Beynin yaşlanmasını engellemenin altı yolu
Beynin yaşlanmasını engellemenin altı yolu
İnsanlarda yaşlanma normal evrelerinden biridir. Genelde yaşlı insanlar deyince akla gelen en önemli özellik hafıza kaybıdır. Hafıza kaybının nedeni de beynin yaşlanması olarak görülür. Fakat beyin yaşlanmasının, yaş ile orantılı olduğu söylenemez.
Yaş ilerledikçe beyin sağlığına dikkat etmek gerekir. Beyin yaşlanmasını engellemek için uzmanlar tarafından 6 öneri sunmuştur. Bu önerilerle daha güçlü bir beyne sahip olabilirsiniz.
1. Yeteneklerinizi önemseyin
Artık telefon numaralarını aklınızda tutamıyorsunuz değil mi?
Akıllı telefonunuz bozulduğu zaman kimi arayacağınızı hiç düşündünüz mü?
Beyin kapasitelerine artık önem vermeliyiz. Biraz ezber yapıp beyin jimnastiklerini yapabiliriz.
Bir başka örnek adres bulma. Eskiden sora sora bağdata gidilirdi. Şimdi ise navigasyonlarla yol bulmaya çalışılıyor. Beynimizin düşünme hızını kendi ellerimizle düşürmenin önüne geçmeliyiz.
Yeteneklerimize önem vermeliyiz.
2. İşitme sorunları olmaması kulaklarınızı koruyun!
Yüksek sesli müzik dinlemeden yada yüksek sesli gürültü mekanlardan kesinlikle vazgeçmelisiniz. Çünkü algının azalmasının yüzde 25′ lik sebebi son altı yıldan gelen işitme sorunlarıdır. Eğer beyin sağlığınızı düşünüyorsanız, işitme sorunu olan kişilerin hiç zaman kaybetmeden doktora görünmeleri gerekmektedir.
3. Yabancı Dil öğrenin veya müzik enstrümanı çalmayı öğrenin!
Çift dil sahip olan kişilerin tek dil bilenlere göre beyin sinir hücrelerinin daha az tahrip olduğu ile ilgili bilimsel bir çalışmayla ilgili bir yazımız vardı. İsterseniz aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
İlgili Link: İki dil bilenlerin Alzheimer’dan etkilenmedikleri görüldü!
Araştırmalara göre 2. dil konuşanların 5 sene demans yani bunamaya daha geç girdiği görülüyor. Müzik aleti çalan kişilerin, çalmayan kişilere göre yüzde 60 daha geç demans yani bunamaya giriyor.
Zihin güçlendirmenin en güzel yolu kulak, göz ve beyni aynı anda odaklı çalıştırmak. Buda ya dil öğrenirken yada müzik aleti çalınca olmaktadır. Müzik aletlerinde notaları basmak, yabancı dilde telafuz ve kelime becerilere odaklanmak adeta beynin her defasında sinir hücreleri arasındaki etkileşimi arttırır. Yani paslanma olmaz.
Müzik aleti çalma becerisini, bulmaca çözerim, satranç oynarım gibi beyin jimnastikleri ile alakası yoktur. Yeni notaları ve kelimeleri öğrenirken hafıza egzersizi, dikkat, duyumsal algı ve motor kontrol gibi bir çok özelliğiniz aktif hale geçer.
4. Hazır gıdalardan, boş gıdalardan kaçının!
Sağlıklı ve dengeli beslenmeyen kimsenin beyin sağlığı da iyi değildir. Beyne yeterli enerjiyi götüremeyen dolaşım sisteminin belası damar tıkanıklığıdır.
Damar tıkanıklığı ile beyin fonksiyonları tam çalışamayabilir. Kalitesiz karbonhidratların, trans ve hidrojene olmuş kanserojen yağlardan meydana gelen boş gıdalar, çok fazla insülin hormonu salgılamasını sağlatır. Sinir hücreleri (nöronlar), insülin hormonuna karşı duyarlı olup, çok fazla şekerli gıdalar tüketilince tahrip olur. Sinir hücrelerinin tahrip olması plaklar oluşturmaya başlar beyinde.
Akdeniz Bölgesinde yaşayan insanların diğer bölgelerdeki akranlarına göre 8 yaş daha genç beyinlidir. Bunun sebebi ise balık, zeytinyağı ve bol yeşilliktir. Hepsinde ortak olan Omega 3 gibi yağ asitleri, D ve B12 vitaminleri beyin hasarlarını azaltıcı koruma özelliği vardır.
5. Her yaşta Spor yapın!
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur boşa söylenmemiş bir atasözümüzdür. Eğer güçlü bir vücudunuz varsa güçlü bir beyniniz vardır.Spor ile beyne daha çok kan akışı olduğu için, sinir hücrelerini bağlayan proteinler daha çok alışveriş yapar.
Bedeni çalıştıran her sporun her yaşa yararı vardır. Bu ispatlanmış bir veridir.
6. Gerçek Dünyada Sosyal kişi olun!
Sosyal çevresi olan ve devamlı irtibat halinde olmak, beyni devamlı tetikte tutar. Hiç görmediğiniz insanlarla konuşmak ve tanışmak hafıza ve dikkati koruduğu için, zihinsel bir aktivite sayılır. Bir nevi beyin jimnastiği gibi.
Tanıdık arkadaşlar ve dostlarla konuşmak ise geçmiş anıları tekrar ederek, beynin gücünü arttıracaktır.
Bir bilimsel araştırmada 12 yıl boyunca 70 yaşındaki kişilerin, sosyal olarak daha aktif olanların diğerlerine göre yüzde 70 daha az algı sorunu yaşamaktadır.