DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi?

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi?

Türkiye’de eğitim sistemi olarak devamlı yeni arayışlar söz konusu. Bir çok ülkenin eğitim sistemi ciddi bir şekilde ele alınıyor. Eğitim üçgeni öğrenci, öğretmen ve veli olarak oluşmaktadır. Globalleşen dünyada artık eğitim bir çok dış etken değişikliklere de uğramaktadır. Birde eğitim sürecini devletin seçilmiş idarecilerinin politikaları nedeniyle oluşan sorunlara yenileri eklenip, karmaşık bir hale gelmektedir. Bir çok ülkenin eğitim sistemleri var ve bunların içinde bizim en çok dikkat ettiğimiz her 3 senede yapılan genel PISA değerlendirmelerinde yüksek puanlar alan Finlandiya’daki eğitim sistemine bir bakalım dedik. Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? yazımız ile eğitim sistemine nasıl katkı sağlanabilir? Türkiye’deki Eğitim sisteminin sorunları neler? eğitim üçgenindeki öğrenci, öğretmen ve veli gözünden eksiklikler nelerdir? Eğitim sistemi nedir? Eğitim sistemimizin sorunları nelerdir? Eğitim sistemi Türkiye’de neden değişiyor? Bu soruların cevaplarını uzmanların görüşleri ile açıklamaya çalışacağız.

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi?

Finlandiya'da değişen Eğitim Sistemi Türkiye'ye örnek olabilir mi? | Finlandiya'da Teknolojinin ağırlığı eğitimlerde artmakta

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? | Finlandiya’da Teknolojinin ağırlığı eğitimlerde artmakta

Eğitim Nedir? Öğretim Nedir? Eğitim Sistemi nedir?

Bir toplumun vicdanın da yaşayan değer hükümlerinin bütünü o toplumun kültürüdür. Eğitim de bu kültürün, o toplumun bireylerinin ruh dünyasında hissetmelerini sağlamaktır. Yani eğitim, bireyin ait olduğu kültürüne uyum sağlamasıdır. Bireyin teknolojiye uyum sağlamasına yönelik yönü ise öğretimi oluşturur.

Birey dünyaya geldiği zaman a-sosyal yani sosyal olmayan bir varlık durumundadır. Fakat toplum da öyle bir çevredir ki, sosyal olmayan varlıklar bünyesine katıldıkları andan itibaren onları kendisine benzetmeye, yani temsil etmeye çalışır. Bireylerin toplumu benimsemesi, yani sosyalleşmesi, toplumun geleceği açısından gereklilik taşır. Bir toplum, bireylerine; dilini, ahlakını, estetik zevkini, bilimsel zihniyetini, teknik sürecini aşılamazsa, varlığını devam ettirme tehlikesi içine düşer. Bundan dolayı toplumun kendi bireyleri üzerinde uyguladığı bu “sosyalleştirme” işine, eğitim adı verilmektedir.

19. Yüzyıl sonrası bir bilim haline gelen Eğitim, belli amaçlara göre bireylerin davranışını değiştiren, geliştirmesini yarayan, kurallı ve ilkeleriyle, bazı teknikler ile sağlayan kavramlardır.

Eğitimi geniş ve dar anlamda ele alan pek çok tanımlar bulunmaktadır. Geniş manada eğitim; çocuğu veya ergeni bedensel, ruhsal, zihinsel, toplumsal, ahlaksal yönleri ile inşa etmek olup, onu geliştirmek için de, varlığındaki değer kaynaklarını ortaya çıkarmaya yönelik yöntem ve tekniklerin dönüştürülmesidir.

Eğitimin amacı insanları kendisi ve başkaları için de bir saadet aracı haline getirmektir. Kişiye hayat şartlarını en iyi şekilde vermektir. Eğitimin düzenli ve istikrarlı olması sonra gelen nesillerin de güçlü olmasını sağlar. Aslında eğitim kurumsallaşmaktır denilebilir. Çünkü eğitim alan çocuk, toplum hayatına girer ve ait olduğu toplumun kurallarını ve değerlerini benimser. İşte Ahlak denilen kavram da burada oluşmaya başlar.  Şöyle ki ; Çocuk toplum tarafından yoğrulmadan önce çocuğun beyninde çeşitli hayaller bulunur. Toplum kendi disiplin tarzı ile çocuğa, kurumlarını öğrettikçe çocuk sosyalleşir ve kişilik kazanmaya başlar. Bunu sağlamak için de gerekli olan disiplin, eğitimin temel ve zorunlu koşulu durumundadır. İşte Eğitim alınan bu Sosyal kurumlar toplumların adeta aynasıdır. Eğitim yaşa bağlı olmayıp, doğarken başlar ve ölüme kadar süren bir olgudur. Okullar, kurslar ve üniversiteler aracılığı ile bireylere hayatta gerekli olan bilgi ve kabiliyetlerin sistematik bir şekilde verilmesini sağlayan uzun bir süreçtir.

Eğitim Sistemi ise verilecek eğitimin nasıl yapılacağı ile ilgili tekniktir. Eğitim sistemi ile her ne öğretilecekse kişinin öğrenebilmesi sağlanmaktadır. Eğer eğitim verilip de, sonuç problemli ise eğitim sisteminde bir sorun var demektir. Örneğin zorunlu eğitim adı altında Çocuklara verilen Türkiye’de 1997 yılında 8 yıllık zorunlu 5+3 lük eğitim sistemi, 2012 yılında 12 yıla çıkarılan 4+4+4 eğitim sistemi olarak değişmesine rağmen önceki sistemin eksikliği, yeni gelen sistemin eksikliği ile birleşip, daha kötü sonuçlar doğurmaktadır. Bunun en yakın örneğini Aralık 2016’da açıklanan, üç yılda bir 15 yaşındaki öğrencilerin başarısını test eden uluslararası PISA testi sonuçlarıydı.

İlgili Link: PISA’ya göre Türkiye’de verilen eğitim 3 yıl daha geride!

Finlandiya'da değişen Eğitim Sistemi Türkiye'ye örnek olabilir mi? | 15 yaş ve üstü TUIK raporu

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? | 15 yaş ve üstü TUIK raporu


Türkiye’de Eğitim Sistemi ve Türkiye’deki Eğitim Sisteminin Sorunları

Eğer bir ülke geleceğe yönelik kalkınma yada gelişme bekliyorsa ilk önce dokunacağı şey eğitim sistemidir.

Eğitim sistemi Türkiye’de değişmesi yada Eğitim ile Bakanın devamlı olarak değişmesi ile Türk Eğitim sistemi ilerliyecek gibi gözükmüyor.

Eğitim Sistemi değişerek, öğrenciler bir deneme metodu kullanılmasının yerine, Dünyada eğitim sisteminde ciddi değişiklik yapan ülkelerin ne yaptıklarına bakarak bir şeyler değişmesi mümkün değil mi?

Sistem böyle olunca, öğretmen yetiştirmesinde de sorun yaşanıyor. 10 yılda bir eğitim sistemi değiştirmek ve ona göre öğretmen adapte etmek ne kadar zor. Durum böyle olunca Eğitim Sistemi devamlı eksi yönde düşmeye başlıyor.

Finlandiya'da değişen Eğitim Sistemi Türkiye'ye örnek olabilir mi? |  Eğitim eksi yönde ilerliyor

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? | Eğitim eksi yönde ilerliyor

Prof. Dr. Muammer Çalık bu konu hakkında çarpıcı gözlemleri var. Özellikle Öğretmen yetiştirme konusunda yaşanan sıkıntı gözler önünde. 1998 yılı sonrası eğitim fakültelerinde ciddi değişiklikler yapıldı. Öğretim görevlilerini kendi alanlarına göre yurt dışına gönderilip, ciddi paralar harcandı. Fakat Fen-Edebiyat fakülteleri öğrenci kontenjanlarını arttırarak 20 yılda vereceği mezun sayısını 5 yıla kadar vermeye başlandı. Bu durumu düzeltmek için sorun masaya yatırıldı ve neşteri Eğitim Fakülteleri yedi. Oturup konuşulmasına rağmen 1998 yılı öncesine sistem geri döndü. 15 yılda atılan ciddi öğretmen eğitimi ve harcanan milyonlarca dolar çöpe atıldı.

Ortada bir diploma enflasyonu vardı ve çok öğretmen mezunu vardı. Ama yetişen öğretmenler 1998 öncesi eğitim sistemi ile mezun olmuşlardı. Bu yüzden bu kadar çok öğretmen mezunu da atama sürecine girip, yeni açılan Üniversitelerde özellikle Meslek Yüksek Okullarına dağılmaya başlandı. Ortada ne mi var? Kocaman sıfır.

Eğitim Sisteminde yapılan herhangi bir değişikliğin bedeli 15 yıl sonra çıkmaya başlar. Gelişmiş ülkeleri örnek alıyoruz yada medeniyet seviyesini yükselteceğiz deniliyorsa neden hep geriye gidiyoruz?

En güzel örnek ise 1997 yılında 50 bin Üniversite Mezununa iş kapısı açıyoruz denilerek veteriner, iktisatçı, ziraatçı, açık öğretim mezunları vs. öğretmen olarak atandı. Bunun bedelini daha yeni yeni görüyoruz. Kılavuzu karga olan bir eğitim sisteminde nasıl yol alınır?

PISA, TIMMS gibi sınavlarda üst sıralarda yer alan ülkelerden biri olan finlandiya son zamanlar eğitim sistemindeki yaptığı değişiklikler ile adından söz ettirmeye başladı. Bu ülkelerde iyi öğrenciler özellikle eğitim fakültelerine girilmesinde yön veriliyor. İyi olan öğrenci, öğretmen oluyor ve eğitim sistemi tıkır tıkır işliyor. Aynı zamanda eğitim sistemi her gelen öğretmen de bir ileri seviyeye farklı tarzlarla geliyor. Bizdeki gibi elinde idam ipi ile küçük yaştaki öğrencilerin eline verip de idam istiyoruz gibi ile poz veren boş beyinli öğretmenlerin öğretileri gibi değil.

Dilerseniz gıpta ile bakacağınız Finlandiya Eğitim Sistemine bir göz atalım acaba Eğitimler nasıl veriliyor?

Finlandiya'da değişen Eğitim Sistemi Türkiye'ye örnek olabilir mi? |  Finlandiya sınav yapmıyor

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? | Finlandiya sınav yapmıyor

Finlandiya eğitim sistemini nasıl değiştiriyor?

Finlandiya Eğitim konusunda önde gelen isim yapmış bir ülke. Alınan ülkeler arası test sonuçları da öyle olduğunu zaten gösteriyor.

2017 yılı itibariyle ders konuları anlatım şekillerinde ciddi değişiklikler yaşanmaya başlandı. Ülke de bazı kişiler bu duruma alışkın olmadığı için endişe ile karşılayanlar da yok değil. Ama şimdi size anlatacağımız eğitim yöntemlerini gördüğünüzde, eğitimin ne kadar keyif verici bir hale getirildiğini göreceksiniz.

Finlandiya’nın ücra bir köyünde 2017 kışında çok soğuk bir hava var. Fakat sınıfın içerisindeki 12 yaşlarındaki öğrencilerin pek umrunda değil. Çünkü onlar Roma’nın tarihini inceliyorlar.

Öğretmen Akıllı tahtasında şu meşhur Vezüv Dağının lavları püskürtmesi ve taşlaşmış şehir Pompei Antik Kentini anlatıyor. Ders Videolu olarak hazırlanmış. Öğrenciler interaktif dersi bitiriyor ve öğrencilerin ellerindeki mini notebooklar çalışmaya başlıyor. Öğretmen öğrencileri gruplara ayırmış ve şimdiki Finlandiya ile antik Roma’nın karşılaştırılması isteniyor.

Hauho Okulu’nun öğretmenlerinden Aleksis Stenholm, sadece tarih değil, teknoloji, araştırma, iletişim ve kültürel anlayış konularında da kabiliyet kazanma hedeflediklerini söylüyor.

Her grup farklı konulara yöneldiği için kendi alanlarında uzmanlaşıyorlar. Bunu sınıfta sunum yaparak anlatacaklarını da ekliyor.

Finlandiya'da değişen Eğitim Sistemi Türkiye'ye örnek olabilir mi? |  Finlandiya'da Müzik dersi

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? | Finlandiya’da Müzik dersi


Eğitimde 20 yıldır zirvede olan Finlandiya neden değişime ihtiyaç duydu?

Neredeyse 20 yıl boyunca, Finlandiya dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip olmakla övündü. 15 yaşındaki gençleri Pisa sıralamalarında okuma, matematik ve bilimde en yüksek puanları alanlar arasındalar.

İlginç olan ise 7 yaşına kadar eğitim sistemine katılmıyorlar. Okuldaki geçirdikleri süre az, uzun tatiller yapıyor, daha az ödevleri var ve hiç sınav olmuyorlar. Bu kadar yüksek akademik başarı sağlama kabiliyeti uzman eğitimcileri çok şaşırtıyor.

Bu kadar iyi bir eğitim sistemini gene de değiştirmekte kararlı olan Finlandiya işleyişi değiştirmekte kararlı. Bu hamlenin artık çocukların bilgiye ulaşmak için kitap ya da sınıfa muhtaç olmadıkları dijital dünyada hayati olduğunu söylüyorlar.

Ağustos 2016’da Finlandiya’daki bütün okulların daha katılımcı bir tarzda öğretim yapması zorunlu hale geldi.

Ana prensip, öğrencilere onları ilgilendiren bir başlığı seçmelerine izin verme ve konuları onun etrafında belirleme üzerine kurulu.

Finlandiya'da değişen Eğitim Sistemi Türkiye'ye örnek olabilir mi? |  Finlandiya'da derslerin çoğu yerde oturarak geçiyor

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? | Finlandiya’da derslerin çoğu yerde oturarak geçiyor

Teknolojinin yenilikçi bir şekilde kullanımı ve müzeler gibi okul dışındaki kaynakları kullanmak da bunun bir parçası.

Helsinki Üniversitesi’nde eğitim psikolojisi alanında çalışan Profesör Kirsti Lonka, proje tabanlı öğrenme ismi verilen bu öğretim yönteminin amacının, öğrencilere 21. Yüzyıl’da gerekecek kabiliyetleri kazandırma olduğunu söylüyor.

Bu kabiliyetler arasında sahte haberleri ve internet üzerinden saldırıyı ayıracak eleştirel düşünmeyi, virüs karşıtı yazılım yüklemeyi ve yazıcı kullanmayı özellikle sayıyor.

Profesör Lonka “Geleneksel olarak öğrenme, edinilmesi gereken konuların ve bilgilerin bir listesi olarak tanımlanırdı, örneğin aritmetik ve dil bilgisi. Bunlara biraz da süs verirlirdi, örneğin vatandaşlık gibi” diyor.

“Ama gerçek hayata geldiğimizde, beynimiz bu şekilde disiplinlere ayrılmıyor; bütünsel bir şekilde düşünüyoruz. Ve dünyadaki sorunları düşünecek olursanız, küresel krizler, göç, ekonomi, ‘gerçeklik-sonrası’ dönem, bu kültürlerarası dünyayla başedebilecek araçları çocuklarımıza aslında vermedik.

“Çocukları dünyanın basit olduğuna inanmaları için yönlendirmek ve belli olguları öğrenirlerse hazır olacaklarını söylemek bence büyük bir hata. Düşünmeyi öğrenmek, anlamayı öğrenmek, bunlar önemli kabiliyetler ve öğrenmeyi de eğlenceli kılıyor.”

Finlandiya'da değişen Eğitim Sistemi Türkiye'ye örnek olabilir mi? |  Finlandiya'da ilk okul

Finlandiya’da değişen Eğitim Sistemi Türkiye’ye örnek olabilir mi? | Finlandiya’da ilkokul


Finlandiya sınıf kurallarından nasıl kurtuluyor?

Hauho Okulu, Hameenlinna şehrinden 40 dakika araba yolculuğu uzaklıkta, ormanlar ve göllerle çevrili.

7 ila 15 yaş arasındaki 230 öğrenciyle, ev hissi veriyor. Ayakkabılar girşite çıkarılıyor, bazı sınıflarda sıra yerine egzersiz topları kullanılıyor ve kapı aralıklarında barfiksler var.

Öğretmenler sınıflarda cep telefonu kullanılmasını sorun etmiyor. Öğrenciler cep telefonlarını sadece arkadaşlarıyla iletişim kurmak için değil, araştırma amaçlı kullanılabilecek bir cihaz gözüyle bakmayı öğreniyor.

Bu soğuk günde, yaşları daha büyük olan öğrenciler öğle yemeği arasında cep telefonlarıyla meşguller, daha genç çocuklar ise scooter pistindeki, futbol ya da basketbol sahasındaki kar tanelerine meydan okuyorlar.

Baş öğretmen Pekka Paappanen, proje bazlı eğitim sisteminin sadık savunucularından ve okulun müfredatına sokmak için yeni yöntemler araştırıyor.

“Öğretmenlerle fikirleri tartışıyoruz ve bunların gerçekleşebilmesi için müfredatta boşluk olduğundan emin oluyorum” diyor.

“Bence öğretmenler bu şekilde daha güçlüler ama her şeyi yapamayacaklarını anlamaları lazım. Bazı eski gelenekleri arkamızda bırakıyoruz ama bunu yaparken yavaş oluyoruz. Çocuklarımızı eğitme işi çok önemli ve hata yapmamamız lazım.”

Sınıfta Avrupa’nın en büyük sorunlarını ele almak

Göçmenlerin Avrupa’ya akını dünya çapındaki gazetelerin manşetlerine çıkarken, geçen yılın en büyük projelerinden biri göç konusundaydı.

Aleksis Stenholm pek çok öğrencinin göç ve göçmenler konusunda çok az tecrübesi olduğunu farkettikleri için bu konuyu seçtiklerini söylüyor. Başlık, Almanca ve din derslerinde de ele alınıyor.

15 yaşındaki öğrenciler göç konusunda halkın bakış açısını öğrenebilmek için sokak anketleri ve yakındaki bir göç merkezini ziyaret ederek sığınmacılarla röportajlar yapıyorlar.

Bulgularını bir video aracılığıyla Almanya’da benzer bir proje yürüten bir okulla paylaşıyorlar.

Stenholm “Gerçekten öğrencilerin buna tepkisi çok güçlüydü. Düşünmeye, fikirlerini sorgulamaya başladılar” diyor.

“Bundan sadece derste bahsedip geçseydim, etkisi çok farklı olurdu.”

Peki işe yarıyor mu?

Proje bazlı öğrenmenin de eleştirmenleri var. Fizik öğretmeni Jussi Tanhuanpaa gibi bazı eğitimciler, uygulanan yeni sistemin çocuklara bir konuyu daha ileri düzeyde öğrenmelerini sağlayabilecek sağlam temelleri vermediğini söylüyor.

Turku şehrinin dışındaki Lieto’da çalışıyor ve 16 yaşından sonra ileri düzey matematik dersi alan bir grup çocuğun 3’te 1’inin bir seviye alt sınıfta derslere girmek zorunda kaldığını anlatıyor.

Ayrıca Finlandiya’da nadir görülen bir durum olan az ve çok yetenekli öğrenciler arasındaki farkın açılmasından endişe ediyor.

“Bu sistem bir deneyden ne tür bilgiler almak gerektiğini anlayabilen en parlak öğrenciler için harika. Onlara kendi hızlarında öğrenme özgürlüğü tanıyor ve hazır olduklarında bir sonraki aşamaya geçmelerine imkan tanıyor” diyor.

“Ama yönlendirmeye ihtiyaç duyan çocuklar için aynı durum geçerli değil. En parlak ve daha yavaş öğrenenler arasındaki ayrım büyümeye başladı ve korkarım bu sadece daha da kötüye gidecek.

Diğerleri ise öğretmenlere daha fazla iş yükü bindirdiği ve daha genç meslektaşları kadar dijital dünyayı kullanamayan yaşı ilerlemiş öğretmenleri dezavantajlı bir konuma düşürdüğü endişesi taşıyor.

Helsinki Üniversitesi’nde eğitim fakültesinde görev yapan Jari Salminen, benzer öğretim yöntemlerinin geçmişte denendiğini ve başarısızlığa uğradığını söylüyor.

“Uluslararası ziyaretçiler bana soruyor: ‘Bu kadar iyi sonuçlar alırken neden sistemi değiştiriyorsunuz?’ Ancak bu benim için bir sır, çünkü proje bazlı eğitim sisteminin sonuçları geliştirdiğine dair bir veri yok.”

Finlandiya Ulusal Eğitim Ajansı’ndan Anneli Rautiainen, endişeler olduğunu doğruluyor ve değişiklikleri yavaş yavaş sisteme soktuklarını söylüyor. Buna göre okullar yılda sadece bir olgu bazlı eğitim projesi gerçekleştirmek zorunda olacaklar.

“Öğretmenleri bu şekilde çalışmaya ve öğrencileri bunu deneyimlemeye teşvik etmek istiyoruz ama yavaş yavaş yapıyoruz. Halen öğretilen konular var ve her konu için ulaşılması hedeflenen amaçlar, ama bu öğrenme sürecine kabiliyetleri de dahil etmek istiyoruz.”

Peki ya sonuçlar?

“Bu ülkede hesaplamalara çok da aldırış etmiyoruz bu yüzden başarısını ölçmeyi planlamıyoruz, en azından şimdilik. Öğrencilerimizin öğrenme neticelerinde ve Pisa sonuçlarında kendini göstermesini umuyoruz” diyor.


Finlandiya okullarında alışılmışın dışında olan ne?

  • Öğretmenlik çok saygı duyulan, iyi maaşlı bir iş
  • Okul teftişleri ya da öğretmen değerlendirme sistemleri yok
  • Okul sistemi oldukça merkezileştirilmiş ve çoğu okul devlet tarafından finanse ediliyor
  • Okul günleri kısa ve yaz tatili 10 hafta
  • Çocukları öğretmenleri değerlendiriyor. Ulus çapındaki tek sınav 18 yaşında yapılıyor
  • Bir okulda ortalama 195 öğrenci var, bir sınıfta ortalama 19 öğrenci var
  • Halen yüksek olmasına rağmen, Finlandiya Pisa sonuçlarında son yıllarda düşüş gösteriyor
  • Diğer ülkeler gibi finansal sınırlamalar ve artan göçle karşı karşıya

Finlandiya’daki bu öğretim sistemi herkesi ikna etmemiş olsa da, Hauho Okulu’ndaki pek çok öğrenci ve velilerden tam not alıyor.

14 yaşındaki Sara, “Çok yorucu değil. Daha ilginç – böyle olması hoşuma gidiyor” diyor.

Yine 14 yaşındaki Anna, ablasının kendi zamanında okulu bu kadar eğlenceli olmadığı için kıskandığını söylüyor.

Veli Kaisa Kepsu, çoğu velinin müfredatta yapılan değişikliklerden memnun olduğunu söylüyor.

“Çocukların temel bilgileri öğrenmeye ihtiyaç duydukları konusunda geniş çağlı bir tartışma yaşandı ve buna katılıyorum” diyor. “Ama motivasyonlarını yükseltmek ve dünyayı daha ilginç bir hale getirmek de önemli. Okulun eğlenceli olmasında bir yanlış göremiyorum.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.