Spor yaparken ve yemek yerken alınan acı hissi neden zevk verir?
Kimileri spor yaparken kaslarına yüklenerek verdikleri ağır egzersizler, kimileri ise dudakları, dilleri ve gözleri şişercesine acılı gıdalar tüketir. Dışarıdan bakıldığında bir çok insanda acı hissi alınmaması için kendi kendine uyarı sistemi varken, bazen hiç olmadık durumlarda kendimizi acı çekerken, mutlu olma zevk alma gözükmektedir. Bu tezat içeren durumu bilimsel olarak açıklayacağız. Spor yaparken ve yemek yerken alınan acı hissi neden zevk verir? Acı yemek neden sevilir? Acı ile zevk arasında nasıl bir ilişki var? sorularının cevabını yazımızı okuduğunuzda alacağınızı düşünüyoruz.
Spor yaparken ve yemek yerken alınan acı hissi neden zevk verir?
Acı hissetmek ve zevk almak ne kadar birbirine ters durumlar değil mi? Fakat bu ters durum her insan da olabilir. Aslında otomatik olarak acıya karşı önlem alınacak bir sistemimiz var ama bir dizi yaşanan sinirsel hareketlilikler insanı farklı hallere sokabiliyor.
Dünyanın en acı biberi Hindistan’da bulunan Bhut Jolokia biberidir. Meksika biberini duymuş yada tatmış olabilirsiniz. Ondan 200 ile 400 kat daha acı olduğunu düşünün. dünyanın en acı yiyen kişisi Jason McNabb, bunları yiyen ve acı yemek konusunda dünyanın en iyisi ve şampiyonu. Dilimizin ucunu değdirdiğimizde anında şişerecek etkisi bulunan bu biberleri McNabb hap gibi atıyor ağzına. Ona bu öldüresi acı biberleri yerken neler hissettiği hakkında sorulduğunda ise, Ağzının içinde yüzlerce eşek arısını soktuğu ve ateşin ise cehennem gibi olduğunu söylemişti. Fakat anlatırken o kadarda acı çekmiş birine benzemiyordu. Peki bir insan neden bu kadar acı yer ve hoşlanır?
Bir çok spor dalında da izlediğiniz bir çok kişi, ölesiye egzersiz yapar ve antrenman sonrası o kadar da mutsuz değildir.
Biz yazımızda spor ve acı yemekten konuyu açtık ama Kaynar Sıcak Suya giren ve buz gibi Soğuk suya giren, Vücudunun her bölgesine halka takıp deldiren, tüm vücuduna dövme yapan, acı çektirerek sado-mazoşist cinsel ilişkiler yapan kişilerde bulunmaktadır.
Bilim insanları Acı ile Zevk arasında ilişkinin insanın kökünde olduğunu söylüyor. Merkezi sinir sistemi acıyı hissettiği an endorfin hormonunu salgılamaya başlar. Bir protein olmasına rağmen, aslında bir uyuşturucu madde gibi, acıyı tolere eden ve hissettirmeyip, canlılık ve neşeyi arttırır.
Sporcular koşu yaparken belli bir zaman sonra bacaklarda ve dizlerde durmasını sağlayan bir acı hisseder. Aslında salgılanan Laktik asitten dolayıdır. Çünkü Laktik asit, oksijen azlığı ile glikozların parçalanması sonucu meydana gelir. Vücut yeter der ve durmasını ister. İşte bu an beyinde daha farklı bir şeyler olduğu tespit edildi. Bilim insanları işte bu acıdan sonra neden insanın sporu terketmediğini anlamak için bir dizi araştırma yaptı.
Sinir Sistemi Acıyı Zevke Nasıl çeviriyor?
Beyinde deniz atına benzeyen, sinir sistemini kontrol eden hipokampüs bölgesi bulunmaktadır. Spordaki acıyı gören sinir sisteminin merkezi olan hipokampüs, hemen endofrin salgılanmasını emreder. Endofrin proteini yola çıkar ve beyindeki opioyid reseptörlerine tutunup, üzerinden yol alarak ağrı sinyallerinin aktarılması ile ilgili kimyasalların salgılanmasını önler. Böylece artık ağrı hissi bloke olur. Peki bu ağrıyı nasıl zevke çeviriyor? İşte size yanıtı.
Endofrin daha işin yarısını bitirmiştir. Diğer görevi ise beyindeki mutluluk bölgeleri olan limbik ve prefrontal bölgelerini uyandırır. Aslında uyuşturucu maddelerde endofrinin yaptığı gibi opioid reseptörlerine tutunurve beynin bu bölgesini harekete geçirir. İşte mutluluk böyle oluşur ve çekilen acı, zevk vermeye başlar.
Şimdiye kadar anlattıklarımız normal bir kardiyo yada koşu egzersizini yapan bir birey üzerinden takip edildi. Ağır Spor ve Yüksek performans alan sporcularda durum daha da farklı. Endofrinin yanında bir başka kimyasalında salgılandığı tespit edildi. Anandamid adındaki Mutluluk Kimyasalı denilen bu madde, ağrı sinyallerini yayan beyinde bulunan kanbinoid reseptörünün dışını sararak keyifli bir hale sokmanızı sağlar.
Fakat endorfin daha da ileri giderek beynin limbik ve prefrontal bölgelerini harekete geçirir. Bu bölgeler aşık olunduğunda ve müzik dinlerken aktif hale gelen bölgelerdir. Yani aynı şekilde beyindeki opioid reseptörleri saran morfin ve eroin gibi uyuşturucuların sağladığı türden bir ağrı ve acı sonrası iyi his hali yaratır.
Bu sırada salgılanan Adrenalin ise, kalp ritmini yükselterek acı sonrası heyecanlandırmaya başlar. İnsan da bu gibi mekanizmaların olması ne kadar ilginç değil mi? Tasarım harikası olan İnsan vücudu ağrı ve acıya karşı nasılda önceden kodlanmış tarzda hareket ediyor.
Acı yemekte de aynı şeyler oluyor mu?
Acı yemeklerin en vazgeçilmesi biberdir. Malum biber gazının da ana maddesi olan kapsaisin, Acı biberin içindeki acının kaynağıdır. Acı biber yerken beyinde acıya karşı spordaki gibi ilginç şeyler olmaz. Acı biber yedikten sonra mutluluk hissine kapılan görmek pek mümkün değil.
Acı Biber yenildiğinde, kapsasin maddesi dilin TRPV1 alıcılarına yapıştığı için bize çılgın bir acı verir. Acıyı çok yiyen kişilerde ise Kapsasin maddesine karşı dilin duyarlı olmasından dolayıdır.
Acı yemek, psikolojik olarak sonrasında ciddi bir zarar vermeyeceği bilgisini tecrübe ederek uygulanır. Örneğin acı biberin zararlı olmadığını düşünerek yediğinizde, dildeki hafif acılar zamanla alışmaya ve biberin tadını sevmeye başlarsınız. Bu insanlara has bir özellik. Hatta bunu farelerde deneyen bilim adamları, acıyı bir türlü fareye sevdiremedi.
Sado-mazoşist eğilimlerde acı neden zevk verir?
Bu tip cinsel eğilimlerde her iki taraf hem acı vermekten zevk alır hemde acı duymaktan. Bu gibi eğilim olan kişilere sorulduğunda iyi ve kötü arasındaki acıyı ayırt ettiklerini, iyi acıları aldıklarını düşünüyorlar.
Aynı tipte hissi aslında biz başka tecrübelerde de yaşarız. Mesela kayığa binmek çok isteyen bir kişi, yüzme bilmese bile kayığa binmeyi yine de ister. İnsana has bir özelliktir. Çünkü hayvanlar asla korktukları bir şeyin yanına tekrar yaklaşmazlar.
Aslında ağrı ile orgazm arasında bir bağlantı olduğunu düşünen Bilim adamları da var. Rutgers Üniversitesi görüntülemeli bir araştırma yapan Barry Komisaru, cinsel boşalım sırasındaki yüzün aldığı şekil, acı çekerken yüzde oluşan şekille aynı olduğunu belirtiyor.
Bir başka araştırmada kadınlarda orgazm ve acı üzerine yapılmıştı. Orgazm olan kadınların EMAR’daki beyin görüntülerinde 30 farklı bölgede hareket görüldü. Bu bölgelerin çoğu ise Ağrı bölgeleriydi.
Bir başka araştırmada ise karın ağrısından dolayı omurgasında sinirlerin bazılarını devre dışı bırakıldığında, hastaların orgazm olamadıklarını, eski haline döndüklerinde tekrar orgazm oldukları görüldü.
İnsanlarda acı ve zevk duyguları adeta birbirini tetikleyen mıknatıs gibidir.