2 Temmuz 1993 Tarihinde Sivas’ta yapılan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında kaçarak sığındıkları Madımak Otelinde 32 Alevi yazar, düşünür, araştırmacı ve gazeteci, 1 Hollandalı Öğrenci, 2 Otel Çalışanı olmak üzere toplamda 35 kişinin yanarak ve dumandan zehirlenerek hunharca öldürülmesine Sivas Katliamı denmektedir. Yapılan olayın İslamla alakası olmazken, Müslüman değil kökten dinci yani terörist kişilikli grubun gerçekleştirdiği Sivas Katliamı, Madımak Katliamı ya da Madımak Olayı hala tazeliğini korumaktadır. Yazımızda Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli yangını nasıl başladı? Sorularına cevap vereceğiz ama hiç bilmediğiniz, alevilikle yakından alakası olmayan ve üniversite tezi için Türkiye’de araştırma yapan, o yangında katledilen Hollandalı Carina’nın yaşadığı o anları da sizlerle paylaşacağız.

Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli Katliamı

Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli Katliamı

Sivas Katliamı neden ve nasıl oldu?

Dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Pir Sultan Abdal Derneğini davet etmiştir. Yani ortada yasa dışı bir etkinlik söz konusu değil.

Öncesinde Kültür Merkezinde yaşanan taşlı sopalı bir çatışma olmuş ve polislerin müdahalesi ile olay bastırılmış. Fakat sonrasında Olay Hükümet Meydanında tekrar başladı.

Madımak Oteli etrafında toplanan grup öncesinde arabaları ateşe verip, sloganlar eşiliğinde, taş yağmuruna tuttular oteli.

Madımak Oteli aslında Pir Sultan Abdal Derneği ve Etkinlik için gelen bir çok kişinin sığınacağı artık son nokta olmuştu.

Öfkeli grup bir türlü sakinleşmiyor ve daha da fazlasını istiyordu.

Linç etmek!

Bu kişileri otelden çıkarmak için akıllarına şeytani bir fikir geldi. Tıpkı akrep yuvasından akrebi çıkartmak için yapılan tuzak gibi. Fakat karşılarında kaçmış ve insan olan kişilerin idrakını anlayamayan grup kan istiyordu.

Otelin perdelerini yakmaya başladılar, çıkan alevler oteli sarmaya başlamıştı. İçeride sıkışan grup dışarı çıkmaktansa daha da üst katlara çıkmaya çalışıyordu. Alt katta bulunan eşyalar yanıyordu ve otelin içi öldürücü gaz ile dolmaya başlamıştı.

Yangın artık otelin üst kesimlerine doğru çıkmaya başlamış, dışarıdaki binlerce öfkeli grup içeride sıkışan yüzlerce insanın çığlıklarını duymazdan gelecek kadar nefret doluydu.

Otelin 2 genç çalışanı ve Muhlis Akarsu, Metin Altıok, Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Carina Cuanna Thedora Thuys’ın isimlerinin olduğu 35 kişi bu yangından yanarak veya çıkan zehirli gazdan boğularak can verdi.

Olay yerine gelen itfaiye ekipleri Aziz Nesin’inde dahil olduğu 51 kişiyi kurtarmayı başardı ve hastaneye götürüldü. Bu kişilerin kurtarılmasında olay yeri güvenlik güçlerinin gayreti ve kurtarma ekibinin gayreti ile öfkeli ve nefret dolu kalabalıktan kurtarabildi.

Fakat Aziz Nesin’i özellikle kurtarma aşamasında İtfaiye görevlisinin göstericilere doğru ittiği ve linç edilmekten Polislerin kurtarıldığı da kendi ifadesinde yazılmaktadır.

Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli Katliamı | Yangın öncesi Otel önü

Sivas Katliamı yada Madımak Katliamı sonrası neler oldu?

Sivas Valiliği 2 gün sokağa çıkma yasağı ilan ederek, güvenlik sağlanmasında önemli bir  olayı çıkartan kişilerden ilk gün 35 ikinci gün 190 kişi gözaltına alındı.

124 kişi “Anayasal düzeni değiştirme suçlamasıyla” dava açıldı. Sivas Davası olarak başlayan süreçte ilk duruşma 21 Ekim 1993 tarihinde yapıldı.

Dava Devlet Güvenlik Mahkemesi kısaca DGM‘nin Ankara ilinde yapıldı. 1 No’lu Ankara DGM’de bir seneden fazla süren dava, 22’si 15’er, 3 sanık 10’ar, 54 Sanık 3’er, 6 sanık ise 2’şer yıl hapis cezası alırken kalan 37 sanık ise serbest bırakıldı.

Sanıkların avukatları cezaları adalete aykırı buldu ve temyize götürerek, Yargıtay’ın 9. Ceza Dairesi kararı bozdu.

Ankara 1 No’lu DGM’de tekrar yargılanma süreci tekrar başladı. Bu sefer durum daha da ağırlaşmıştı.

28 Kasım 1997’de 33 sanık hakkında idam cezası verildi. 14 sanık ise 15 yıl hapis cezası aldı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998’de hapis cezalarını onarken, 33 idam cezasını ise usul eksiklikleri nedeniyle bozdu.

Şubat 1999 tarihinde usul noksanlıkları tamamlandı ve  16 Haziran 2000’de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce yeniden idam cezasına çarptırıldı.

2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.

Yargılama sonrası en ağır darbeyi alan şüphesiz İslam dinidir.

Siyaseti İslam’a bulaştıran partilerden biri olan dönemin Refahyol Koalisyon Hükümeti Adalet Bakanı Şevket Kazan, bu sanıkların hatırını sormak için cezaevinde ziyaretlerinin yanında, Refah Partisinin Avukatları ve yöneticileri bu konuyla yakından ilgilendi.

Hatta sanıkların avukatlığını da üstlendiler ve sonrasında ise Saadet Partisinde ve uzantısı olan AKP partisinde de görev aldıkları görüldü. Sanıkların avukatlığını yapmış olan 26 kişilik kadroda 5 kişi AKP döneminde görülmektedir. (AKP döneminde biri bakanlık diğer 4 kişi Milletvekilliği yapmıştır.)

Olayın kilit ismi dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak firari iken 2011 yılında öldü.

Serbest kalıpta Yargıtay’ın 1997’deki kararın bozulması sonucu tekrar yakalanması gereken 8 sanık halen aramızda dolaşmaktadır.

Ayrıca Davanın başından beri firari olan beş sanık hiç bir zaman yargılanmamış, 13 Mart 2012’de zaman aşımı ile dava dosyası kapanıp, aramızda dolaşmaya devam etmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde toplu olarak en çok idam cezası verilen Sivas Davası halen günümüzde konuşulmaktadır.

Sivas Valisi Ali Kolat, 17 Haziran 2010 tarihinde katliamın olduğu Madımak Oteli’nin kamulaştırılacağını açıklamıştır. 5 milyon 601 bin lira karşılığı Madımak Oteli devlet tarafından satın alınmıştır. Binanın lobi kısmında ölen 35 kişinin isimleri yer almaktadır.

Alevi ve Sünni

Alevi ve Sünni tartışmaları işte Sivas Katliamı ile temelde yine alevlendi ve toplumda bir yara daha açıldı. Zamanında Hz. Ali’nin oğlu Hüseyin’in katledilmesi ile başlayan bu ayrımcılık günümüzde de devam edecek. Çünkü insanları kutuplaştırmak ve bu ayrımcılıktan beslenen zalim kişiler her devir de var olmuştur. Bundan dolayı akıllarını kullanmayanların yada akıllarını birilerinin emrine veren kişilerin, başlarının pislikten çıkmayacağını söyleyen yüce Allah, Kura’an’da bunu apaçık belirtmiştir.

Hz. Muhammed hakkında uydurulan hadislerden nemalanan hem Alevi hemde Sünni dinci önderler, Allah’ın indirdiği yasaları da çiğnemektedir. Yüce Allah, Muhammed peygambere bir ayetinde eğer sen sana söyleneni eksik yada gizleyerek insanlara anlatsaydın, seni şah damarından koparıp, yok edeceğini söylemiş ki hemen aşağıda insan öldürme ile ilgili ayetleri bilen birisi bunu nasıl İslamla eş tutabilir?

Radikal dincilerin yaptığı gibi sadece Kuran’daki öldürün ayetini baz alıp, insanları katletmişlerdir. Son zamanlarda İŞİD denen sünni terörist grubu da bunlardan biridir.

Hani derler ya orucu bilerek bozarsan 60 + 1 cezası vardır. Bu cezanın nereden geldiğini biliyor musunuz?

Bu ceza Kur’an’da insan öldüren kişinin öldürdüğü insanın ailesine ödediği kan diyetine karşılık rızası alındıktan sonra, 60 gün boyunca oruç tutması gerektiği ayetlerde anlatılmaktadır.

Kur’an’ı anlamazsın diyerek, oda duvarlarına astıran şeytanın velileri ve hocaları, bizleri peygamberden sonra saptırmaya devam etmişlerdir.

Aslında temel olarak bakıldığında alevi yada sünni öğretilerin bir çoğu Allah’ın kitabında yazanlarla örtüşmemektedir. Dilerseniz tarafsız ve gerçekten ön yargı olmadan, Yüce yaratıcının Hz. Muhammed öncesi yaşanan olayları anlatarak ders çıkarabilecek mükemmel kitap Kur’an okunduğunda bunu çok rahat görebileceksiniz.

Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli Katliamı | Yangın sonrası

Sivas Katliamında olaylarla ilgisi olmayan Hollandalı Carina’nın ne işi vardı?

Hollandalı Carina’nın günlüklerinde Sivas Katliamında yaşadıklarını not etmiş. Olay sonrası bu not defteri bulundu. Gerçekten olayla hiç bir alakası olmayan mas masum bir can yanarak öldü.

Diğer 34 kişinin bir ideoloji yada bir düşünce etkinliği için oraya resmi yollarla davet edilmişti, arada kaynayan bu Hollandalının ölüme giden hikayesini baştan sona kadar anlatacağız ama daha öncesinde, hani İslam adına bu olayı savunanlara, yıllarca din siyaseti yaparak, İslam’ın içini boşaltanlara ve bu işte kandırılanlara ve radikal dincilere (dikkat ederseniz mümin yada müslüman demiyoruz!) iki ayet yazarak, masumların canını almanın ne kadar acı sonuçları olacağını gösterelim.

Haksız yere bir insanı öldürmek yada masum bir insanı öldürmek

Kur’an-ı Kerim’de bir insanı öldürmek, çok net bir şekilde herhangi birinin açıklamasını gerektirmeyecek şekilde yüce yaratıcı tarafından bir manifesto babında belirtilmiştir.

İsra Süresinde ve Maide süresinde belirtilmiştir.

“Hak bir sebep olmadıkça, Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin.” (İsra, 17/32)

Ayette geçen “hak bir sebep” ise, oluşan Savaş durumları( Savaş durumlarını açıklayacağız), Nefsi müdafaa, Başkasını öldüren birisinin, yargılanma sonucu yaptığı suçu sabit olduğunda devlet eliyle idamı gibi durumlardır. Bunun dışında hiç bir öldürme sebebi olamaz.

Öldürme durumu bir başka ayette daha net açıklanmaktadır.

“Kim bir canı, kısas olmadan veya yeryüzünde bir fesadı olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birinin hayatına vesile olursa, sanki bütün insanları hayatlandırmış gibidir.”(Maide, 5/32)

Dikkat edilirse burada Müslüman yada Müslüman olmayan gibi bir ayrım yoktur. Suçun ne kadar dehşet verici olduğu ise, tüm insanları öldürme babında belirtilmiştir.

İslamı yaymaya çalışan Hz. Muhammed hiç bir zaman öldürme ve savaş taraftarı olmamıştır. Peygamberin 10 senelik İslam devleti başında iken hayatını savaşlarda geçirmiş gibi gösterilmesi ise ne büyük bir talihsizliktir. 10 sene Devlet yöneten peygamberimizin yaptığı savaşlara bakarsanız bu zamanın belki yüzde 20’sini bile doldurmaz. Yapılan savaşlara baktığınızda Müslümanlara zarar veren kişileri etkisiz hale getirmek yada savaşmaya mecbur kalmaya adeta zorlamışlardır. Devamlı diyalog ile anlaşmalı dil ile insanları kazanma için hayatının her noktasında iyiliği ve güzelliği tavsiye etmiştir. Yani günümüzde Sivas Katliamı kafası yaşayan ve Radikal dincilerin bu mantıkla hiç bir alakası yoktur.

Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli Katliamı | 3 Temmuz Gazete Manşetleri

Carina Kimdir? Neden Türkiye’deydi? Hollandalı Carina’nın Günlükleri

1992 yılında ilk kez Türkiye’ye gelen Carina Cuanna Thedora Thuys, 1970 yılında Hollanda’nın Almanya sınırındaki Doetinchem şehrinde yaşayan, Leiden Üniversite’si Kültür Antrolopoloji bölümü son sınıf öğrencisiydi.

Karadeniz bölgesi ve Nemrut dağını gezen Carina, aynı bölümden arkadaşı Maryze Schoneveld Van Der Linde ile gelmiş, o da Akdeniz Bölgesini ve sonrasında beraber Nemrut dağına çıkmışlardır.

Bu geziler onları Türkiye’ye aşık yapmıştı. Bitirme tezlerini burada yapmaya karar verdiler. Carina’nın gezilerde gördüğü en farklı olay Tük kadınlarıydı. Tezin konusu da “Türk kadınının aile içi rolü ve çevre ile ilişkileri” idi.

Bunun için Hollanda’nın Sosyal Hizmetler Dairesindeki Yabancılar Şubesi’nde çalışan aslen Çorum’lu Rahmi Sivri ile tanıştılar. Rahmi Sivri Türkiye hakkında geniş bilgiler verdi ve onları memleketi Çorum’da araştırma yapmaları için hazırlıklarını yaptı.

1993 yazında Carina Çorum için yapacağı araştırmada her şey ayarlanmıştı.

Rahmi Sivri, eskiden Hollanda’da yaşamış ve kesin dönüş yaptıkları ailesinin evinde kalabileceğini de söyledi.

Daha önce geldiğinde Türkçe dilini öğrenmek istemişti. 22 Haziran 1993 günü direkt Ankara’ya geldi ve 2 ayını burada Türkçe dilini öğrenmek için ayıracaktı. Artık Carina Günlüklerini yazmaya başlamıştı.

Ankara günlerini yazarken, çok kalabalık ve şirin kent olduğunu, yapışık binalarda yaşam olduğunu yazıyordu. Onun yabancılığını unutturan ise Rahmi Sivri’nin annesi Sultan Hanım’dı. Daha önce Hollanda’da kaldığı için hem dil yönünden hemde sohbetini çok sevmişti. Komşularda Carina’yı sevmiş, hiç yalnız bırakmıyordu.

Ankara Öveçler’de kaldığı evde ilgi çoktu. Sultan Hanım’ın akrabaları Carina’ya ciddi bir şekilde Türkçe öğretecek gibi duruyordu.

Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli Katliamı | Carina, Sultan Hanımın evinde

Geldiği 4. günde Alevilik ile tanışıyor

Sivri ailesinden 2 genç kız ile tanıştı. Yazımızın altında Sivas Katliamında Hayatını kaybedenlerde göreceğiniz Asuman ve Yasemin Sivri ile tanışarak Alevi Kültürü ile ilk teması burada gerçekleşecekti. Asuman Lise öğrencisi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nde semah öğretmeniydi. Yasemin Sivri ise Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünde okuyordu. 26 Haziran tarihli Günlüğünde, Pir Sultan Abdal Kültür Derneğine gittiğini, oraya gittiğinde kızlar onun Aleviliği araştıran bir Hollandalı olarak tanıttığını, bu yüzden oradakiler bunu duyduklarında çok takdir ettiklerini yazıyordu. Fakat asıl durum böyle değildi ve Carina bunu günlüğünde tesadüfen geldiğini ve bunu çaktırmadığı için karizmasının silinmediğini de eklemiş.

Türkiye’ye gelmesi 10 gün bile olmadan Sivas’a yolculuk

Birkaç gün sonra dernekçe Sivas’a gidileceğini Yasemin Sivri’den öğrendi. Carina gelmek için ısrar etti ve katılmak istedi. Fakat Asuman ve Yasemin’in annesi Yeter Sivri’nin anlattıklarına göre Yasemin başlarda bu fikre sıcak yaklaşmadı. Carina’ya sen gelme orada ekmek, su belki de lavoba bulamayabiliriz zorlanırsın dedi. Fakat Carina bir poşet bisküvi alıp, aç kalmayız karşılığını vermiş. Yasemin ona zaman ayıramam endişesi ile gelmemesini isterken, Carina’yı kıramamıştı ve gelmesini onaylamıştı.

Otobüs ayarlandı ve Carina günlüğünde, bir otobüs dolusu Alevi gençle yolculuk yaptığını, çok neşeli ve devamlı türkü çalındığını, çok eğlenceli bir yolculuk olduğunu yazmıştı. 1 Temmuz 1993 sabah 8’de Sivas’a varılmıştı. Günlüğünde yemek yeyip, tiyatroya gittiğini ve akşam ise kütük gibi uyuduğunu yazmıştı.

Sivas Katliamı neden oldu? Sivas Katliamını kimler yaptı? Madımak Oteli Katliamı | Carina

Katliam gününde neler yaptı?

Günlüğündeki son yazılarıydı.

Sabah erken kalkıp, turist moduna girerek, yanındaki fotoğraf makinesi ve Türkiye rehber kitabını alarak tarihi yapıları gezmeye başladı. Etrafı gezdi, sohbet etti ve hatta karikatürünü bile çizdirdi.

Günlüğünde en son yazıları Madımak Oteli içindeyken olanları anlatmaya başlamıştı. Ama Madımak Oteline nasıl geldiği anların yazıları yoktu. Dilerseniz Türkçeye çevrilmiş son yazılarını paylaşalım ve Otel’de nasıl bir olay yaşamış görelim.

“Yine her bir şeylere şahit oldum. Şu anda ‘kapatılmış’ bir vaziyette bir otelde oturmaktayız, zira dışarıdaki kökten dinci Müslümanlar dolaşıp duruyorlar”

Otelin içinde olduğunu ve dışarı çıkamadıklarını buradan anlamaktayız.

“Fakat şimdi işler ters gitmeye başlıyor. Biz uzun bir zamandır otelde oturuyoruz. Dışarıda toplanan çok sayıda ve radikal dinci grup (aşırı sağcı) bağırıp naralar atıyor. Kendimi sıkıntılı ve zorda hissediyorum, neler olacağını tahmin edemiyorum…Sonunda bu şehrin bir Türk kökten dinciler topluluğunun bulunduğu bir yer olduğunu öğrendim. Bir sürü sloganlar atılıyordu ve bağrışmalar vardı. Bununla birlikte bir sürü de polis vardı.“

Carina’nın son cümleleri ise gerçekten ne kadar masum ve haksız yere öldürüldüğünü kanıtlar gibi.

“Fakat ben bütün bunlardan ne anlarım ki?… Dışarıdan yüksek tonda bağırmalar geliyor ama ne olduğunu anlamıyorum…….”

Tahminen bunları yazdıktan sonra otel ateşe verildi. Beraber geldiği Asuman ve Yasemin ile birlikte 34 kişiyle beraber hayatını acılı bir şekilde verecekti.

İşte size 22 yaşında Türkiye’yi sevmiş bir Hollandalının daha 10 günü bitmeden ölmeden önce yaşanan Sivas Katliamı notlarından en can alıcı bir kaç paragrafı paylaştık.

Yazımızı okuyanların içinde kesin aksi görüşlü kişiler de olacaktır.

Ne işi vardı orada?! Kurunun yanında yaşta yanar!!!

Eğer böyle düşünüyorsan içlerinde bu zalimliğin kurbanlarının içinde en yabancı olan sadece Carina’nın bedelini ödeyebilecek erdemliği Allah’ın huzurunda gösterebilecek misin?

Sivas Katliamı yada Madımak Yangınında ölen kişiler her sene anılmaktadır.

Sivas Katliamında Hayatını kaybedenlerin listesi

1. Muhlis Akarsu (45) Sanatçı,
2. Muhibe Akarsu (45) Muhlis Akarsu’nun eşi,
3. Gülender Akça (25),
4. Metin Altıok (53), şair, yazar, felsefeci,
5. Mehmet Atay (25),gazeteci, fotoğraf sanatçısı,
6. Sehergül Ateş (30),
7. Behçet Sefa Aysan (44), şair
8. Erdal Ayrancı (35),
9. Asım Bezirci (66), araştırmacı, yazar,
10. Belkıs Çakır (18),
11. Serpil Canik (19),
12. Muammer Çiçek (26), aktör,
13. Nesimi Çimen (62), şair, sanatçı,
14. Carina Cuanna Thedora Thuys (23), Hollandalı öğrenci,
15. Serkan Doğan (19),
16. Hasret Gültekin (22), şair, sanatçı
17. Murat Gündüz (22),
18. Gülsüm Karababa (22),
19. Uğur Kaynar (37), şair,
20. Asaf Koçak (35), karikatürist,
21. Koray Kaya (12),
22. Menekşe Kaya (15),
23. Handan Metin (20),
24. Sait Metin (23),
25. Huriye Özkan (22),
26. Yeşim Özkan (20),
27. Ahmet Özyurt (21),
28. Nurcan Şahin (18),
29. Özlem Şahin (17),
30. Asuman Sivri (16), Lise öğrencisi,
31. Yasemin Sivri (19), Hacettepe Felsefe Bölümü,
32. Edibe Sulari (40), sanatçı,
33. İnci Türk (22),
34. Ahmet Öztürk (21) Otel Çalışanı,
35. Kenan Yılmaz (21) Otel Çalışanı.

Ayrıca Bakınız

• IŞİD nedir? Nasıl kuruldu? IŞİD’i kuran Ebu Bekir el-Bağdadi kimdir? 
• Sıradan bir insan terör eylemcisine nasıl dönüşür? İnsan nasıl kötü olabilir?