Gangra (Çankırı) Antik Kenti nerede? Tarihçesi ve Kalıntıları
Gangra (Çankırı) Antik Kenti nerede? Tarihçesi ve Kalıntıları
Gangra, Türkiye’deki Antik Kentler listesinde, Paphlagonia Antik Kentleri grubunda, Çankırı ilinde bulunan antik bir kenttir.
Konu Başlıklarımız;
- Gangra Antik Kenti Tarihçesi ve Kalıntıları
- Arkeolojik verilere göre Gangra (Çankırı) Tarihçesi ve Kazılar
- Çankırı’nın Tarihi Yapıları
- Gangra Antik Kenti Nerede | Nasıl Gidilir
Gangra Antik Kenti Tarihçesi ve Kalıntıları
Türkiye’de İç Anadolu Bölgesi illerimizden biri olan Çankırı ilimiz, Antik dönemi gezginlerin kitaplarında, “Çangırı” veya “Çengiri” biçiminde not edilmiştir. Antik Dönemde kurulan Gangra adlı kentin yerinde kurulduğu gözlemlenmiştir.
Önceleri Paphlagonia’ya bağlıydı. Sonra Pontus devletine, ardından da Galatia’ya bağlandı. Galatia hükümdarı Deiotarus, Gangra’yı merkez yaptı.
Milattan Önce 25 yıllarında Roma İmparatorluğunun sınırları içine dahil olan Gangra, daha sonraları Bizans İmparatorluğuna geçmiş ve sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Antik kaynaklara bakıldığında Germanikopolis Antik Kenti olarak geçen yerlerin, Gangra olduğu düşünülmektedir. Emeviler zamanında bu bölgeye akınlar olmuş ve bölgedeki kaleyi ele geçirmeye çalışmışlardır. Fakat yapılan akınlar başarısız olmuştur.
Gangra hakkında eldeki en eski kaynağa bakıldığında, Eratosthenes adında Milattan Önce 3. asırda yaşamış olan bilim adamının notlarında görülmektedir. Milattan Önce 1. asırda ise Alexander Polyhistor, Paphlagonia Antik kentlerini anlatan kitabında, Gangra hakkında bilgiler vermektedir.
Milattan Önce 64 ile Milattan Sonra 24 yıllarında yaşamış olan ve miladi takvimi şekillendiren gök bilimci Augustus döneminde yaşamış olan, Roma Dönemi ile ilgili bilgiler bırakan, aslen yunanlı, gezgin ve filozof da olan Strabon, Gangra hakkında bize bilgiler vermektedir.
Daha sonraları ise eski bir bilgi dökümanlarını kaleme alan Plinius Historia Naturalis’te Gangra Antik Kenti hakkında bilgiler içermektedir. Eldeki kaynaklara göre Gangra hakkında bilgiler şöyle anlatılmıştır.
Gangra isminin Luvi dilinden geldiği ve uzun süre Anadolu’da isminin devamlı sabit olduğu görülmüştür. Fakat antik bir Luvi ismi olan “Gangra” halk dilinde telefuz ile değiştiği gözlemlenir. Halk kendi anlamında şehrih gelen ismini Çan ve Kırık kelimeleri değişitrerek Çankırı haline dönüştürülmüştür. Şehir Osmanlı hakimimiyetine geçtiğinde, Kangarı yada Kangırı gibi isimler kullanılmıştır.
M.Ö. 3. yüzyıldan sonra bölgenin en önemli şehri ve yerli krallara başkentlik etmiş olan Gangra Antik Kenti efsanevi kuruluş hikayesini Byzantionlu Stephanos’tan öğrenmekteyiz.
Byzantionlu Stephanos’a göre Gangra sözcüğünün bir efsaneden geldiğini anlatmıştır. Elimizdeki bu mitolojik efsane bize Gangra Kentinin nereden geldiğini anlatmaktadır. Efsaneye göre ” Sözde Tanrı Poseidon’la Aryes’in çocuğu olduğunu söyleyen Nikostratos Paflagonya çevresinde keçilerini otlatmak için bir otlak arar ve sonunda uygun bir yer bulur ve bu geçit vermeyen dağların çobanı, toprak sahibiyle anlaşır. Çoban, ikna ettiği toprak sahibine Keçilerini otlatırken, buralara da özellikle göz kulak olacağını söylemiştir. Otlatma işini yaparken kayalıkların tepesindedir. Gözlemlerken dik ve uzayan bir kayalığın, ardı gözükecek gibi değildir. Fakat gözlemlerken, dik kayaların içinden geçen bir delik görür. Bu delikten geçtiğinde bambaşka bir yerleşim alanı görür. Az sonra ise keçilerin sesini duyar ve bir keçinin doğurduğunu görür. Keçilerini ve yavrusunu geçitten geçerek bulduğu bu yerde otlatmaya başlatıp şehrin ilk kurulumuna ön ayak olur. Yeni doğan keçi yavrusuna Gangra verdiği, şehrin de adının bundan aldığı söylenir. ”
Araştırmacı Bilge Umar’a göre, Gangra kelimesinin Gangaris yani “Tiftik Keçisi” olduğunu söylemesinde bir kaynak olmadığını ve aralarında da bağlantı olmadığı görüşünde. Ona göre ise iki farklı kaynak olabileceğini söylüyor. Bunlardan birisi, Gangra’nın kendi haliyle Kandra/Kandara, yani Kanda-(u)ra,“Yüce Kanda” anlamına gelebileceğini düşünmekte. İkinci kaynak ise ana tanrıça isimlerinden biri olan Anka kelimesinden türetildiğidir. Kankra yani K(uwa)-Ank(a)-(u)ra, çözümlenip, Türkçe ise “Kutsal Yüce Anka” anlamına geleceği tahmin edilmektedir.
Gangra Antik kenti ile ilgili buluntular dönem dönem yapılan kazılarda tespit edilmiş ve Çankırı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştır.
Gangra’dan gelen günümüzün illerinden biri olan Çankırı’nın tarihçesine bir bakalım. Çankırı’nın tarihi ve Çankırı’nın Tarihi yerlerini yazımızın sonunda bulabileceksiniz.
Arkeolojik verilere göre Çankırı’nın Tarihçesi ve Kazılar
2000’li yıllarda bulunan kalıntıların aslında Çankırı’da yaşamın izlerinin Paleolitik Döneme (Milattan Önce 600 bin-12 bin arası) gittiğini söylemektedir. Bulunan el yapımı aletler ve insan izleri, Milattan Önce 200 bin-40 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Belki de daha çok buluntu var fakat, bu kadar uzun süre sonunda toprak katmanları da üst üste bindiğinden çok uzun süre araştırma istemektedir. Fakat şimdiye kadar bulunan Çankırı ilinin bir çok ilçesinde buluntular korumaya alınmıştır.
Kalkolitik Dönemde ise (Milattan Önce 600 bin ile 3 bin arası) Çankırı’da yaşam izlerinin olduğu, Fene, Sarıiçi, Salur, Yüce Höyüklerinde rastlanmıştır.
Eski Tunç Çağı (Milattan Önce 3 bin ile 2 bin arası) Kalkolitik dönemi takip eden çağdır. Burada ise bir çok yerleşim alanında bulunan yazıtlarda, Anadolu’nun yerli halkları olan Luviler ve Hattilere ait olduğu anlaşılmıştır. Birçok yerleşim ve nekropol yani mezarlıklar keşf edilmiştir. Özellikle yerleşim alanları doğal su kaynakların yakınlarına kurulmuştur. Özellikle bu bölgede bulunan Tuz mağaralarından dolayı, tuz o zamanlar ciddi bir ihtiyaç olduğu için, buradaki halkın tuz ticareti yaptığı söylenebilir.
Orta Tunç Çağında ise (Milattan Önce 2 bin ile 1500 arası) Çankırı’da 35 höyük ve nekropol bulunmuştur. Eski Hitit Krallığı dönemine ait bir çok arkeolojik kalıntılar vardır.
Geç Tunç Çağında (Milattan Önce 1500 ile 12oo arası) Hitit Devleti’nin başkenti olan Hattuşa Çankırı’ya yakın olduğu görülmüştür. Hitit Krallığının sınırlarında olan Çankırı, sanki bir denetim şehri olarak gözükmektedir.
Demir Çağı (Milattan Önce 1200 ile 500 arası) Deniz Kavimlerinin göçü Anadoluyu etkisi altına almıştır. Hitit Krallığı yıkılarak güneydoğulara kadar çekilirken, Anadolu 400 senelik karanlık bir çağa girmiştir. Bu zamanlarda yazılı kaynaklar bulunmamakta, şehirlerin boşaldığı gözlemlenmiştir. Hızlı çarkta üretilen düzgün çanakların yerine, kaba el yapımı çanakların buluntularına rastlanmıştır. Milattan Önce 750 yılında ise Frigler başkenti Gordion olan siyasi bir yönetim kurmuşlardır. Fakat 50 sene sonra Kafkaslardan gelen Kimmerler göçü, Frigleri perişan etmiştir. 100 sene bile sürmeyen Kimmerlerin hakimiyetini Lidya Kralı Alyattes bozmuş (Milattan Önce 610-575) ve Lidya Kralı Kroissos zamanında ise (Milattan Önce 557-546) döneminde bölge Lidya hakimiyetine tamamen girmiştir.
Homeros’un İlyada’sında Paflagonya’nın en eski halkının Ainetes’ler olduğu yazılmaktadır. Hatta bu halkın Troia savaşlarına kahramanlarını gönderdikleri ve Parthenos (şimdiki Bartın) çayının çiçekli kıyılarında yaşadığını söylemektedir. Herodotos kaynaklarında Paphlagonia yani Paflagonya’nın halkının kendi kendine kabile gibi yaşadıklarını söylemekte. Başlarında şefler olmakta ve bu şefler savaşlarda istedikleri tarafı seçebiliyordu.
Çankırı’nın Demir Çağı ile ilgili pek bir buluntu yoktur. Bir çok yerde tümülüsler bulunmuştur.
Helenistik ve Roma Dönemi
Helenistik Dönemde (Milattan Önce 330 ile 30 arası) Anadolu’da Perslerin hakimiyeti Büyük İskender ile son bulmuş. Buradaki Paflagonyalılar ise Büyük İskender’e vergi vermemek ve ordusuna katılmamak koşulu ile teslim olmuştur. Fakat 20 yıl sonra içlerinden çıkan Mithridates Ktistes, Pontus devletinin temellerini atarak, başkaldırma için liderlik yapmıştır. Paflagonyalı halkın savaş becerisi yüksek ve cesur olmaları ile büyük bir krallığın kurulacaktı.
Bu yıllarda Gangra Antik Kenti, başkent olarak görülmeye başlanmıştır. Milattan Önce 200 yıllarda Morzeos’un krallık sarayı burada olup, tüm Paflagonyalıları birleştirmiştir. Romalılar Anadoluyu istila etmeye bu dönemde başlamıştır. Kapadokya Krallığı ile Galatyalılara ve Tegtosages’e asker yardımı yapmışlardır. Roma İmparatorluğu hakimiyetine girene kadar Gangra Şehri merkez bir idare kenti olmuştur. 1966’da yapılan kurtarma kazılarında bu döneme ait bir çok tümülüs bulunmuştur.
Büyük İskender öldükten sonra, Anadolu Büyük İskender’in komutanları tarafından parçalanmıştır. Paflagonya Bölgesi’nin ilk başkenti Gangra kentidir. Yönetim ise Kara Tekin tepesindeki sarayda bulunuyordu. Helenistik dönemde kurulmuş olan Paflagonya Krallığının son kralı Kastor’un oğlu Deiotaros Philadelphos’du. Milattan Önce 5 yılında ölmüş ve Gangra kenti savaş olmaksızın Roma İmparatorluğu sınırlarına girmiştir.
Roma döneminde gene önemli bir kent olmuştur. Roma imparatoru Augustus’a bağlılık yeminini ilan etmek adına düzenlediği dini tören Gangra’da olmuştur. ikinci Roma İmparatoru Tiberius kendi evlatlığı Germanicus’un ismini şehre vermiştir. Germanicopolis ismi Bizans döneminde hiç kullanılmamıştır.
Fakat Milattan Sonra 1. yüzyılda Paflagonya’nın yeni metropolisi olan Pompeiopolis’e (Kastamonu| Taşköprü) kaptırdığını Amasyalı Strabon’dan öğrenmekteyiz. Fakat Gangra kenti genede önemli kalmıştır. Kendine ait sikkeler bile bulunmaktadır. Gangra’nın bazı sikkelerinde üstünde hestia theon kelimeleri “tanrıların ocağı” anlamında kullanılmış. Şehrin yüksek kayalıklarından dolayı kutsal sayıldığı görülmüştür.
Bizans Dönemi
Geç Roma ve Bizans Döneminde (Milattan Sonra 285 ile 1453 yılları arası) coğrafi konumu nedeniyle İmparator Diocletianus (M.Ö. 245-312) tarafından Paflagonya eyaletinin başkenti olmuştur. Gangra, Galatya eyaletinin başkenti Ankara’ya gidiş yönü olarak düzgün erişimi vardı. Ayrıca tarım bakımından da çok verimli arazileri vardı. Tuz mağaraları halen önemliydi.
Bu kadar yararlı özellik onu, Bizans döneminde eskisi gibi başkent yapmıştır. Milattan Sonra 4. yüzyılda dini merkez olarak da görülmeye başlayan Gangra, bir piskopos kongresinin burada düzenlenmesi ile başlamıştır. Artık çevre kentler Pompeiopolis, Amastris Gangra’ya bağlanmıştır.
Milattan sonra 600’lü yıllarda İranlılar yani Sasaniler Paflagonya bölgesine akınlar düzenlemiştir. 10 sene içinde İran hükümdarı Hüsrevpezir, Pontus, Paflagonya ve Kapadokya’yı ele geçirerek İstanbul’a dayanmıştır. Bizans imparatoru Heraclius, 622 yılında tekrar bu bölgeleri alarak, Anadolu’yu da 17 thema’ya ayırmıştır. Paflagonya bu themalardan biri olup Çankırı ve Kastamonu bölgelerini içine alır. Paflagonya’nın başkenti Gangra yani Çankırı eskisi gibi kalmıştır.
Emeviler İstanbul’u ele geçirme sevdası sıklıkla devam etmiştir. Milattan Sonra 715 yılında Halife Süleyman zamanında, gönderilen ordu Çankırı’yı ele geçirdiği fakat 734 yılına kadar Bizans ile devamlı el değiştirdiği görülür. Arapların Fakat Bizanslılar tarafından çıkarılan Araplar, Türklerin Anadolu’ya geleceklerine kadar bölge Bizans toprakları olarak kalmıştır.
Bu dönemde bölgede bir çok kale kurulmuştur. Ama içlerinde, helenistik dönemden kalma ve devamlı güçlendirilen yükseklerde inşa edilen, Arapların Hısnu’l Hadid yani demir kale dedikleri Gangra | Çankırı Kalesinin önemi ayrıdır. Ayrıca bölgede yapılan yakın kazılarda, resmi olarak 143 adet alan bulunmuştur.
Türk Dönemi
1085 yılından sonra Danişmendlilerin kontrolüne geçmiştir. Çankırı, Danişmendliler döneminde süratle Türkleşmiş ve kısa sürede Türk tahkimatının en güçlü bölgelerinden biri olmuştur.
1134 tarihinde Emir Gazi ölümü ile Danişmendliler boşluğa düşerken, uyanık davranan Bizans imparatoru Ioanenos Komnenos Çankırı ve Kastamonu üzerine seferler yapıp buraları tekrar ele geçirmiştir. İmparator tekrar İstanbula döndüğünde, tekrar Türkler ele geçirmiştir.
Anadolu Selçuklular 13. asırın sonlarına doğru güçten düştükleri görülmeye başlanıyor. Bunu gören Türk beylikleri kendi bölgelerini kurmayı ve yönetmeye başlamıştır.
1300’lü yıllara gelirken Çankırı’nın bir başka Türk beyliği olan Candaroğulları’nın eline geçmiştir.
Osmanlı Devleti kurulduktan sonra padişah 1. Murat zamanında tarih olarak 1383 yılında bir eyalet olarak katıldığı söylenir. Fakat en garanti tarih 1464 yılında, Osmanlıya sadık olan Kasım Bey’in ölümüyle eyalete dönmüştür.
Osmanlı Kaynaklarından alınan bilgilere göre ise, Kengırı-Kengrı veya Kângırı-Kângrı olarak ismi geçen Çankırı ili, II. Bayezid’in oğlu Alemşah’ın oğlunun Osman Çelebi tarafından yönetildiği görülmektedir.
Çankırı’da Türk Döneminden neler var? | Çankırı’nın Tarihi Yapıları
Selçuklu döneminden kalan ayakta kalan yapı Taş mescittir. 1242 yılında yapılan bu eser, Selçuklu Emirlerinden Atabey Cemalettin Ferruh yaptırmıştır. Birde yanında bir şifahane vardır ama günümüze kadar dayanamamıştır.
Candaroğulları zamanında Kasım Bey’in yaptırdığı İmaret Cami günümüze kadar gelebilen başka bir yapıttır. 17. yüzyıla kadar yıkıma uğramısına rağmen, günümüzde restore edilmiştir.
Ayakta kalanlardan biride Çankırı için savaşmış ve burada ölen Kara Tekin Türbesi’dir.
Osmanlı Dönemi’nde ise 16. yüzyılda yapılmış olan Kanuni Sultan Süleyman Cami diğer adıyla Ulu Cami vardır. 18. yüzyılda hamam, medrese yapılarıda bulunmaktadır.
Aralarında en eski yapı ise Selçuklu ve Osmanlı döneminde ayakta duran Şabanözü Ulu Cami’dir .(Paşa Sultan Cami) O zamanki ahşap direkli camilerin örneklerindendir.
17. yüzyıla gelindiğinde Çankırı ilçesi Çerkeş’te Sultan IV. Murad tarafından yaptırılan, IV. Murat Hamamı ve Örenköy Cami ile Yapraklı ilçesindeki Fethiye Türbesi ve kütüphanesi ayakta kalabilen üç örneği oluşturmaktadır.
Çankırı merkezde, ilçeleri ve köylerinde Tescil edilen ve korunmaya alınan diğer kültür varlıkları genelde 18 ve 19. yüzyıllarda yapılmıştır.
Gangra | Çankırı Antik Kenti Nerede | Nasıl Gidilir?
Çankırı Müzesi 16 Mayıs 1972 yılında kurulmuştur. 100. Yıl Kültür Merkezi Binasının inşa edilmesi ile, Müze Kültür Merkezi Binasının 2. Katına 23 Ağustos 1981 tarihinde taşınmıştır. Bu tarihten sonra ücretsiz olarak gezilebilmektedir.
Gangra yani günümüz adıyla Çankırı’nın Neolotik, Kalkalotik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Helenistik,Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait buluntular bulunmaktadır. 2485 Arkeolojik, 1283 Etnografik, 16711 farklı dönemlere ait sikkeleri görebilirsiniz.
Gidilmeden önce tadilat dönemlerine denk gelmemek için önceden 444 68 93 telefonundan bilgi alınabilir yada yardim@muze.gov.tr e-maili ile destek alabilirsiniz.
Kaynaklar ve Dış Bağlantılar
- Anatolian Studies, London,
- Çankırı Valiliği
- Çankırı Müzesi Resmi Sitesi
- http://www.kulturvarliklari.gov.tr/ | Antik Kentler
- Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları
- Gangra Antik Kenti Sikkeleri | http://www.asiaminorcoins.com/