Toplumu tehdit eden en kötü alışkanlık: Sosyal Medya Bağımlılığı!

Sabah kalktığınızda eğer bir gazete okumayıp da, ilk işiniz facebook, twitter, snapchat yada instagrama girmek ise ortada bir bağımlılık söz konusu.

Her dakika başı Sosyal Medya araçlarından vazgeçemiyorsanız, İş saatlerinde yada okul saatlerinde bile ihmal etmiyorsanız, akıllı telefonları elinizden bırakamıyorsanız ciddi bir bağımlılık söz konusu.

Uzmanlara göre Sosyal Medya bağımlılığı, Alkol ve sigara bağımlılığından daha zor kurtulması. Avrupa ve ABD’de artık Sosyal Medya Bağımlılığından kurtulmak için terapi veren danışmanlık firmaları çoğalmaya başladı.

Sosyal Medya, kişilerde nefret, bencilliğin yanı sıra şizofreni etkisi yaratıp ikinci tip karaktere dönüştürebiliyor. Terapilere gelen kişiler telefonlarından kurtulmak istediklerini ama bir türlü vazgeçemediklerini belirtiyor.

Bu kişiler Wifi ortamı olmadığında yada 3G-4G çekmeyen ortamlarda huzursuz oluyor ve adeta dünyaları yıkılıyor.

Toplumu tehdit eden en kötü alışkanlık: Sosyal Medya Bağımlılığı! | Çocuklar tehlikenin en riskli grubu

Araştırmalara göre, narsist kişiliklerin başarılarını yada yaptıkları diyet programlarını sergileyip, kusursuz fotoğraflar sergilemeye çalıştıklarını söylüyor. Özellikle selfie çekmeyi abartan kişilerin daha çok narsist ve psikopat ruhlu olabileceği söyleniyor. Hatta kendi fotoğraflarını düzeltmeler yapıp sergileyen kişiliklerin ise öz saygılarının az olduğu saptanmıştı. Sinirli ve nevrotik kişiler ise sevgilileri yada eşleri ile en çok paylaşım yapan kişiler olarak belirlenmişti.

İlgili Link 1: Spor yaparken fotoğraflarını paylaşım yapanlarda psikolojik problem var!

İlgili Link 2:Paylaştığınız fotoğraflar ruhsal aynanız!

Bir çok kişide bu paylaşımlar depresif etki yapıyor. Paylaşan kişinin bu tip rahatlığı, aslında onun ne kadar psikolojik dengesinin kötü olduğunu ortaya çıkarıyor. Sosyal Medya olmadan önce kişilerin özel hayatlarının açıklığı ve herkes tarafından takip edilmesi de bir çok kişide farklı duygular oluşturabiliyor.

En kritik durum ise, beynin bu duruma alışması. Çünkü ne kadar çok kullanılırsa, beyin fonksiyonları ona göre değişim içine giriyor.

Artık çoğu insan bu bağımlılıktan kurtulmak için, kendi çabaları yetersiz kaldığından uzman desteği almaya başladı.

Sosyal Medyaya bağımlı kalan insanların başvurduğu terapistlerin bir kaçı bu durumu anlatırken ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya kaldığımızı fark ettiriyor.

Toplumu tehdit eden en kötü alışkanlık: Sosyal Medya Bağımlılığı! | Genç nesil sosyal medyayı kullanmayı bilmiyor!

Terapistler iş başında!

ABD’de Houston eyaletinde çalışan bir Psikolog Nathan Driskell, kendisine gelen sosyal medya bağımlı kişileri son yıllarda yüzde 20 arttığını söylüyor. Gelen kişilerin bağımlılık testlerine girdiğinde, Alkol ve sigara bağımlılarından daha tehlikeli durumda olduğunu belirtiyor.

Nathan Driskell seans ücretlerinin 150 dolardan başladığını ve genelde ayda 4 seans olduğunu, 6 aya kadar uzadığını belirtiyor.  Telefon bağımlılığı  tehlikeli boyutta olanları, şehir dışı kamplara gidip telefonsuz bir yaşama alıştırmak için doğa seansları bile 500 doları geçebileceğini söylüyor.

Başka bir şirket Talkspace, Terapiyi internet üzerinden veriyor. İlk defa 2016 yılında gelen şikayetlerde, Sosyal Medya Bağımlılığı olduğunu, bunla ilgili yeni bir destek ekibi kurduklarını söylüyor. 4 ay boyunca haftada bir kere internet üzerinden terapi alınabiliyor. Şirket canlı internet terapilerinin maliyetinin 400 doları bulduğunu söylüyor. Şirketin yöneticisi Linda Sacco, gelen kişilerin sosyal medya kullanımında kendi çabalarına göre kısıtlama yapmaya çalıştıklarını ama bir türlü beceremediklerini, onsuz bir hayat düşünememe çılgınlığı yaşadıklarını söylüyor.

Diğer taraftan ABD’li şirketler elemanları için özel terapi seanslarını topluca aldırmaya başladı. Çünkü ciddi bir iş kaybı oldu söyleniyor.  Uzmanlara göre Sosyal Medya Bağımlılığından kurtulmak için en az 6 aylık kökten bir tedavi gerekmekte.

Toplumu tehdit eden en kötü alışkanlık: Sosyal Medya Bağımlılığı! | Selfie yani özçekim kişilerin karakterlerini belli edebiliyor

Sosyal medya çocuk ve gençlerde anksiyeteye ve korkuya neden oluyor!

Temmuz 2017’de yapılan araştırma da Sosyal medyanın çocuklar üzerindeki ciddi zararları olduğunu gösteriyor.

İngiltere’de yapılan araştırmaya göre, sosyal medya çocuk ve gençlerde anksiyeteye ve korkuya neden oluyor. Gençlere yönelik zorbalık ve şiddetle mücadele eden Ditch the Label adlı kuruluşun yaptığı araştırmaya göre, gençlerin yüzde 40’ı kimse selfie’lerini beğenmezse kötü hissettiklerini söylüyor. Yüzde 35’i ise kendilerine olan güvenlerinin takipçi sayılarına doğrudan bağlı olduğunu belirtiyor.

12 ile 20 yaş arasındaki 10 bin çocuk ve gençle yapılan araştırma, siber zorbalığın giderek yayıldığına işaret ediyor.
Her üç kişiden biri, internette görünüşlerinden dolayı istismar ve zorbalığa uğramaktan korkuyor.

Katılımcıların yaklaşık yüzde 70’i internette başka birine karşı istismarcı davranış sergilediklerini, yüzde 17’si de bilgisayar başında zorbalığa uğradıklarını anlattı.

Bununla beraber katılımcıların yarısı, hayatlarına ilişkin kötü şeylerden bahsetmediklerini, sadece yaşamlarının “kurgu edilmiş” versiyonunu sosyal medyaya sunduklarını ifade etti.

Ditch the Label yardım kuruluşunun başkanı Liam Hackett, insanların giderek gerçekliği göstermekten kaçındıklarını söyledi.

Hackett “İnternet sadece zorbalık iklimini belirlemiyor. Aynı zamanda genç kullanıcıların kimlik, davranış ve kişiliklerinde çok açık etkiler bırakıyor” dedi.

İngiltere’de uzmanlar, ebeveynlerin de aynı şekilde sosyal medyaya bağımlı olmasının bu etkileri artırdığına dikkat çekiyor.

Bir uzman, “Anne babaların çocuklarına, hayatın sosyal ağlardan ve bu ağların çizdiği gösterişli resimden daha fazlası olduğunu öğretmelerinin zamanı geldi” diyor.

Sosyal medya bağımlılığından kurtulmak için ne yapmalı?

Uzmanlar eskiye dönme yani detoks etkisi yapılmasını tavsiye ediyor. Hafta sonu kesinlikle doğal ortamlara gidilmesini ve gerçek sosyalleşmeden bahsediyor. Aile ziyaretleri ve yüz yüze arkadaşlarla vakit geçirilmesi sağlanması gerektiğini belirtiyor.

Teknoloji ile bir denge kurulup, ondan yeterli bir şekilde yararlanma sağlanmalı. Sürekli paylaşım yapmamalı ve interneti gerekli olduğu an açmak gerektiğini söylüyorlar.

Ayrıca telefon internet paketlerinde en düşük kapasite seçilip, maddi konuda da beyne baskı yapılabilir.