Hava kirletici maddeler nelerdir? Hava kirliliği nasıl ölçülür?
Türkiye’deki hava kirliliği sınır değerleri, Avrupa Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınır değerlerinin üzerindedir. Bu nedenle, Türkiye’de hassas/sağlıksız olarak tanımlanan hava kalitesi ABD ve Avrupa kriterlerine göre kötü veya tehlikeli denebilecek düzeydedir diyebiliriz. Bunun nedenlerini bu yazımızda bilimsel olarak inceleyeceğiz. Hava nasıl kirlenir? Hava kirliliği nedir? Hava kalitesi indeksi nedir? Türkiye’de yapılaşma hava kirliliğini nasıl etkiler? Şehir yapılaşmasında rüzgar hesaba katılıyor mu? Hava kirletici maddeler nelerdir? Hava kirliliği ölçülür mü? Havayı kirleten maddeler çevreyi, insanı nasıl etkiler? İstanbul’un hava kalitesi nasıl? Hava kirliliğine karşı neler yapılmalı? sorularının cevabını bulabileceksiniz.
Hava kirletici maddeler nelerdir? Yaşamı nasıl etkiler?
Atmosfere salınan çok farklı ve zararlı kirleticiler (SO2, PM10, Ağır metaller, PAH, PCB, çeşitli VOC’ler, NOx, COx, Ozon vb.) ve bu kirleticilerin bir kısmının insan sağlığı için toksik ve kanserojen olduğu bilinmektedir.
Yazımızın başında önce sizlere havayı kirleten bu kimyasal maddeler yada hava kirletici maddeler hangileridir, sıralayalım.
- Karbonmonoksit (CO): Karbon monoksit kokusuz, renksiz ve tatsız bir gazdır. Karbon içeren yakıtların eksik yanmaları ile ortaya çıkar.
Karbon monoksitin atmosferde kalıcılık süresi 2 ay ve üstündedir. Bu kirleticisinin en büyük kaynağı ulaşım sektörüdür. - Parçacık Madde (PM10): Partikül maddeler, hava içinde asılı halde bulunan toz gibi parçacıkların çeşitli ve karmaşık karışımlarını içermektedir. Partikül maddelerin ana kaynakları enerji tesisleri, yakma tesisleri, inşaat faaliyetleri, yangınlar ve fabrikalardır.
Partiküller boyutlarına göre PM2,5 ve PM10 şeklinde sınıflandırılmıştır, yıllık dağılımları sırasıyla aşağıda verilmiştir. - Ozon (O3): Trafikten kaynaklanan azot oksitler ve uçucu organik bileşiklerin (VOC) güneş ışığıyla etkileşimi sonucu açığa çıkan kirleticidir.
- Kükürtdioksit (SO2): Bu yanıcı olmayan renksiz gazın havada kalış süresi yaklaşık olarak 40 gündür. Kömür gibi fosil yakıtların yanmaları sonucu ortaya çıkar.
- Azotdioksit (NO2): İnsan kaynaklı NO2 kirleticileri gübreleme ve ulaşım araçları sebebi ile ortaya çıkmaktadır. Ana kaynakları, egzoz emisyonları, fosil yakıtlar ve organik maddelerdir. Atmosferdeki kalıcılık süreleri 1 gündür.
Ulusal Hava Kalitesi İndeksi, EPA Hava Kalitesi İndeksini ulusal mevzuatımız ve sınır değerlerimize uyarlayarak oluşturulmuştur. 5 temel kirletici için hava kalitesi indeksi hesaplanmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz partikül maddeler (PM10), karbon monoksit (CO), kükürt dioksit(SO2), azot dioksit (NO2) ve ozon (O3) değerleri aşağıdaki fotoğrafta indekslenmiştir.
İstanbul’un hava kalitesi nasıl?
İstanbul’da en önemli sorun, halk dilinde “toz” denilen yüksek PM10 ve PM2.5 miktarıdır. Bunların kaynakları arasında İstanbul’un kısmen çıplak arazi örtüsü, inşaatlar ve sürekli teker üstündeki milyonlar büyük rol oynamaktadır.
Örneğin, aşağıdaki tabloda, Türkiye/AB hava kalitesi ölçütlerine göre İstanbul’da gözlenen toz değerleri bir çok kez sınır değerlerini aşmıştır.
Burada PM10 İndeks sınıflandırmaları gerçekleştirilirken 24 saatlik ortalama veriler kullanılmıştır.
Bu tablolara göre PM10 değerleri İstanbul’da ağırlıklı olarak “iyi” ve “orta” sınıflarında yer almaktadır. Yani kentin havasının sanıldığı ya da iddia edildiği gibi ne çok temiz (yani her zaman “iyi” değil), ne de çok kirli (yani her zaman “kötü” de değil).
Bununla birlikte İstanbul’da kirletici miktarları zaman zaman tehlikeli bir şekilde Türkiye ve/veya AB’nin kısa ve uzun vadeli sınır değerlerinin üzerine çıktığı da görülmektedir.
Avrupa’nın en büyük yerleşim yeri olan İstanbul’da, şehirleşmeve yapılaşma, sanayileşme, fosil yakıtlı motorlu taşıt sayılarındaki artış ve eksik yanma, rüzgârı engelleyen yapılaşma, düşük kaliteli yakıt kullanımı sürekli olarak artmaktadır.
Ayrıca bazı topoğrafik ve meteorolojik şartlar yüzünden, özellikle kış aylarında ve gün içindeki belli saatlerde İstanbul’da hava kirliliği de halk sağlığını olumsuz bir şekilde etkileyebilmektedir.
Hava kirliliği nedir?
Hava kirliliği; toz, gaz, duman ve koku gibi kirleticiler atmosfere salınması yüzünden hava kalitesinin kötüleşmesidir. Havadaki kirleticiler solunum yolu veya temas ile doğrudan bize zarar vermesi yanında, suya, toprağa karışması, bitkiler tarafından alınması buralarda birikimi, emilimi ve bunların doğal döngü çerçevesinde tekrar insanlara ulaşması dolaylı olarak halk sağlığını ciddi ve olumsuz bir şekilde etkilemektedir.
Hava kirliliğiyle birlikte, kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi ve kalp yetmezliği, akciğer ve solunum yollarını etkileyerek akciğer kanseri, mesane kanseri, felç, kemik ve kas hastalıkları, KOAH ve astım gibi hastalıklar artmakta, hastanelere başvuru sayısı ve ölümler de bununla orantılı olarak yükselmekte, büyük insan, iş gücü, üretim ve hizmet kayıpları olmaktadır.
Bu nedenle, yıllardır hava kirliliği ile mücadele edilen Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 35’inin bulunduğu İstanbul’da, doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılması, kalorisi düşük ve kükürt oranı yüksek kömür kullanımı ile birlikte, atık ve yağ yakmanın engellenmesi, yeşil alanların artırılması, düzenli baca temizliğinin yapılması, binaların ısı yalıtımı, baca filtreleri ve egzoz emisyon kontrolü, ilgililerin periyodik olarak eğitilmesi, bireysel ve kurumsal duyarlılığın artırılması gibi bir çok çalışma yapılmış ve halen yapılmaktadır.
Bu konulardaki eksiklikler nedeniyle kış aylarında kirlilik sıcak günlere göre büyük ölçüde artmakta. Benzer şekilde gün içinde artan ve durağanlaşan trafik ve sosyo-ekonomik etkinlikler de hava kirliğini belli saatlerde tehlikeli bir şekilde arttırıyor.
Şehir yapılaşmasında rüzgar hesaba katılıyor mu?
Ayrıca yeni yerleşim alanlarının açılmasında ve ana arterlerin konumlandırılmasında hakim rüzgar yönlerinin hiç dikkate alınmaması da şehrin doğal havalandırma özelliğine zarar vermekte.
Bütün bu insan kaynaklı nedenlere bir de İstanbul’da kirleticilerin yere yakın bir seviyede havada biriktiren/hapseden, kışın “pastırma yazı” denilen yüksek basınç merkezleri gibi meteorolojik şartlar da eklendiğinde, hava kirleticilerinin miktarı bazı günlerde tehlikeli seviyelere ulaşabilmektedir.
Bu nedenlerden dolayı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de merkezi veya yerel yönetimler, hava kirliliğinin çevre ve insan sağlığı üzerindeki zararlı etkilerini ölçmek, değerlendirmek ve azaltmak için planlar yapıyor.
Örneğin, bu amaçla mevcut hava kalitesi istasyonlarına ek olarak seyyar ölçüm istasyonları da kuruluyor. Yerel olarak (Ataşehir Belediyesi: http://atasehir.bel.tr/haber/atasehir-belediyesi-bir-ilki-gerceklestirdi), bölgesel olarak (Marmara: http://mthm.havaizleme.gov.tr/secure/index2.htm) ve/veya ulusal (http://www.havaizleme.gov.tr) örnekler ile hava kalitesi izleme ağları yapılmış ve anlık olarak bu bilgiler kamuoyu ile paylaşıyor.
Hava kalitesi indeksi nedir? neden önemli?
Küresel ısınma ile başlayan göçler insanları şehir merkezlerine doğru sürükleyecek. Araştırmalar 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 80’i şehir merkezlerinde yaşayacağını gösteriyor. Daha fazla nüfus şehirlere bir çok sorun çıkaracak.
Bunların başında sayılacak en önemli sorunlardan biri hava kirliliği. Daha çok insanın yaşama sahip olduğu şehirlerin de sağlık açısından hava kirliliğini bilmek gerekir. Çünkü bir çok hastalığın altında hava içindeki kimyasal maddeler olduğu biliniyor.
Hava kirliliğine çözüm olarak, buna karşı strateji oluşturmak için bilimsel incelemeler yapan resmi örgütler bulunmakta. Bu işin öncülerinden biride ABD’deki EPA’dır.
Bu otoriteler hava kalitelerini korumak için ölçümler yaparak, analiz ve değerlendirme yaparlar. Hava kirliliği ile kalitesini güncel olarak sunması görevlerinin arasındadır. Hava Kalitesi İndeksi (HKİ) denilen bu sınıflama sistemi ile hava kirleticilerin kötüden iyiye olan grafiği hazırlanır.
Dünyanın bir çok ülkesinde Hava Kalitesi İndeksi (HKİ) hesaplanmasında kullanılan yöntem ve kriterler, kendi ülkelerinde uygulanan hava kalitesi standartlarına göre yapılandırılmıştır.
Hava Kalitesi İndeksi (HKİ) (Air Quality Index/AQI) Türkiye’de de Çevre Bakanlığına ait maalesef demo bir sitede bilgilendirme yapmaktadır. Sitemizin altında verdiğimiz linkte ne kadar bu konuya önem verildiğini kendinizde görebilirsiniz. Bu resmi sitede ölçüm yaptığımızla ilgili 81 ilde ölçüm istasyonları kurulduğu da yazmaktadır.
Bakanlığa bağlı Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı toplamda 195 sabit ve 4 adet mobil istasyon ile ölçümler yapıldığı yazılmaktadır.
Hava kirliliğine karşı neler yapılmalı?
Sağlık açısından insanların yaşadıkları ortamların hava kalitesi son derece önemlidir.
İnsan sağlığının korunması ve yaşanabilir bir çevre için iyi bir hava kalitesine kesinlikle ihtiyaç duyulmaktadır.
İstanbul’da hava kalitesi kaynağına ve meteorolojik durumlara bağlı olarak mekansal ve zamansal olarak değişiklik göstermekte ve bazen tehlikeli olabilmektedir.
İTÜ Meteoroloji Müh. Bölümünden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu bu konuda neler yapılabilir aşağıdaki gibi biraz daha farklı boyutları ile sıralayarak tek tek açıkladı.
1. Yönetişim
Hava kirliliğiyle mücadele konusunda valilik, kaymakamlık, siyasi parti başkanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle tek ses olup birlikte çalışmalı. Bütün bu çalışmaların başarısında halkın katılımı esas olmalı.
2. Rüzgar
İstanbul’da da şehir yapısının plan ve programlarında meteorolojik parametrelerin önemli bir girdi olarak alınması şehir içerisinde hava dolaşımının sağlanması yoluyla kirleticilerin birikmelerinin önlenmesi halk sağlığı açısından önemli koruyucu hekimlik olarak bakılmalıdır.
Bunun için de şehrin 3 boyutlu rüzgar ve hava simülasyonları, rüzgar koridorları, don çukurları, sis oluşum şartları, ılıman kuşakları, vb.’inin meteorolojik modellemeler/araştırmalar ile ayrıntılı bir şekilde belirlenmeli.
Bundan sonra da özellikle kentsel dönüşüm adı altında yeniden yapılandırmaya gidilen yerlerde oluşturulacak
alternatif bulvarlarla şehir içerisinde yatay hava akışı sağlanmalı dikey yapılaşma yerine yatay ama hava sirkülasyonunu kesmeyecek yapılaşma özendirilmeli, cadde ve sokaklar ile birlikte binaların dar ve geniş tarafları doğru yönlendirilmeli ve kat yüksekliklerine de havaya göre karar verilmelidir.
3. Yeşil alanlar
Şehrin peyzajı ve yeşil alanları artık ve tümüyle hava kirliliği ile mücadeleye yönelik ağaçlardan oluşturulmalı.
Özellikle hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde yeşil alanların artırılması gibi imar planlarındaki hava kirliliğini azaltıcı tedbirler uygulamaya konulmalı.
İstanbul’un iklim şartlarına uygun, hem de hava kirliliği (NOx, SO2, CO, ozon, PM, vb.) ile mücadeleye yardımcı olacak bitki türleri peyzaj çalışmalarında öncelikle kullanılmalı.
Fakat uçucu organik bileşikleri (VOC) saçan ıhlamur gibi kokulu ağaçlardan özellikle şehir içinde uzak durulmalı.
Özetle hava kirliliğinin, Devletin sağlık için ayırdığı bütçesine ve ekonomisine giderek daha fazla yük getirerek, çok önemli bir sosyal maliyeti olmaktadır.
Devletin kömür dağıtmak yerine, doğal gaz ve elektrikle ısınmayı yaygınlaştırması ve tüketim bedellerinde özellikle kışın önemli oranlarda indirim yapması ve/veya ihtiyaç sahiplerinin doğal gaz faturalarına yakıt yardımı yapması Devlet için de en uygun, insancıl ve en ekonomik yoldur.
Ayrıca Bakınız
- Türkiye’de ilk doğal gaz ne zaman kullanılmaya başlandı? Türkiye’nin ilkleri
- Ağaçlar gerçekten havayı temizliyor mu?
- Hava kirliliğinden dolayı kilo alınır mı?
- Bizleri hasta eden partiküller saç telimizinden 10 kat daha küçük