Sivas Divriği’deki benzersiz muhteşem eser: Hürremşah’ın Cennet Kapısı
Sivas’ın Divriği ilçesinde UNESCO tarafından Dünya Kültür Miras listesine eklenmiş, dünyada antik olarak eşi ve benzeri olmayan harika bir tarihi eser var. Eğer yolunuz bir gün Sivas’a 180 km uzaklıkta Divriği ilçesine yada yakınlarına düşerse, Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifasını gezip oradaki Hürremşah’ın Cennet Kapısı’nı görmemezlik yapmayın. Bu yazımızda sizlere Divriği Ulu Camisi ve Hürremşah’ın Cennet Kapısı’nın tarihçesinden ne neden bu kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışacağız.
Divriği Ulu Camii ve Hürremşah’ın Cennet Kapısı
Sivas Divriği ilçesinde Türkiye’de hatta dünyada eşi olmayan özel bir tarihi yapı olan Hürremşah’ın Cennet Kapısı’nı gören Japon bilim adamları “bu eser bizde olsa, cam fanusla kapar koruruz” demişler.
Mengücek emiri Ahmet Şah ve eşi Turan Melik’in yaptırdıkları Ulucami ve Şifahanenin mimarı olan Ahlatlı Hürremşah’ın tasarladığı, bezemelerinin çoğunu eliyle yonttuğu taçkapılar Türk çağının en önde gelen başyapıtlarıdır.
Kıble kapısındaki yontu (heykel), tasarımı ve işçiliği ile İslam ve Yakın Doğu’da yoktur. İkonografik olarak dünya sanat tarihinin hiç bir döneminde, büyük bir heykel uygulaması olarak, bu nitelikte bir ‘Cennet Kapısı’ imgesi yaratılmamıştır.
Hürremşah’ın tasarladığı ve olağanüstü yaratıcılığı ile kendi eliyle yonttuğu bu taçkapı dünya sanat çevrelerinin artık farkında olduğu bir yapıttır.
Divriği Ulu camisi, korunması gereken en önemli evrensel sanat miraslarından biri’ olarak, UNESCO’nun tarihi yapılar listesindedir.
Anadolu Türk kültürünün kimliğini oluşturan en önemli tarih mirasıdır. Anadolu -Türk varlığının dokunulmazıdır.
Mona Lisa’dan daha zengin olan, Hürremşah’ın Cennet Kapısı eserinin 1967’de başlayan korumanın arttırılması gerek.
Eşi dünyada yok: Bir Şah eser
Dünyanın en büyük Cennet Kapısı İmgesi, 800 yüzyıl önce, yaratıcı bir tasarımla, dünyada başka eşi olmayan bir yontu ustalığı ile, dünya heykel sanatına armağan edilmiştir.
Anadolu-Türk kültür ortamında yaratılan bütün sanat yapıtları arasında bu büyük sanat yapıtı ile eşleştirilecek başka bir yapıt yoktur. Ülkemizde tarihi anıtların arasında koruma önceliğinde ilk yapıttır.
Bu taçkapıda, doğanın, geometrik olmayan, çizgi ve sayıya indirgenemeyecek bir ağaç gibi, özgür bir tasarımı yaratılmıştır. Palmetler cennet ağaçlarını simgeliyorlar.
Sanatçı kapı kemerinin üstüne yerleştirdiği ‘lotus’ çiçeği motifinde de aynı davranışla, Hindistan’dan Mısır’a, sonsuz yaşam imgesi olan lotus çiçeğini, en klasik biçiminde kullanarak, Cennetin Kapısı imgesini bir sonsuzluk simgesi ile taçlandırıyor.
Hürremşah, neredeyse bütün Ortadoğu geçmişini özetliyor.
Mona Lisa’dan teknik açıdan daha zengin
Bir taçkapıyı simgesel çiçek ve yapraklar kullanarak sonsuza uzanan bir Cennet Kapısı olarak hayal etmek Hüremşah’ın bize kültürel hediyesidir.
Dünyada başka eşi olmayan ve Anadolu-Türk kültürünü ayrıcalığını vurgulayan bu yapıt, Mona Lisa’nın portresi yanında, çok daha zengin bir sanat yapıtıdır. Hürremşah’ı Leonardo ile karşılaştırmak söz konusu değil.
Ama bu kapı Louvre’da sergilenseydi, sanatseverlerin ağzından düşmezdi. Divriği Ulucami’nin kıble kapısı büyük bir sanatçının hayalini süsleyen bir imge olarak, olağanüstü bir işçilikle taşa oyulmuştur.
Bu cephede sanatçının olağanüstü hayalinin yarattığı derin ve güzel imgeler var. Ağaçlara insan yaşamının simgesi olarak bakmak, kat kat güneş simgelerini gök kubbenin tanrıya çıkan basamakları olarak düşünmek, Sufi imgelerden çok daha güçlü ve etkileyicidir.
Yükselişin lotusla bitmesi de, cennete giren inançlı insanın sonsuz yaşamını simgeler.
Hürremşah’ın sanatı üzerinde bir kitap yazılabilir. Burada pagan kozmogoni var. Bu tasarımda Türk Şaman tarihinden kalan olgular var. Pagan Türklerde Şamanlar göğü dokuzuncu katına yükselerek Kök Tengri’ye simgesel olarak ulaşırlardı.
Bu taçkapıda sanatçı, dokuz gök katını simgeleştirmiştir.
Simetrik gibi, ama değil!
İnsan yaşamını doğaya yaklaştıran bir yorum, bir çok tarihi simge, sanatsal buluş var.
Sanatçının olağanüstü duyarlığı ve eşsiz el mahareti, en iyi heykeltraşlarıyla boy ölçüşecek bir ustalığı var.
Simetrik bir tasarım gibi gözükmesine karşın, hiçbir biçim simetriğinin eşi değil.
Her eli değdiği biçim, yerinde yontulurken yaratılmıştır.
Kısaca dünya çapında bir yontu yapıtımız, yani heykelimiz var.
Cennet kapısı simgesi. Eşi ne İslam’da ne Batı’da ne de herhangi bir kültürde yok.
Sivas’ta gezecek ne var diyenler ve her tarafı dağ taş diyenler, bu eseri gördüklerinde bir daha böyle konuşamayacaklar.
Hürremşah’ın Cennet Kapısı nerede? Nasıl gidilir?