Dünyanın en çok mesai yapan ülkesinde ölümler neden artıyor?
Dünya genelinde çalışma saatlerinin en uzun olduğu ülkelerden biri Japonya’dır. Japonya’da son zamanlarda çok mesai harcayan ve iş koliklik yüzünden ölüm oranlarındaki artış sürüyor. Peki Dünyanın en çok mesai yapan ülkesinde ölümler neden artıyor? Ölümlerde karoşi neden yapılıyor? Japon gençler neden fazla çalışmak istiyorlar? Neden çalışanların üçte birinden fazlası yıllık iznini kullanmak istemiyor?
Dünyanın en çok mesai yapan ülkesinde ölümler neden artıyor?
Japonya’da özellikle yeni mezun gençler, işe başladıktan sonra çok çalıştıkları gözlemleniyor. Çok çalışmalar bazen günlerin birleşmesine bile gidebiliyor. Buna bağlı ölümler artmaya başladı. Hatta bu ölümlerin bir çoğu “Karoşi” dedikleri intihar hastalığı. Karoşi, çok çalışmaya bağlı yaşanan psikolojik bozukluğun, kalp krizi ve intiharlı ölüme götürebilen hastalık olarak biliniyor.
Japonya’da son 30 yıldır yaşanan karoşi olaylarını inceleyen akademisyen Koji Morioka, “Japonlar hükümete güveniyor ama ihanete uğradıklarını hissediyorlar” diyor. Son yıllarda gençler arasında ölümler arttı. Ölümlerin giderek artması işçilerin hakları savunucularının sayısını da giderek artırmaya başladı. Çalışanlara izin verilen mesai saatlerine ek olarak fazla mesai sürelerine yasal sınırlamanın düzenlenmesini istiyorlar. Çalışan haklarını savunanlar, önlemlerin yetersiz olduğunu ve asıl sorun olarak görülen ‘gençler arasında uzun çalışma saatlerine bağlı yaşanan ölümlere’ odaklanılmadığını söylüyor.
Bu duruma karşılık Japon devleti boş durmuyor.
Japonya’nın günümüzdeki hükümeti önlemler almaya çalışıyor. Bu yılın başında hükümet, fazla mesai süresini ayda ortalama 60 saatle sınırlandırdı. Şirketler ‘yoğunluğu’ gerekçe göstererek 100 saate kadar fazla mesaiye izin veriyorlardı. Bu sınır ise ‘karoşinin kırmızı çizgisi’ olarak görülüyor.
İlginç olan ise uzun mesai saatleri harcanıyor olmasına rağmen, gelişmiş G7 ülkeleri içinde üretkenliği en az ülke durumunda. Japon hükümetince yapılan bu tespit, bir çok kişiyi kızdırmıyor değil. Çünkü kimilerine göre bu işten ekonomik kazanç beklediği için fazla mesai yaptırmadığı görüşünde.
Karoşi denen bu hastalık sonucu ölen bir kaç kişinin nasıl öldüklerine dair örnekler aslında bu ölümlerin nedeni de açıklıyor.
Karoşi Nedir? Karoşi Ölümlerinin Sebepleri Nelerdir?
1990 yıllarında Japonya’da mesai yapmalarda artmalar başladı. Japoncada Karoşi kelimesi kökü Karo kelimesi “kendi isteği ile bedelsiz çalışmak” anlamına gelmektedir. Sonrasında eklenen Şi kelimesi ise bu sebepten dolayı ölüm anlamına gelmektedir. Karoşi kelimesi İngilizce, Almanca ve Fransızca sözlüklerinde de yerini almaya başladı.
Japon hükümeti, 1994’te aşırı çalışmadan hastalık ve ölümü tanımış ve ölenlerin sayısını 32 olarak açıklamıştı. 1995 yılında ise bu sayı 76 sayısına ulaştı. Japon Çalışma bakanlığı “karoşi”nin tanımını yorgunluk ve stresi de içine alacak şekilde genişletti.
1998’de “karoşi”den ölenlerin sayısı 90 sayısına ulaşmıştı. Japon Çalışma Bakanlığı çalışma standartlarını teftiş bürosu, bir kimse aşırı çalışma yüzünden hastalanır ya da ölürse, buna işverenin yol açıp açmadığına karar verip işvereni sorumlu tutabileceğini açıkladı.
İlk defa mahkeme konusu 1991’de yaşanan İçiro Oşima’nın ölümüydü. 24 yaşında olan kişinin intiharından reklam şirketi Dentsu’yu sorumlu tuttu. Haftada 80 saat çalışan içiro oşima’nın ailesi, Dentsu’dan iki milyon dolar kazandı.
1997’de çalışma standartları teftiş bürosu, aşırı çalışma yüzünden intihar eden bir işçinin ailesine kaza sigortası ödemişti.
Karoşi hastalığının ana sebebi çok çalışmak Japonların kültürlerinde çok önemli bir yere sahip. Çalışan fazla fazla yaptığı işten dolayı patronundan para talep etmiyor. Yani gönüllü bir çalışma modeli.
Japonya’da çok çalışmaya bağlı ölümler artıyor!
Japonya’daki şirketlerin dörtte biri ayda 80 saatten uzun mesai yapıyor. Japonya, dünya genelinde çalışma saatlerinin en uzun olduğu ülkelerden biri. Ülkede son yıllarda çok çalışmaya bağlı ölüm olaylarında da artış var.
Japonlar, çalışma saatleriyle ilgili hükümetin düzenlemeye gitmesi çağrısı yapıyor.
Dilerseniz bir kaç örnekle durumu açıklamaya çalışalım.
25 yaşında mezun olduktan sonra Japonya’nın önde gelen telekom şirketine giren Naoya Nişigaki, büyük bir şans olarak gördüğü işine çok bağımlı olarak çalışmaya başladı. Annesi Michiyo Nişigaki, oğlunun bilgisayarı çok iyi bildiğini ve böyle bir işe rekabetler içinde kaptığından dolayı da gayet mutluydu.
Fakat bu mutluluk 2 sene içinde birden tersine dönmeye başladı. Naoya Nişigaki çok çalışıyor ve uzun mesailere kalıyordu. Annesine ise devamlı mutlu olduğunu söylüyordu. Annesi Michiyo Nişigaki ise gözlemlediğine göre durum söylediği gibi değildi. İş arkadaşlarını bulan anne, öğrendiğine göre çok çalışıyordu ve Evine gidecek son trenin kalkışına kadar çalıştığını, eğer treni kaçırırsa ofiste masa başında uyuduğunu öğrendi. Hatta sabah gene kalkıp o gününün akşam 22’lere kadar durmadan çalışıyordu. Arkadaşlarına göre 37 saati bulan iş saatine bile bazen ulaşabiliyordu.
Dedesinin öldüğü gün eve gelen Naoya Nişigaki, çok uykusu olduğunu ve yatmak istediğini söyledi. Annesi ısrarla gelen taziyelerde ayakta olmasını ısrar etse de yataktan kaldıramamıştı. Annesi durumu artık sezmişti ama iş işten çoktan geçmişti.
27 yaşındaki genç Naoya aşırı doz ilaç kullanımı sonrası öldü. Resmi ölüm sebebi ise “Karoşi” olarak teşhis edilmişti.
Acılı Anne Michiyo Nişigaki, oğlunun ölümü sonrası bu durumu eleştirerek, Japonya’nın değer verilmesi gereken gençlerini öldürmekle suçladı. Çalışma saatlerinde önlem alınmalı ve gençlerin bu şekilde kendini ispatlama yöntemine geçmemesi gerektiğini açıkladı.
Fazla mesaiye kalınmadığın da önemsiz görülme!
İşe yeni başlayan kişi kendini ispat etmesi için gece gündüz çalışıyor. İş veren bu konuda önlem almıyor sanki onun da işine geliyor gibi bir havası var. Çalışan gönüllü mesaiye kaldığı için, resmi yollardan kendini rahat hissediyorlar.
1960’lı yıllarda başlayan Karoşi ölümleri giderek her sene katlanarak artıyor.
Bunlardan bir başkası ise, Matsuri Takahaşi adında 24 yaşında işe yeni başlayan gençlerden biri. Karoşi ölümlerinde mimli bir firma olan Japon reklam ajansı Dentsu’da çalışmaya başlamıştı. Arkadaşları onun ayda 100 saatten fazla çalıştığını söylüyorlar. 2015 Noel kutlamalarında kaldığı yerleşim binasından kendini aşağı atarak intihar etti.
Artık bu duruma isyan eden ve çok çalışanların hakkını savunmak için açılan Posse adlı bir kuruluşta görevli Makoto Iwahaşi, gönüllü çalışmak yeni başlayanlar arasında pekte ilginç bir durum olmadığını söylüyor.
Yapılan baskılar sonucu ise
Makoto Iwahaşi, genç çalışanların mecburen bunu yaptıklarını eğer yapmazlarsa işi bırakmak gerektiğini, işi bırakırsa da hayatta kalma şansınız pek olmaya bilir diyor. 100 saat ayda çalışmak her gencin başına gelen bir durum olduğunu söylüyor.
Makoto Iwahaşi 1960 ve 1970 yıllarında Karoşi vardı ama ömür boyu iş garantisi verildiğini, fakat durum artık böyle olmadığını söylüyor.
Resmi açıklanan rakamlara göre her yıl karoşi tanısıyla ölen kişilerde yüzleri geçiyor. Bu ölümleri ise, kalp krizi, intihar ve felç oldukları söyleniyor.
Genç çalışanların haklarını savunan kuruluşlar ise bu rakamın gerçek olmadığını söylüyorlar. 500’leri bulabildiği tahmin edilmekte.
Japonya’da işçilerin yüzde 25’i 80 saat çalışıyor. Çoğu ise maaş bile alamıyor. Yüzde 12’lik dilim ise 100 saati haftada aşıyor.
Japonya’da patrondan ve iş arkadaşlarından önce çıkılması hoş karşılanmaz!
Japon çalışma kültüründe çalışanın mesai arkadaşlarından ve iş verenden önce çıkması çok ayıp karşılanıyor. Japon Hükümetine baskılar her gün artmakta ama 40 yılı bulan bu alışkanlığın değişmesi bir anda olacak gibi görülmüyor. Yaptıkları ilk değişiklik, her ayın son cumasında öğlen 3 sonrası ‘Ayrıcalıklı Gün’ ilan etti ve çalışanların bu saatten sonra serbest bırakılması şirketlere söylendi.
Aynı zamanda Hükümet, yüzde 40’lara yakın kişinin kullanmadıkları yıllık izinlerine çıkmasını istiyor. Bir işçinin yılda 20 gün tatil hakkı olmasına rağmen bunu yapmayanların sayısı hayli fazla.
Fakat yavaş yavaş bunu değiştirme adımları yaşanacak gibi gözüküyor.
Bu değişikliği yapan ise resmi bir kuruluş. Tokyo’daki belediyeler artık Akşam 7 olduğunda elektirikleri kesmeye başlıyor. Kapanan ışıklar, artık herkesin evine gitmesi gerektiğini söylüyor.
Yerel Yönetimde idareci olarak çalışan Hitoşi Ueno, çalışanların artık ofis dışında keyif yapması gerektiğini düşünenlerden biri.
Daha etkin ve işine bağlı bir şekilde üretken olması için, özel zamanların olması gerektiğini ve beyin olarak dinlenmenin sağlık açısından önemli olduğunu söyleyen Japon idarecilerin kafaları galiba yavaş yavaş değişmeye başlıyor.
Toşima bölgesindeki yerel yönetim birim müdürlüğü yapan Hitoşi Ueno, çalışanlarının ofis dışında geçirdikleri vakitten keyif almalarının önemli olduğunu söylüyor. Artık bir şeyleri değiştirmek ve görünür olmak istediğini söylüyor.