Nejat Uygur Kimdir? Nejat Uygur’un Hayatı ve Biyografisi
Onu hepiniz iyi tanıyorsunuz. O kahkahaları ile birlikte dünyayı sarabilmek adına kendini tiyatroya adamıştır. Her insanı da ayrımsız bir şekilde ailesi olarak bilmiştir. Evet tiyatro ve sanat dünyasının en önemli isimlerinden birisi olan Nejat Uygur kimdir? Nejat Uygur’un hayatı, tiyatroya katkıları nelerdir? Nejat Uygur hangi okulları okudu? Nejat Uygur nasıl tiyatroya başladı? Nejay Uygur ne zaman evlendi? Nejat Uygur’un kaç çocuğu var? Nejat Uygur’un oyunları nelerdir? Nejat Uygur’un filmleri var mı? Nejat Uygur ne zaman öldü? sorularının yanıtını alabileceksiniz.
Nejat Uygur Kimdir? Nejat Uygur’un Hayatı ve Biyografisi
Öncelikle Nejat Uygur için söylenecek en güzel sözün; iyi ki bu dünya üzerinden o güzel kahkahaları ile birlikte geçmiş olmasıdır. Nejat Uygur 10 Ağustos 1927 yılında Naciye Hanım ve Behzat Bey’in ortanca çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.
Annesi olan Naciye Hanım, bir öğretmendi. Babası Behzat Bey ise subay olarak görev yapmaktaydı. Nejat Uygur; babasının asker oluşu vesilesiyle birçok şehri görerek büyüme fırsatı bulmuştur. İlkokul hayatına Siirt’te başlayan Nejat Uygur; Ezine’de devam ederek tamamlamıştır.
İlkokul zamanında dahi sürekli müsamerelerde rol almıştır. Ailesinin atanma nedenleri sebebiyle ortaokulu da Sarıyer, Çanakkale ve Manisa illerinde tamamlamıştır.
Nejat Uygur’un ilkokul yılları itibariyle farkındalığı oldukça yüksekti. Çocuk aklı ile mesleğine bile karar vermişti. Pilot olmak istiyordu. Abisinin de aynı hayali vardı. Bir gün Manisa’da oldukları yıllarda; çarşafları birbirine var gücü ile bağlayarak kendilerini yüksek bir yerden aşağı bırakmaya karar verdiler. Uçacaklar ve hayallerini gerçekleştireceklerdi.
Daha cesur olan abisi Zeki Ayhan; önce ben atlarım dedi. Ve kendini boşluğa bırakarak yere çakıldı. Hal böyle olunca ayağını kırdı. Pilotluk hayalleri de o gün son bulmuş.
Sanata Giriş Yılları
1943 yılında ise Sarıyer Halkevi’nde boks yapmaya başladı. Oradan su topu öğrendi. Sonrasında iyi bir de at binicisi oldu. Çocukluğu oldukça neşeli geçti. Sonrasında Güzel Sanatlar Akademisi, Heykel Bölümü’ne girerek, kendini keşfetmeye devam etti. Ancak mezun olmadı.
Ona göre kendisini bekleyen çok güzel bir hayat vardı. Kendisinin gençlik döneminde herkesin Amerika’ya gitme isteği vardı. Ancak kendisi uçamamıştı. Yine de bir geminin içerisinde ve suda oraya gidebilirdi.
Nejat Uygur; bu sefer de gemici olmaya karar verdi. Hemen bir liman cüzdanı çıkartarak, gemici oldu. Gemideki herkes tarafından çok seviliyordu. Orada anladı ki; insanları güldürmek onun içini ısıtıyordu.
Sürekli insanları güldüren, çeşitli taklitler yapan ve sürekli komik fıkralar anlatan birisi olduğunu fark etti. Ardından askere gitti. Vatani görevini tamamladıktan sonra tek isteğinin insanları güldürmek olduğunu anladı. Nerede olursa olsun, insanları güldürüp mutlu etmek, tutkusu haline geldi.
Nejat Uygur; başlamış olduğu boks yaşamında yalnızca spor yapmıyordu. Bunun yanında hayatının mesleğine de adımını atmıştı. Sarıyer Halkevi’nde bulunan Avni Dilligil Tiyatrosu’na başlamıştı. Onun en büyük ustalarından birisi de Ahmet Yekta olmuştur.
Nejat Uygur; artık ne yapmak istediğini çok net olarak biliyordu. Bu sebeple de 1949 yılında Nejat Uygur Tiyatrosu’nu kurdu. Burada profesyonel oyunculuk yaşamını başlatmış oldu. Burası; bizi ömür boyu sürecek olan kahkahalara boğmasının henüz en başıydı.
Nejat Uygur; her zaman kendi olmak istemişti. Ancak tiyatrocu ustaları da bulunuyordu. Bunlardan en önemlisi İsmail Dümbüllü olmuştur. İsmail Dümbüllü; ramazan aylarında ya da farklı Nejat Uygur gösterilerinde; ona olan desteğini ve alkışlarını hiç esirgememişti.
Artık iyi bir tiyatrocu haline gelmişti. Gülüşleri ve güldürmesi ile ömür boyu sürecek olan kahkaha tufanını sokmaktaydı hayatlarımıza.
Evlilik Hayatı ve Oyunların Devamı
Nejat Uygur; 1950 yılında Necla Hanım ile evlendi. Yapmış oldukları Anadolu Turneleri tam 13 yıl sürdü. Ve bu aralıkta tam 5 çocukları oldu. 5 çocukları da erkek oldu. Sırası ile Ahmet, Süheyl, Süha, Kemal ve Behzat isimlerini verdiler. Bunlardan Süheyl ve Süha ikizlerdi.
Nejat Uygur; hem neşeli hem de bir o kadar tiyatro yapmış olmanın sorumluluğuna sahip ve otorite sahibi bir baba olmuştu. Bu değerlerini çocuklarına da güzel bir şekilde aktarmıştı ki, hiç sevgisinden şüphe dahi etmemişlerdi. Kardeşlerin, zamanlarının çoğu kulislerden tiyatro oyunlarını seyretmekle geçmişti. Nejat Uygur’a benzeyen çocukları ise Süheyl ve Behzat Uygur oldu. Hatta kendisi armut ağacının dibine düşmüş olduklarını söylemekteydi.
1974 yılında Nejat Uygur ve ailesi İzmir’de idi. O yıllarda Kıbrıs çıkartması oldu ve dolayısıyla karartma oldu. Ve bütün tiyatrolar ayrıldı. Ancak Nejat Uygur; tiyatrosunu kapatmadı. Üstüne mavi ışık altında oyunlarını oynamaya devam etmekteydi.
Artık çocukları da birer genç olmuşlardı. Böylece kendini de daha cesur hissetmekteydi. Hatta çocuklarına ve tiyatro yapacak kişilere bir de öğüdü vardı. “Bu işi yapacaksanız kesinlikle pes etmeyeceksiniz, meşakkatli bir iştir.” demiş her zaman.
Nejat Uygur’un çok düzgün bir görüşü vardı. İşini gönülden yapmak isterdi hep. Her zaman birden fazla pencere açarak olaylara bakmanın doğru olduğunu söylemişti. Mizahını yapacağınız kişi siyasetçi ya da oyuncu her kimse, o kişi de yapılan bu mizaha gülüyor ve işin içerisinde hakaret yok ise o iş tamamdır. O oynadığı süre boyunca aksini asla yapmazdı.
Nejat Uygur; sanata devrim gibi yenilikler kazandırmıştır. Çünkü onun için bugün hep birlikte zevkle izlediğimiz televizyon programlarının önünü açan adam olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Evinde tiyatro tabiri ile başlamıştı işe. Yani herkes bilet almadan, televizyon karşısında tiyatro izleyebilecekti. O da televizyon programlarına başladı.
Devekuşu Kabare ismindeki büyük oyununa video kaset olarak satışa çıkarttı. Artık televizyon ekranından insanları güldürmeye çalışıyordu. En önemli ve ilgi çeken oyunları ise Minti Minti ve Cibali Karakolu olmuştur.
Nejat Uygur; efsaneler arasında yerini çoktan almıştır. 60 yıllık sanat hayatı boyunca 2 Amerika, 4 kez Avrupa ve 35 yıl süre ile de Anadolu Turneleri yapmıştır.
Nejat Uygur’un Oynadığı Tiyatro ve Sinema Filmleri Hangileridir?
1970 yılında siyah beyaz bir film olan Cafer Bey’de başrol oynamıştır. 1971 yılında ise Cafer Bey İyi, Kibar ve Fakir’de rol almıştır. Bu filmin devamı da 1974 yılında Cafer’in Nargilesi olarak çekildi. Ve büyük usta yine başrol oyuncusuydu. 2000’li yıllara gelindiğinde artık yaş almış olan Nejat usta; Yılmaz Erdoğan’ın Vizontele Tuuba filminde rol almıştır. 2007 yılında da Mahsun Kırmızıgül’ün Beyaz Melek filminde rol almıştır.
Türkiye Sinema ve Tiyatro sanatçıları arasında komedi oyuncuları denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Nejat Uygur’un oynamış olduğu tiyatro oyunları listesi de aşağıdaki gibidir.
- Alo Orası Tımarhane mi?
- Aman Özal Duymasın
- Benim Annem Evden Neden Kaçtı
- Cibali Karakolu
- Hanedan
- Hastane mi? Kestane mi?
- Kaynanatör
- Miğferine Çiçek Eken Asker
- Minti Minti
- Sizinki Can da Bizimki Patlıcan mı?
- Son Umudum Milli Piyango
- Şeyini Şey Ettiğimin Şeyi
- Zamsalak
- Cafer Bey – 1970
- Cafer Bey İyi, Fakir Ve Kibar – 1971
- Cafer’in Nargilesi – 1974
- Vizontele Tuuba – 2004
- Beyaz Melek – 2007
Nejat Uygur; yaşadığı süre boyunca 50’de fazla ödül almıştır. Günümüze yakın olanları sıralamak yeterli olacaktır. Kültür Bakanlığı; 1988 yılında Nejat Uygur’u Devlet Sanatçısı ünvanına layık görmüş ve ödülünü vermiştir. 1999 yılında ise Belkıs Dilligil Onur Ödülü’nün sahibi olmuştur. 2006 yılında Kemal Sunal Kültür Sanat Ödülü gecesinde, En İyi Tiyatrocu seçilerek ödüllendirildi. 2007 yılına gelindiğinde ise; Tiyatroya Destek Yılı Özel Ödülü’nün sahibi olmuştur.
Nejat Uygur’un Ölümü
Nejat Uygur; 10 Eylül 2007 tarihinde; beyin damarlarında meydana gelmiş olan bir tıkanıklık sebebi ile sol tarafında felç geçirmiştir. Sol kolunu hareket ettirememekte ve sol bacağını çok az hareket ettirmekteydi. Bunun ardından Süheyl ve Behzat Uygur kardeşler bir açıklama yaptılar. Ve artık babalarının geçmişi ile yaşadığını söylediler. Karısı bir an olsun, elini bırakmamıştı.
Nejat Uygur; 18 Kasım 2013 günü, Kavacık’ta bulunan bir hastanede, solunum yetmezliği sebebi ile hayatını kaybetti. Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi. Söylenecek çok fazla söz yoktu. Ama o güzel gülüşü ile o güzel kahkahaları ile bir Nejat Uygur usta geçmişti bu dünyadan.
Geriye bizi güldüren oyunları ve herkesin bilmekte olduğu sözleri kaldı. Biz de son sözü ustanın ağzından bitirelim. “Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, ortancaların da alnından öperim.”