Dünyada yaşam nasıl başladı? Bilim adamlarına göre 7 Kuram
Hayat nasıl başladı? İlk yaşam dünyada ne zaman ve nasıl başladı? Bilim adamlarının en çok zaman harcadığı sorulardan biri. Biz bu yazımızda belki de sizinde kafanızı yoran bu sorunun cevabını bilimsel olarak ele alacağız. Şu ana kadar hayatın nasıl başladığı ile ilgili teorileri size listeleyeceğiz. Dünyada yaşam nasıl başladı? Yaşam kaynağı oksijen nasıl oluştu? Atmosfer nasıl oluştu? Bilim adamlarına göre söz edilen 7 Kuramın hangisi size mantıklı gelecek? Yazımızı okuduktan sonra yorum kısmından daha farklı görüşleriniz varsa bizle paylaşabilirsiniz.
Dünyada yaşam nasıl başladı? Bilim adamlarına göre 7 Kuram
13,8 milyar yıl önce bir patlamadan meydana gelen Evrenden dağılan maddelerden gezegenler ve yıldızlar meydana geldi. Şimdiye kadar bir çok araştırmalara rağmen kendi galaksimizin içinde hayat sadece Dünyada bulunmaktadır.
Dünyanın bir gaz bulutu iken normal bir gezegene dönüşümü bundan 4,5 milyar yıl önce olduğu hesaplanıyor. Gezegen oluştu ama yaşamın meydana getirmesi için soğuması gerekir değil mi? ortalama 1 milyar yılda sanki sanat eseri öncesi bekletilme dönemi gibi görülüyor.
Aklımıza hani undan güzel bir hamur yaparız ya onun mayalanıp daha lezzetli olması için bekletiriz gibi bir şey olsa gerek.
İlginç olan ise şu an hayat kaynağımız olan Güneş’e ne yakın nede uzak güzel bir şekilde ayarlanmış sanki.
Şimdi gelelim dünyadaki hayatın başlamasına. Yaşam şartlarının oluşumunun 4 milyar yıl öncesine dayanmaktadır. Bilim insanları bunun bir bakteriden meydana geldiğini söylüyor. Çünkü bulunan bir bakteri fosilinin yaşı hemen hemen 4 milyarın üstünde.(2)
Bu bakteri oksijensiz yaşayabiliyor ama oksijen üretiyor ne kadar ilginç değil mi? yaptığı oksijenli fotosentez 2,5 milyar yıl önce atmosferin oksijenle dolmasına neden oldu. Hesaplamalara göre 1 milyar yılda canlı bir organizmanın yaşayacağı hale geldi.(2)
Bulunan bir kanıt bunun devamını anlatmaya yetiyor. Bundan 1,85 milyar yıl önce yaşamış organellere sahip bir ökaryot organizmanın fosili bulundu.(Sayfanın alt kısmında bu konu hakkında yazılmış makaleyi okuyabilirsiniz)
Şimdiye kadar elimizde 2 canlı türünün kalıntıları var. Bunlardan biri oksijeni yapmış diğeri ise tüm canlı türleri ile bağlantılı olabileceği ökaryot organizmadır. (1)
Bu organizmalar bilinen tüm canlı türlerini oluşturup, evrim süreçleri içinde, ayrılarak değişik canlıları türettiğini söyleyebiliriz. Oksijenin varlığı ile de bu türlerin çeşitliliği hızlıca artmıştır. Bunu destekleyen ilk delil 1,7 milyar yıl önce, çok hücreli ve özel fonksiyonlu canlıların kalıntılarının günümüze ulaşmasıdır.
Göl kenarlarına gördüğünüz su yosunlarını oluşturan bakterilerin aynı şeyi 1,2 milyar yıl önce yapıyormuş. kara bitkilerinin ilk bulunma tarihi 450 milyon yıl derken, omurgalı hayvanların 525 milyon önce var oldukları görülmektedir. 250 milyon yıl önce Dinazorların varlığı ve onların yok oluşu ile memeli türlerin giderek çoğaldığı görülmektedir.
Ardından çiçekler ve böcek türlerinin 130 ile 90 milyon yıl öncesinden çeşitlendikleri görülmektedir.
Ardından beklenen insanın ise ilk atası 6 milyon yıl önceye dayandığı söylenebilir.
Bilgi deposunu gelgez: Hızla genişleyen ve sınırı bilinmeyen Evren nasıl oluştu? Evren nasıl işler?
Bilim adamlarına göre dünyanın hayata kavuşmasına 7 Kuram
Dünya üzerinde yaşam yaklaşık 3 milyar yıl önce başladı. Bu süre içinde yaşam, basit bir mikroptan aklın almayacağı kadar karmaşık ve çeşitli canlı türlerine evrildi. Bugün evrende yaşamın yalnızca Dünya’da evrildiğine inanılıyor.
Peki ilk organizmalar, primordiyal çorbadan (içinde çeşitli minerallerin ve amino asitlerin barındığı söylenen ve ilk canlı organizmaların kaynağı olduğuna inanılan su kütlesi) nasıl oluştu?
Bu konuda ortaya atılan yedi kuramı sizler için kısaca açıklayarak listeleyelim.
1. Elektrik kıvılcımı
Şimşek çakması yaşamın başlangıcı için gerekli olan kıvılcımı sağlamış olabilir. Elektrik kıvılcımları, su, metan, amonyak ve hidrojen ile yüklü atmosferden amino asitleri ve şekerleri üretebilir.
1953 yılında yapılan ünlü Miller- Urey deneyinde ortaya konulan bu iddiaya göre bir şimşek Yeryüzü’nde yaşamın temel yapı taşlarının yaratılmasına önayak olmuş olabilir.
Milyonlarca yıl boyunca erken atmosferdeki volkanik bulutlar büyük bir olasılıkla metan, amonyak ve hidrojenle dolu olup, şimşekler tarafından tetiklenmiş olabilir.
2. Kil topluluğu
Yaşamın ilk molekülleri kil içinde buluşmuş olabilir. Bu fikir İskoçya’daki Glaskow Üniversitesi’nden organik kimyacı Alexander Graham Cairns-Smith tarafından ortaya atıldı. Bu yüzeyler, yalnızca organik bileşimleri bir arada tutmakla kalmamış, aynı zamanda bunların organize olmalarına da yardımcı olmuş olabilir.
DNA’ların başlıca rolü diğer moleküllerin nasıl dizileceği ile ilgili bilgileri depolamaktır. DNA’lardaki genetik dizilim, aslında proteinlerin içindeki amino asitlerin nasıl dizileceğini gösteren talimatlardır.
Cairns-Smith’e göre kilin içindeki mineral kristaller, organik moleküllerin organize kalıplar halinde düzenlenmesini sağlamış olabilir. Bir süre sonra rganik moleküller bu işi üstlenirler ve kendi kendilerine organize olurlar.
3. Derin deniz çukurları
Derin deniz çukurları kuramına göre yaşam, denizlerin altındaki hidrojen bakımından zengin moleküller püskürten hidrotermal çukurlarda başlamış olabilir.
Bu moleküller çukurların kuytu köşelerinde birikip, kritik reaksiyonlar için gerekli olan mineral katalizörleri sağlamış olabilir.
Bugün bile termal ve kimyasal enerji açısından zengin olan bu kuyular son derece hareketli ve canlı ekosistemlere sahiptir.
4. Buzlu sularda hayat bulan organizmalar
3 milyar yıl önce okyanusların buzlarla kaplı olduğu düşünülüyor. Bilim insanları o dönemlerde güneşin bugüne göre üçte bir oranında daha az parlak olduğunu söylüyor.
Yüzlerce metre kalınlığındaki bu buz tabakası, sudaki narin ve hassas organik bileşimleri morötesi ışınlardan ve kozmik darbelerin yıkıcı etkilerinden korumuş olabilir.
Soğuk ayrıca bu moleküllerin daha uzun yaşamasının yolunu da açmıştır. Böylece temel reaksiyonların başlaması için ideal koşullar sağlanmış olabilir.
5. RNA dünyası
Bugün DNA, oluşmak için proteinlere ve proteinler de oluşmak için DNA’ya ihtiyaç duyar. O zaman bu ikisi bir diğeri olmadan nasıl oluşmuş olabilir? Bu sorunun yanıtı büyük bir olasılıkla RNA’dır.
RNA, DNA gibi bilgiyi depolar, proteinler gibi enzim vazifesi görür ve hem DNA’nın hem de proteinlerin yaratılmasına yardımcı olur. Daha sonra DNA ve proteinler bu “RNA dünyasını” takip etmiş olabilirler, çünkü daha verimli bir yapıya sahipler.
DNA hala varlığını sürdürüyor ve organizmaların içinde bazı genler için açma/kapama düğmesi gibi çeşitli işlevler görüyor. Ancak ilk başta RNA’nın nasıl oluştuğu sorusu henüz yanıtlanmış değil. Bazıları RNA’nın Dünya üzerinde kendiliğinden ortaya çıkmış olabileceğini düşünürken, bazıları da bunun olası olmadığını ileri sürüyor.
PNA veya TNA gibi RNA’dan başka nükleik asitlerin de olduğuna ilişkin varsayımlar ortaya atılmışsa da kesin bir bilgi söz konusu değil. 2015 yılında RNA bilmecesindeki kayıp halkanın bulunduğu yolunda bazı çalışmaların yapıldığı belirtiliyor.
6. Basit bir başlangıç
Yaşam, RNA gibi kompleks moleküllerden değil, birbiriyle etkileşim içinde bulanan daha küçük moleküllerden çıkmış olabilir. Bunlar hücre zarlarına benzeyen basit kapsüllerin içinde barınıyor olabilirler.
Bunlardan, reaksiyonları daha iyi yapabilen daha karmaşık moleküllerin evrilmiş olması da bir olasılıktır.
“RNA dünyası” varsayımında ki “ilk-önce-genler-gelir” modeline karşılık, bu senaryoda “ilk-önce-metabolizma-gelir” modeli öne çıkıyor.
7. Panspermiya
Belki de daha ilk başta yaşam Dünya üzerinde başlamamış olabilir. Panspermiya olarak bilinen bu görüş, yaşamın uzaydan Yeryüzü’ne geldiği varsayımına dayanıyor.
Örneğin Mars gezegeninden kozmik darbeler sonucu uzaya fırlayan kayalar ve Yeryüzü’nde bulunan Mars meteorları mikropları taşımış olabilir. Bu da yaşamın köklerinin Mars’a dayandığı sonucunu doğurur.
Diğer bilim insanları ise yaşamın diğer yıldız sistemlerinden gelmiş olabileceğini işaret ediyor. Eğer bu kavram doğruysa Dünya üzerinde yaşam nasıl başladı sorusu yaşam uzayın başka bir köşesinde nasıl başladı olarak değişebilir.
Bu konuda bilinen ilk düşünce MÖ 5. yüzyılda Yunan düşünürü Anaksagoras’a aittir. 19 yüzyılda bir çok bilim insanı bu görüşü modern haliyle desteklemiştir.
Sonuç
Eğer bütün bu varsayımların doğruluğunun ne zaman kanıtlanacağını düşünüyorsanız bir de şunu düşünün: Bilim insanları daha yaşam tanımı üzerinde bile görüş birliğine varmış değil.
Ayrıca Bakınız
- Dünyayı yaşanabilir hale getiren hayat kaynağı oksijen nasıl oluştu?
- 4 milyar yıldan yaşlı en eski fosil bulundu! Dünyadaki ilk yaşam
- Dünyaya ilk su nasıl geldi? Dünya sudan mı oluştu?