Neşet Ertaş Kimdir? Neşet Ertaş’ın Hayatı ve Biyografisi
Herkes sevsin ya da sevmesin Türk halk müziği dinlemiştir. Bu yazımızda Türk halk müziğinin en katkılı, en değerli isimlerinden birisi olan Neşet Ertaş kimdir? Bozkırın tezenesi lakaplı usta sanatçı Neşet Ertaş nerelidir? Neşet Ertaş’ın çocukluğu ve müzik hayatı nasıl gelişmiştir? Halk ozanı Neşet Ertaş ne zaman öldü? sorularının cevaplarını bulabileceksiniz.
Neşet Ertaş Kimdir? Biyografisi ve Hayatı
1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde ve Abdallar köyünde dünyaya gelen Neşet Ertaş’ın babası Muharrem Ertaş ve annesi Döne hanımdır. Babası olan Muharrem Ertaş, saz ustasıydı. Ertaş ailesinin 7 çocuğu bulunmaktaydı. Neşet Ertaş ise bu 7 çocuk arasından, ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Neşet Ertaş, çocukluğunu daha çok gezerek geçirmiştir.
Halk Ozanı Neşet Ertaş; 8 yıl boyunca Niğde, Nevşehir, Keskin, Kayseri, Yerköy, Kırşehir ve Yozgat illerini gezmiştir. Neşet Ertaş, bu nedenle de okula gidememiştir. Bahsi geçen babası Muharrem Ertaş, oldukça tanınmış ve Orta Anadolu Abdal Müziği diye isimlendirilen geleneğin en büyük ustalarındandır. Hatta ünlü yazar, Yaşar Kemal tarafından kendisin, “Bozkırın Tezenesi” olarak adlandırmıştır.
Neşet Ertaş’ın Saz Ustalığına Geçiş Dönemi
Neşet Ertaş, yaklaşık 5 – 6 yaşlarında iken keman çalmayı öğrenmiştir. Hemen sonrasında da bağlama çalmayı öğrenmiştir. Babası ile birlikte gitmiş olduğu düğünlerde, Neşet Ertaş keman çalarak babasına eşlik etmiştir. Abdallar köyünde bir meşhur bir adet vardır. Adet de şöyle; 5 – 6 yaşlarındaki çocukların düğüne götürülerek, boş kalmasınlar diye de ellerine zil verilerek, köçek oynatmalarıdır.
Çocuklar, biraz daha büyüdüklerinde ise kaşıklar ile birlikte oynatılmaya başlatılırdı. Özellikle yaşları 11 – 12 olan çocuklar ise eğer yetenekleri varsa, çalgılardan birisini alarak, yollarına devam ederlerdi. Fakat bir çalgı çalamıyor ya da şarkı söyleyemiyorsa, yani hiçbiri için yeteneği yok ise köçeklik yapmaya devam ederlerdi. Kırşehir’in Abdallar köyünde, çocuklar geçimlerini bu şekilde kazanmaktaydı. Neşet Ertaş, 14 yaşına geldiğinde İstanbul’a gelmiş ve birçok çeşitli işler yapmıştır.
Neşet Ertaş’ın 1957 yılında Şençalar Plak tarafından, ilk plağı çıkarılmıştır. Neşet Ertaş’ın başlama efsanesi de “neden garip garip ötersin bülbül” türküsünün plak olması olayıdır. Halk ozanı Neşet Ertaş, bu ünü yakaladıktan sonra Beyoğlu’nda bulunan bir gazinoda da sahne almaya başlamıştır. Neşet Ertaş, iki yıl boyunca İstanbul’da çalışmıştır. Sonradan Ankara’ya giderek burada da sahne almaya başlamıştır.
Neşet Ertaş, Ankara’da bulunan bir gazinoda sahne alır iken, Leyla adında bir kızla tanımış ve onunla evlenmiştir. Bu evlilikten de Döne ve Canan adında iki kızları, Hüseyin adında da bir erkek çocukları olmuştur. Bu arada Neşet Ertaş’ın babası olan Muharrem Ertaş, Leyla hanım ile yapmış olduğu bu evliliğe şiddetli bir şekilde karşı çıkmıştır. 1962 yılına gelindiğinde Neşet Ertaş, vatani görevini yapmak için askere gitmiştir. Halk ozanı Neşet Ertaş, askerlik görevini, İzmir’in Narlıdere ilçesinde yapmıştır.
Neşet Ertaş’ın Zor Günleri
Neşet Ertaş, askerlik görevini tamamladıktan sonra Leyla Ertaş ile birlikte olan yedi yıllık evliliğini bitirmeye karar vermiştir.
Halk ozanı Neşet Ertaş, 1978 yılında sigara ve alkol tüketiminden dolayı hastalık geçirmiştir. Ve parmakları felç olmuştur.
Neşet Ertaş’ın müzisyenlikten başka bir mesleği olmadığından dolayı da işsiz kalmıştır. Maalesef ki; tedavi olabilecek parayı bulamayan Neşet Ertaş, mecburen 1979 yılında Almanya’da yaşamakta olan kardeşinin yanına gitmiştir. Çünkü başka çaresi kalmamıştı. Almaya’da tedavisini yaptıran Neşet Ertaş, Döne, Canan ve Hüseyin’i de yanına almış ve yeniden mesleğine devam etmeye başlamıştır.
Neşet Ertaş, çocuklarının eğitimine oldukça önem vermiştir. Bu sebeple eğitimleri ve sanat çalışmaları bitene kadar Almanya’da kalmaya devam etmiştir.
Neşet Ertaş, 2000 yılında vermiş olduğu konser ile İstanbul’a ve dolayısıyla sahne hayatına yeniden geri dönüş yapmıştır. Neşet Ertaş, birçok türkü yazmıştır. Kendisine ait olduğunu belirtmek amacıyla da son kıtalarında mutlaka “Garip” kelimesini kullanmıştır.
Halkın ozanı olan Neşet Ertaş, çalmış olduğu, hata konuşturduğu sazı ile hiçbir sanatçıya eşlik etmemiş ve sadece tek olarak sahneye çıkmayı ve türkü söylemeyi tercih etmiştir.
Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde iken halk ozanı Neşet Ertaş’a devlet sanatçılığı teklif etmiştir. Ancak Neşet Ertaş bu teklife, devlet sanatçısı, ayrımcılığa yol açar diyerek, halkın sanatçısı olarak kalmayı tercih etmiştir. Dolayısıyla devletten para almayı da reddetmiş olmuştur.
Halk ozanı Neşet Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde UNESCO tarafından, yaşayan insan hazinesi olarak kabul edilmiştir. Ve İTÜ Devlet Konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülerek, ödüllendirilmiştir.
Halk ozanı Neşet Ertaş, prostat kanserine yakalandı. Ve hastalığı dolayısıyla İzmir’de bulunan bir hastanede tedavi görmekteydi. 25 Eylül 2012 tarihinde tedavi görmüş olduğu hastanede, 74 yaşında iken yaşamını yitirmiştir. Ünlü sanatçı, halk ozanı olan Neşet Ertaş’ın adı, Kırşehir’deki sokaklar ve caddelere verilmiştir. Saz ustası olan babası Muharrem Ertaş ile birlikte de bir anıtları bulunmaktadır.
Neşet Ertaş’ın Eserleri
- Neden Garip Garip Ötersin Bülbül
- Hareli Gelin
- Diloylu Halay Havası
- Varıp Bir Kız On Yaşına Değince
- Şeytanın Atına Binip Yeldirme
- Bir Leyla Misali
- Yardan Tatlısı Bulunmaz
- Engeller Koymuyor Yar Sana Varsam
- Ceylan
- Vefasız Yar Aşkına (vay bana vah bana)
- Kıbrıs Destanı
- Giyindim Kuşandım Gittim Düğüne
- Aşk Elinden Ağlayan
- Sar Leyla Leyla
- Hasta Düştüm
- Tor Şahin Misali
- Uyma Sakın
Neşet Ertaş’ın Çıkarmış Olduğu Albümler
- 1957 – Neden Garip Garip Ötersin Bülbül
- 1960 – Gitme Leylam
- 1979 – Türküler Yolcu
- 1985 – Sazlı Oyun Havaları
- 1987 – Türkülerle Yaşayan Efsane Deyişler Bozlaklar Türküler
- 1988 – Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
- 1988 – Kendim Ettim Kendim Buldum
- 1988 – Kibar Kız
- 1989 – Hapishanelere Güneş Doğmuyor
- 1989 – Sazlı Sözlü Oyun Havaları
- 1990 – Gel Gayri Gel
- 1992 – Şirin Kırşehir
- 1993 – Kova Kova İndirdiler Yazıya
- 1995 – Seçmeler 2
- 1995 – Seçmeler 3
- 1995 – Seher Vakti
- 1995 – Altın Ezgiler 3
- 1995 – Benim Yurdum
- 1997 – Nostalji 1
- 1998 – Ölmeyen Türküler 2
- 1999 – Ölmeyen Türküler 3
- 1998 – Gönül Yarası
- 1999 – Zülüf Dökülmüş Yüze 1 Kayıt tarihi:1969-1974
- 1999 – Gönül Dağı 2 Kayıt tarihi: 1969-1974
- 1999 – Mühür Gözlüm 3 Kayıt tarihi: 1969-1974
- 1999 – Zahidem 4
- 1999 – Neredesin Sen
- 2000 – Garibin Dünyada Yüzü Gülemez
- 2000 – Niye Çattın Kaşlarını
- 2000 – Çiçekdağı 7 Kayıt tarihi: 1969-1974
- 2000 – Ayaş Yolları 8
- 2000 – Sevsem Öldürürler 9 Kayıt tarihi: 1974-1986
- 2000 – Ağla Sazım 10 Kayıt tarihi: 1974-1986
- 2000 – Hata Benim 11
- 2001 – Dostlara Selam 12
- 2001 – Sabreyle Gönül 13
- 2002 – Yar Gönlünü Bilenlere 14
- 2002 – Vay Vay Dünya 15
- 2003 – Gurban Olduğum
- 2008 – Neşet Ertaş 2008
Büyük Usta Neşet Ertaş’ın Kendine Has Sözleri
- Gönül kimi severse, aşk onda güzeldir.
- Darda kaldım diye umutsuz olmaz, yokken dünyayı var eden vardır.
- Kadınlar insandır, biz erkekler ise insanoğlu.
- Gülünce beni mutlu mu sandın, yalandan yüzüme gülen dünya.
- Mühür gözlüm, seni elden sakınırım kıskanırım.
- Benim iki büyük nimetim var. Biri yarim, diğeri anam. Birisi beni var etti, diğeri ise yar etti.
- Ağla sazım, ağlanacak zamandır.
- Sevgi dünyasına yalan giremez, gönülden sevmeyen hakka eremez.
- Mecnun olmuş gönül, çölde geziyor.
- Türkü söyleyen birini görürsen korkma, yanına otur. Kötü insanların türküleri yoktur.
- Kendini bilen insan, bilmeyenin kusuruna bakmaz.
- Ben diyorum, insan var insanoğlu var. Ayrımcılık yapmanın sonu kavgadır, kavganın karı var mıdır?
- Kendinden utanmayan, dünyada hiç kimseden utanmaz.
- Biz doğduğumuz günden beri fakirdik. Varlığı görmedik ki şikayet edelim.
- Gönlünün eşini bulan garip değildir.
- Aşk bittiğinde yorulurmuş insan. Ben ne zaman ölürsem Neşet yoruldu desinler.
- Denizi izlemek gibidir, bozkırda gökyüzünü seyretmek.
- İnsanları birbirlerinden ayıran mezhepçilere karşıyım, mezheplere karşı değilim.