Virüsler kendi enerjilerini üretebilir mi?
Virüsler kendi enerjilerini üretebilmeleri için onların hücre yapısı olması lazım. Bazı bilim adamlarının canlı bile görmedikleri virüslerin bazıları enerjilerini kendileri üretiyor. Virüsler değişiyor mu? Virüsler kendi enerjilerini üretebilir mi? Virüslerin özellikleri neler? Virüslerin hücre yapısı varmı? Yıllardır tartışılan Virüsler hakkında canlı virüs cansız virüs tartışması bitecek mi?
Virüsler kendi enerjilerini üretebilir mi?
Virüsler hakkında bilgileri daha yeni yeni almaya başladık maalesef. Bilim virüsler konusunda canlı mı cansız mı diyerek neredeyse 100 yıldır fikir ayrılığı yaşamaya devam ediyor. Neyse ki 2003 yılından sonra araştırmalar hızlandı. Nedeni ise virüslerin canlı olmadığına yönelik görüşler, 2003’teki bir dev virüs (girus) keşfiyle birlikte değişmeye başlamıştı.
Virüslerin özellikleri hakkında ciddi bilgiler gelmeye devam ediyor. İşte bunlardan ilginç olanı ise Bazı Virüsler canlı kalmak için kendi enerjilerini kendileri üretiyor sonucu.
Görünüşe göre bazı virüsler, kendi enerjisini üretebiliyor. Bugüne kadar virüslerin bunu yapamayacağı varsayılıyordu. Ancak yeni bulgu, dev virüsler (girus) gerçekten virüs olup olmadığı ve canlı olup olmadıkları konusunda zaten süren bir tartışmayı iyice körükleyecek gibi gözüküyor.
Fransa’daki Aix-Marseille Üniversitesi’nden Bernard La Scola, “Bir virüste enerji olması gerçekten inanılmaz” diye belirtmesine rağmen bir virüsün neden kendi enerjisini üretmesi gerektiğinin halen bir sır olarak kaldığının da altını çiziyor.
Bu keşif Virüs tanımını değiştirdi! Virüs nedir?
Bilinen tüm virüslerin, bir protein tabakasına veya zarına sarılmış RNA veya DNA’dan başka bir şeyden oluşmadığı düşünülüyordu. Buna göre, söz konusu yapıların içinde çalışan bir sistem yoktu ve kendilerini kopyalamak için enfekte ettikleri hücrelere bağımlıydılar. Bunun biyolojik karşılığı, virüslerin canlı olmadığına yönelikti.
Ta ki 2003’e kadar… La Scola, bu tarihte “mimivirüs” adı verilen ilk dev virüsün keşfini bildirdi. O zamandan beri, yüzlerce dev virüs daha keşfedildi. Buna bağlı olarak virüsler ile canlı hücreler arasındaki sınır muğlaklaştı.
Kısaca tanımlamak gerekirse bazı dev virüsler, birtakım bakteri hücrelerinden daha büyük ve çok sayıda gen içeren büyük genomlara sahip.
Virüsler için alışılmadık bir durum olan DNA’yı kendi başlarına RNA’ya kopyalayacak bazı mekanizmaları da var. Bununla birlikte daha küçük virüsler tarafından saldırıya uğrayabiliyorlar ve bir çeşit bağışıklık sistemine sahip olabiliyorlar. La Scola, “Mimivirüsün keşfedilmesinden yirmi yıl sonra, bildiğimiz virüs tanımları değişiyor,” diye belirtiyor.
O ve meslektaşları, “pandoravirüs” adı verilen bazı dev virüslerin, dış zarlarında elektrik gradyanı olarak nitelendirilebilecek bir nevi zar oluşturduğunu keşfetti. La Scola, bir zar potansiyeli oluşturmak için enerji gerektiğini ve bunların, hücrelerin içinde olduğu kadar izole edilmiş virüslerde de bulunduğundan, bu enerjinin virüsün kendisinden gelmesi gerektiğini savunuyor.
Neden membran (seçici bir engel) potansiyeline sahip oldukları ise halen belirsiz. Bunlar, çoğu hücrede, ATP adı verilen bir molekülün üretimini sağlasa da virüslerin ATP üretmediği biliniyor.
Virüsler kendi enerjilerini nasıl üretiyor?
Araştırmacılar ayrıca “Pandoravirus massiliensis” adlı bir virüsün, enerji üretmek için gerekli olan enzimleri kodlayan birçok gene sahip olduğunu da buldu. Bu enzimlerden en az birini bir bakteriye aktararak bu işleve sahip olduklarını da doğruladılar.
Illinois Üniversitesi’nden Gustavo Caetano-Anollés, “Bu, hücrelerinkine benzer şekilde viral partiküllerde aktif bir enerji metabolizması olduğunu gösteriyor,” diye anlatıyor. Ancak Kuzey Carolina’daki Davidson College’dan David Wessner, bu fikre pek de ikna olmuş değil. Bunun gerekçesi olarak da ekibin yalnızca hücrelerden yeni salınan virüslere baktığını ve hepsinin zar potansiyeline sahip olmadığını gösteriyor.
La Scola ise keşfin, dev virüslerin hem normal virüslerden hem de basit hücreli organizmalar olan prokaryotlardan ayrı bir grup olarak görülmesi gerektiğine dair kanıtlara katkıda bulunduğunu düşünüyor.
Hawai’i Üniversitesi’nden Grieg Steward, söz konusu yaşam formlarının enerji üretseler bile halen virüs olduklarını söylüyor: “Pandoravirüsler virüstür. Çünkü bir konakçı hücrenin içinde bir tür montaj işlemiyle çoğalırlar.” La Scola da virüsleri daha önce hücrelerin içinde canlı olarak görmüştü. “Ancak bir pandoravirüs, hücrelerin dışında enerji üretiyorsa, daha da canlıdır,” diyor.
Yani evet, virüsler yaşıyorlar!
Virginia Tech’ten Frank Aylward ise yakın zamanda, bir konağın metaboliz- masını manipüle etmek için kullanılabilecek dev virüs genomlarında enerji üretimiyle ilgili genler bulduğunu bildirmişti.
Artık dev virüsler yaygınlaşıyor, bu da gezegen üzerinde çok büyük bir etkiye sahip olduklarını gösteriyor. Aylward, “Canlı olup olmadıkları önemli değil, oradalar ve tüm bu önemli şeyleri yapıyorlar,” diye belirtiyor.
Özellikle buzulların erimesiyle milyonca yıldır donmuş olarak bekleyen virüsler kapıda.