HIV virüsü nedir? HIV virüslü kişi ne kadar yaşar?
AIDS hastalığının sebebi olarak bilinen HIV (Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü), insanın koruma kalkanı olan bağışıklık sistemine ölene dek zarar veren tehlikeli bir virüstür. Aslında çok ölümcül olmasına rağmen, gelişen Tıp HIV virüslü insanları normal insanların yaşama süresine kadar yaşamasını mümkün kılabiliyor. Yazımızda HIV virüsü nedir? HIV virüslü kişi ne kadar yaşar? HIV virüsü nasıl belirti gösterir? HIV virüsünün sebep olduğu AIDS hastalığı nasıl anlaşılır ve nasıl tedavi edilir? sorularına cevap vermeye çalışacağız.
HIV virüsü nedir? HIV virüslü kişi ne kadar yaşar?
Bağışıklık Sistemi adeta her türlü hastalığın vereceği virüsleri engelleyen koruma kalkanıdır. Hastalığa neden olan her türlü mikroorganizmalar ve maddelere, dokularda gelişen kötü hücrelerin oluşturduğu urlar yani tümörleri tanıyıp onları yok eden Bağışıklık Sistemi, her zaman uyanık kalıp, Vücuda giren veya temas eden ne varsa hepsinin gözcüsüdür. Çok akıllı bir sistem olan Bağışıklık Sistemi, her maddeyi birbirinden ayıracak yeteneğe sahiptir. Peki Bağışıklık Sisteminin içinde kimler var derseniz? Lenf Bezleri, Bademcikler, timus, Lenf Düğümleri, Karaciğer, Dalak, Peyer Plakları, Kemik iliği, Lenf olmak üzere 9 organdan meydana gelir.
Eğer Bağışıklık Sistemi çökmeye başlarsa, tüm Vücut her türlü virüse açık hale gelir. Bağışıklık sistemini tamamen gardını yere düşüren virüs HIV virüsüdür. Yapıştığı andan itibaren, çok hızlı bir şekilde Bağışıklık sistemini bitirmeye çalışır.
HIV virüsünün sebep olduğu ölümcül hastalığa AIDS denmektedir. AIDS son yüzyılda milyonlarca kişinin ölümüne sebep olmuştur.
Burada yanlış anlaşılan şudur. HIV virüsü taşıyan biri hasta gibi görünecek diye bir kaide yok. Hatta taşıyan kişi de kendini hasta hissetmeyebilir. Fakat bağışıklık sistemine zarar verdikçe, savunmasız kalındığında, kişinin enfeksiyonlara karşı dayanamaz hale gelmesi ile süreç başlar. AIDS hastalığı Acquired Immune Deficiency Syndrome yani genetik olmayan Bağışıklık Sistemi bozukluğudur. AIDS bir organın değil, sistemin hastalığıdır.
HIV virüsü olan kişilerde görülen kişilerin bazen 10 yıla kadar AIDS olmadığı bile gözlemlenmiştir.
HIV virüsü ilk kimde görüldü?
Afrika kıtasının orta bölümünde olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti, 1959 yılında Belçika’nın sömürgesi iken, orada yaşayan bir hastadan alınan kanda tespit edildi ve tanımlanamadı. Dondurularak saklandı. 1998 yılında yapılan teste HIV virüslü hastalığa sahip olduğu görüldü.
1961 yılında Afrika’nın batı kısmına uzun yolculuklar yapmış bir Norveçli gemici hastalığa kapıldı. Tedavilere cevap vermiyor günden güne kötüleşiyordu. Bağışıklık Sistemi yetersizliği denilen bu hastalığa 5 sene dayanabildi. Karısı ve kızı da aynı hastalıktan 1 yıl sonra öldü.
1979 ile 1981 yılları arasında 12 farklı deride görülen urların olduğu Kapasi Sarkomu, 1980’lerde AIDS hastalarında hepsinde görülmeye başlamıştır.
1981’de eşçinsel bir hastada Kalifornia Üniversitesi tarafından görüldü. 1982 yılında ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri kısa adıyla CDC, AIDS hastalığını ilk defa isim olarak kullanmıştır.
1983’de bu hastalıkların sebebi olan virüse Retrovirüs olarak tanımladıktan sonra, HIV virüsü olarak değiştirilmiştir.
1984 yılında ilk defa ELISA testi ile HIV virüs teşhis edildi.
Son 30 yılda AIDS hastalığı çok hızlı gelişmiştir.
AIDS zoonoz bir enfeksiyondur. AIDS hastalığının Afrikalı Maymunlardan dünyaya yayıldığı söylenmektedir. Afrika’da şempanze avlayan avcılardan kan yolu ile yaralanma sonucu geçmiş olacağı, sonrada oradan bir çok kişiye bulaşmıştır. SIV adında Maymunlarda görülen aynı HIV gibi insanlardaki virüse benzemektedir. Fakat bu virüs şempanzeleri etkilememektedir. Maymunları etkileyen SIV virüsü, belki de maymun etini avlayan avcılardan geçtiği düşünülmektedir.
Kimilerine göre ise Maymunlar ile yapılan cinsel ilişkiden, insana geçtiği, oradan da yayıldığı söylenmektedir. HIV-2 virüsü Afrikalı yeşil maymunlardan geldiği sanılmaktadır. HIV-1 denilen virüs şu anda en yaygın olmakla beraber, HIV-2 Afrika’nın batısında görülmektedir.
HIV virüsü nasıl bulaşır?
HIV virüsü normal, anal ve oral ilişki ile geçtiği tespit edildi. En çok bulaşan yolu Cinsel ilişki olmasına rağmen, kan nakli, organ nakli, anneden bebeğe ve kan yoluyla alınan uyuşturucuların ortak şırınga kullanımı sonucu bulaşabilir.
HIV virüsü ELISA ve PCR gibi testlerle bulunabilir. ELISA testi için en az 3 ay geçmiş aranırken, PCR de ise 3 haftalık geçmişle tespit edilebilir.
HIV virüsünden nasıl korunulur?
HIV virüsü sperm ve vajinadan çıkan salgılarda, dış ortamda en fazla yarım saatte ölür. HIV virüsü kan ile dışarı çıktığında kısa sürede ölür.
HIV virüsü, ortak kullanılan eşyaların yarım saat 60 derecede kaynatılması ile ölür.Çamaşır suyunun içindeki, Sodyumhipoklorid maddesinin etken maddesi klordur. Sulandırılan çamaşır suyu hemen anında kullanılmalıdır. Fakat eşyalarda kullanılması sorun yapabilir.
Güneş ışığı HIV virüsünü yok eder. Ama cismin altındaki virüsü öldüremez.
Eğer deri üzerine HIV virüslü bir salgı gelirse, 15 dakika su ve sabunla yıkama yapılabilir. Yıkanan derinin üzerine alkol ile temizlenmelidir. Eğer deride yara var ise, sabunlu su ile yıkanıp, ardından tentürdiyot yada oksijenli su ile temizlenmelidir.
HIV virüsü nasıl yok edilir? Aids hastalığının tedavisi nedir?
HIV virüsü tedavi edilmesi mümkün değil şu an için. Eskiden zordu ama şimdi tedavi değilde HIV ile nasıl beraber yaşanarak uzun yıllar yaşanabilir çalışmaları yapılmaktadır.
Dünyada AIDS/HIV azalmaya başlarken, Türkiye’de az yaşanan bu hastalık artış göstermeye başladı.
İlgili Link: Türkiye AIDS’in en çok arttığı ülkeler arasına girdi!
HIV/AIDS’in tedavisinde hemen alt başlıkta okuyacağınız ciddi tedaviler test edilmiş ve artık bir kaç ilaçla HIV’in zarar verdiği Bağışıklık Sistemi korunabilir. Ama bu HIV virüsünün tamamen kaldırılacağı anlamına gelmiyor. Fakat bu ilaçlar biraz pahallıdır. Türkiye’de sigortalı kişilere aylık 1500 dolara yakın ilaç maliyetlerine destek çıkılmaktadır. Eğer AIDS’i alabileceğiniz cinsel yada kan ile ilişkilerden birine karıştığınızı düşünüyorsanız kesinlikle Uzun yaşam için bir fırsatınız var. Bunun için ELISA testi olunmalıdır. Fakat olaydan 3 ay sonrasından sonra gidilmelidir.
HIV virüslü bir kişi 80 yaşını bile artık görebilir!
10 Mayıs 2017 tarihinde The Times gazetesi, İngiltere’deki Bristol Üniversitesinin yaptığı tedavi yöntemi hakkında haber yaptı. Genç yaşta HIV virüslü bir birey bile yaşlılığına kadar, ilaçlar sayesinde uzun yaşayabileceğini açıkladı.
AIDS Hastalığı 200o yıllarına göre yavaş yavaş azalmakta. Bilinçli yapılan bilgilendirmeler ile artık birçok kişi bu hastalığa yabancı değil.
1980’li yıllardan sonra AIDS hastası olanlar hem toplumdan uzaklaşıyor hemde Tıbben yaşayabilmesi mümkün değildi. Ama son yapılan testler ile bu kural bozuldu. Son 20 senedir kullanılan ilaçlar Aids’li hastayı yaşatıyor ama yan etkileri sağlam organlarda hasar bırakabiliyordu.
Fakat Bristol Üniversitesi, geliştirilen yeni ilaçların yan etkileri de azaltıldı ve 20 yaşında AIDS olan biri bile artık 80’li yaşlara kadar da yaşayabileceği belirtildi.
HIV virüsünü kapmak her şeyin sonu değildir. Hayatta istenmeden de olsa pişmanlık fayda etmez ama yaşama umudunun da sonu değildir.
Türkiye’deki HIV/AIDS hastaları Aids Savaş Derneğinden psikolojik destek de alabileceğini unutmayınız.