindeki sporcular ya da yarışmalar ile ilgili oluyor.

Sonuç mu? Tek kelimeyle ifade etmem gerekirse: Başarı!…

Bilgi kullanılmadıkça kenar süsü olmaktan öteye gidemez. Şikayet etmek yerine bilimi yanımıza alıp, harekete geçmemiz gerekiyor daha iyiyi yaratmak adına. O halde neden bugün, hemen şimdi birisine gülümseyerek işe başlamıyoruz?

Birisine ilgi göstererek, birisini severek, birisine hoşgörüyle yaklaşarak…

Hemen, şimdi. Daha iyi bir dünya yaratmak adına..



Kaynaklar ve Dış Bağlantılar

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.