X ışını nedir? X ışınlarının özellikleri nelerdir? Tıpta nerelerde kullanılır?
X ışını nedir? X ışınını kim buldu? X ışınları nasıl bulundu? X ışınları nerelerde kullanılır? X ışınlarının özellikleri ve kullanım alanları nelerdir? Tıpta X ışınları nasıl kullanılır? X ışınları insana zarar verir mi? Türkiye’de X ışınları ilk defa ne zaman kullanılmaya başlandı? sorularının cevabını yazımızda bulabileceksiniz.
X ışını nedir? X ışınlarının özellikleri nelerdir? Tıpta nerelerde kullanılır?
X-ışınları, görünür ışığa benzer şekilde elektromanyetik radyasyonun bir şeklidir. Fakat görünür ışığın aksine, X-ışınları daha yüksek enerjiye sahiptir ve vücut da dahil olmak üzere birçok cisimden geçebilir. Tıpta X-ışınları, vücuttaki doku ve yapıların görüntülerini oluşturmak için görüntüleme amaçlı ve onkoloji alanında ise tedavi amaçlı kullanılır.
X-ışınlarının tıpta kullanılması çocuklarda ve yetişkinlerde hastalıklara tanı konulmasında ve kanser hastalıklarının tedavisinde önemli bir rol oynar.
Günümüzde tıpta geniş bir kullanım alanı olan X ışınları 1895 yılında Alman Fizik profesörü Wilhelm Röntgen tarafından bulunmuştur. Röntgen, Würzburg Üniversitesi’ndeki laboratuvarında vakum altındaki Crookes tüpünde katot ışınlarıyla çalışırken, tüpten uzaktaki bir cam kavonoz içindeki baryumlu platinsiyanür kristallerinde pırıltılar oluştuğunu fark etmiş ve bu ışınların o ana kadar bilinmemesinden dolayı X-ışınları adını vermiştir.
Röntgen daha sonra Crookes tüpünü ışık geçirmez siyah bir kutu içine koymuş ve deneyi her tekrarladığında kartonun floresan gibi parladığını görünce tüp ile karton arasına kendi elini koymuş ve el kemiklerinin göründüğünü farketmiş. Daha sonra deneyi eşinin eliyle tekrarlamış ve böylece dünyadaki ilk radyografik film çekilmiştir.
Kendisine 1901 yılında ilk defa verilmeye başlanan Nobel ödülünü kazandıracak olan X-ışınlarını keşfetmesi tıp biliminde büyük bir çığır açmıştır.
Ülkemizde X-ışınları ilk defa ne zaman kullanıldı?
Ülkemizde X-ışınları tıbbi amaçlı olarak ilk defa 1897 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Dr. Esad Feyzi ve Dr. Rıfat Osman Askeri Tıp Mektebi’nde monte ettikleri bir X-ışını tüpü ile bir askerin el bileğindeki şarapnel parçasını görüntülemişler ve asker ameliyat edilmiştir. Bu uygulama, “Röntgen tekniği”nin, tıp biliminde dünyada ve ülkemizde kullanıldığı ilk uygulama olarak bilinmektedir.
Ülkemizdeki ilk radyoterapi tedavisi ise 1902 yılında Hamidiye Sultan Etfal Hastanesi’nde uygulanmıştır. 1936 yılında İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nde tarihteki ilk rotasyonel radyasyon tedavisi Dr. Tevfik Berkman ve fizikçi Dessauer tarafından larenks kanserli bir hastaya uygulanmıştır.
X-ışınlarının tıpta kullanılması çocuklarda ve yetişkinlerde hastalıklara tanı konulmasında ve kanser hastalıklarının tedavisinde önemli bir rol oynar.
X ışınları görüntüleme teknikleri ve kullanım alanları
Her biri farklı teknolojileri ve teknikleri kullanan tıbbi görüntüleme ve tedavi işlemlerinin birçok türü veya modalitesi vardır. Tanı amaçlı kullanılan görüntüleme yöntemlerinden bilgisayarlı tomografi (BT), floroskopi ve radyografi tümüyle iyonize radyasyonu kullanarak vücudun görüntülerini üretir. Tedavi amaçlı kullanılan lineer hızlandırıcılar X-ışınlarını kullanarak tümörlü hücrenin DNA’sını tahrip edip kanser hastalığının tedavi edilmesini ya da durdurulmasını sağlar.
BT, radyografi ve floroskopi aynı temel prensibe göre çalışır: X-ışını vücuttan geçerken farklı doku yoğunlukları tarafından farklı şekilde soğurulur ve bir kısmı iç yapılar tarafından emilir; geriye kalan X-ışını ise bir bilgisayar tarafından kayıt veya daha ileri işlemler için bir dedektöre (örn. film veya bilgisayar ekranına) iletilir.
Hastadan geçen ışınlar daha sonra değerlendirme için tek bir görüntü olarak radyografik film üzerine kaydedilir.
- Mamografi: Meme iç yapısını görüntülemek için yapılan bir görüntüleme işlemidir.
- Floroskopi: Hastadan geçen ışınlar görüntü şiddetlendirici aracılığıyla monitöre aktarılarak işlemin gerçek zamanlı olarak izlenmesine olanak sağlar.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): Dedektörün hasta vücudu etrafında hareket etmesi sırasında birçok X-ışını görüntüsü kaydedilir. Bir bilgisayar tüm bireysel görüntüleri kesit görüntülerine veya iç organların ve dokuların kesitlerine dönüştürür. BT incelemesi, BT görüntüsü birçok bireysel X-ışını projeksiyonlarından yeniden yapılandırıldığından, konvansiyonel radyografiden daha yüksek bir radyasyon dozu içerir.
- Panoromik ve periapikal görüntüleme cihazları ile volumetrik diş tomografi cihazları da diş hekimliğinde görüntüleme amaçlı olarak kullanılır.
X ışınları kullanan cihazlar Radyasyon yayar mı?
Görüntüleme işlemleri sırasında kullanılan düşük enerjili radyasyon dozunun vücut tarafından çok azı soğurulur ve herhangi bir yan etkiye neden olmaz. Örnek verecek olursak; göğüs radyografisi ya da kafatası, karın, pelvik bölge, kollar, omuz gibi basit bir X ışını görüntülemesinden alınan radyasyon dozu, yıllık olarak çevreden alınan doğal radyasyon dozundan daha düşüktür.
X ışının zararları olmasına rağmen kullanılmakta. X ışınları tıpta kanserin tedavi edilmesinde önemli bir rol oynar. Bu amaçla kullanılan lineer hızlandırıcı tedavi cihazında üretilen yüksek enerjili X-ışınları kanserli hücrenin DNA’sını tahrip ederek kanseri tedavi eder ya da ilerlemesini durdurur.
Yüksek teknoloji ile donatılmış lineer hızlandırıcılarla yoğunluk ayarlı tedavi (YART), Volumetrik Arc Tedavi (VMAT) ve stereotaktik radyo cerrahi tedaviler yapılabilmektedir.
Bu amaçla hastadan alınan BT görüntüleri üzerinde özel bir bilgisayarlı planlama sistemi ile üç boyutlu tedavi planlaması yapılarak kanserli hücrelere verilecek radyasyon dozunun yoğunluğu ayarlanarak istenilen doz dağılımı elde edilir. Böylece tümörlü dokulara maksimum doz verilirken sağlıklı dokuların aldığı doz minimumda tutulur.
Ayrıca tedavi öncesi hastadan alınan KV ve BT görüntüleri ile verilecek radyasyonun sadece kanserli bölgeye verilmesi ve normal dokuların korunması sağlanır.
X ışınlarına maruz kalan Hasta radyoaktif hale gelir mi?
X-ışınları daha önce de belirtildiği gibi elektromanyetik özellikli ışınlardır ve X-ışınları ile yapılan görüntüleme işlemlerinde ve tedavilerde hasta hiçbir şekilde radyoaktif hale gelmez. Hasta, görüntüleme işlemi ya da tedavi sonrasında normal günlük hayatına devam edebilir.
X-ışınları dolayısıyla radyasyonun tıpta kullanılmasında aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulur:
- Gerekçelendirme: Radyasyonla yapılacak her işlem gerekçelendirilir. Uygulamanın yararları ile meydana gelebilecek zararlar karşılaştırılır ve net bir yarar sağlamayacak hiçbir işlem yapılmaz. Doktorun yazılı direktifi olmadan hiçbir uygulamaya yer verilmez.
- Optimizasyon: Radyasyonla yapılacak olan işlem gerekli olan en az radyasyon dozu ile yapılır.
Radyasyon makinelerinde Lisans belgesi alma zorunluluğu var
Ülkemizde tıpta radyasyonla çalışan tüm cihazlar için Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan lisans belgesi alma zorunluluğu vardır. Ayrıca radyoterapi ünitelerinde lisans belgesi alınmadan önce Fizik Mühendisleri Odası’ndan her cihaz için Kalite Uygunluk Belgesi alınır. Kalite Uygunluk Belgesi olmayan hiçbir radyoterapi cihazı için lisans belgesi, dolayısıyla çalıştırma izni verilmez.
Radyoloji ve nükleer tıp ünitelerinden farklı olarak, radyoterapi bölümlerinde ayrıca Medikal Fizikçi bulundurma zorunluluğu vardır. Radyasyonla çalışan cihazları kullanan tüm personelin eğitim düzeyinin, çalıştığı alanın
gerekliliklerini karşılayacak şekilde olması gereklidir. Radyasyonla çalışan tüm cihazların bakım ve kalibrasyon prosedürleri gereğince belirli periyodlarda koruyucu bakımı yapılması ve gerekli kayıtların tutulması zorunludur.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu haberli ya da habersiz olarak hastanelerin radyasyonla işlem yapılan bölümlerini ziyaret eder ve radyasyonla yapılan uygulamaların hastanın, personelin ve çevrenin radyasyon güvenliğini sağlayacak şekilde olup olmadığını denetler.
Ayrıca Bakınız
Kaynaklar ve Dış Bağlantılar
- Radiation Health Effects | United States Environmental Protection Agency | EPA
- Fizik Yük. Müh.- Medikal Fizik Uzmanı Vildan Alpan | Radyasyon Onkolojisi Bölüm Uzmanı